Bölüm 18

2.6K 57 14
                                    

Akan suyun sesine, kuş sesleri de karışmıştı. Etrafımda rengarenk çiçekler vardı. Çiçeklerin kokusunu içime çekmek için derin bir nefes almıştım. Çimenlerin üstüne uzanmış, beni öpen Boran'ın saçlarını okşuyordum. Kalbim anın büyüsü ve heyecanıyla küt küt atıyordu. Kapalı gözlerimi açtığımda tepemde Berfe hanımı ve Berfin'i görmeyi beklemiyordum. Berfe hanım Boran'ın omzundan tutup onu benden uzaklaştırmıştı. Yattığım yerden doğrulup "Boran!" diye avazım çıktığı kadar bağırmıştım. Ama Boran beni duymamış ve Berfin'in elini tutup gitmişti.

Nefes nefese uyanmıştım. Ağzım kurumuştu. Yan tarafıma baktığımda boş olduğunu gördüm. Dışarıdan gelen seslere kulak kesildim. Ama sesler net değildi. Üzerimdeki örtüyü kenara atıp yataktan kalktım. Dolaptan elime ne geçerse aldım ve giydim. Bir hışımla odadan dışarı çıkmıştım. Merdivenlerin başına geldiğimde Boran ve annesinin merdivenlerin sonunda durmuş konuştuğunu gördüm. "Anne böyle bir şey olmayacak!" diye sitem etmişti. "Oğlum ben seni düşünüyorum." Boran annesinin sözünü kesmiş "Neyi mi düşünüyorsun?" diye sormuştu. "Seninde bir çocuğun olsun istiyorum." demişti.

Daha fazla onların konuşmasına kulak misafiri olmadan aşağıya inmeye karar vermiştim. Boğazımı temizleyip onlara geldiğimi belli ettim. Boran'ın çatık kaşları beni görünce inmişti. Berfe hanım asık suratıyla bir şey demeden orayı terk etmişti. "Günaydın." demiş ve gülümsemiştim. "Günaydın, seninle bir şey konuşmamız gerekiyor." demişti. Beraber oturma odasına girmiştik. Berfe hanım her zaman oturduğu yerde oturuyordu. Boran boğazını temizleyip bana bakmıştı. "Rojin ben çocuğum olsun istiyorum." demişti. Duyduğum şeyle kaşlarımı çatıp "Nasıl olacak?" diye sordum. "Tedavi olacağız." dedi. Bunu duyan annesi ben daha bir şey söyleyemeden araya girmişti.

"Ne demek tedavi olacaksınız? Sen iste Berfin sana on tane çocuk yapar." dedi. Boran başını annesine çevirip "Ben on tane çocuk falan istemiyorum." demişti. Berfe hanım ayağa kalkıp bizim yanımıza geldi. "Oğlum sen beni dinle. Berfin'i al. Bir bebeğiniz olsun. Bebeğe de Rojin baksın." demişti. Boran sesli şekilde nefesini vermiş "Böyle bir şey olmayacak." dedi. "Sana analık hakkımı helal etmiyorum." diyen Berfe hanıma bakmıştım. "Anne böyle yapma! Böyle söyleme!" diye sitem eden Boran burnundan soluyordu. Berfe hanım "Ben diyeceğimi dedim." dedi ve odadan çıktı.

Beynim uyuşmuş gibi hareket edemiyordum. Gözlerim yeniden dolmaya başlamıştı. Boran'ın öfke dolu suratına baktım. "Boran şimdi ne yapacağız?" diye sordum. Boran nefesini verip yutkundu. "Bilmiyorum. Artık ne yapacağımı? Ne diyeceğimi bilmiyorum?" demiş ve çıkıp gitmişti. Aslında onun içinde zor bir durumdu. Biri bacaklarımdan tutup çekmiş gibi olduğum yere çöküp kalmıştım. Göz yaşlarım yanaklarımdan dökülmeye başlamıştı. Yanağımda ıslak izler bırakıp giden göz yaşım elbisemin kumaşını ıslatıyordu.

"Gel geç otur kızım." diyen Berfe hanımı ve yanındaki Berfin'i bir kaşık suda boğmak isterdim. Berfin yüzündeki sırıtışla, onun gösterdiği yere resmen kurulmuştu. "Beni istemeye ne zaman geleceksiniz?" diye sormuştu. O an başımdan aşağı biri bir kova soğuk su dökmüş gibi bedenim titremişti. Serhat ağa boğazını temizleyip "İşlerimizi halledelim sonra bakalım." dedi. Boran oturduğu yerden ayağa kalkmıştı. "Baba ben Berfin'i istemiyorum." dedi. Berfin'in yüzü bu sözlerle düşmüştü. "Ne demek istemiyorum? Berfin kızım bana erkek torun verecek." diyen Berfe hanım Serhat ağanın konuşmasına bile fırsat vermemişti.

"Boran gel seninle konuşalım." diyen ve ayağa kalkıp odadan çıkan Serhat ağanın arkasından giden Boran'a bakmıştım. Ardından bakışlarımı varlığına bile tahammül edemediğim Berfin'e çevirdim. Kumral saç tutamını parmağına dolayıp oynuyordu. O saçlarını yolmak o kadar çok isterdim ki.. "Acaba ne konuşacaklar?" diye sormuş ve arkasına yaslanmıştı. "Senin buradan defolup gitmeni konuşacaklar." dedim. Berfin çatık kaşlarla suratıma bakmış tam ağzını açıp konuşacağı sırada Berfe hanım araya girmişti. "Rojin misafirle böyle konuşma!" diyerek hafiften sitem etmişti. Oturduğum yerden ayağa kalktım. "O misafir değil. Hem hangi misafir evli adama göz koyar!" diye sitem ettim.

"Ben göz koymadım. Ben zaten Boran'ı seviyordum." demişti. İçimdeki volkan bir bomba gibi patlamıştı. Bir hışımla ayağa kalkıp Berfin'in saçına yapıştım. "Defol git, pis sürtük!" diye sitem ettim ve saçını yolmaya başladım. "Rojin ne yapıyorsun?" diyen Berfe hanımı bile duymuyordum. "Ne yapıyorsun ya delirdin mi!" diye sitem eden ve ellerimin arasındaki saçlarını kurtarmaya çalışan Berfin sonunda çığlık atmaya başlamıştı. "Rojin ne oluyor burada?" diye soran ve kollarımdan tutup beni uzaklaştıran Boran'ın göğsü sırtıma değmişti. "Senin bu karın delirmiş." diyen ve göz makyajı akan Berfin'e bakıp "Evet onun bir karısı var. İkincisine gerek yok." dedim.

"Berfin kızım haftaya gelip seni isteyeceğiz." diyen Serhat ağanın sesi odada yankı yapmıştı. Şok olmuş şekilde ona baktım. "Berfe sende hazırlıklara başla." demiş ve odadan çıkmıştı. Kollarımdaki Boran'ın elleri gevşemişti. Berfe hanım ve Berfin yüzlerindeki mutlulukla odadan çıkmışlardı. Gözlerimdeki öfkeyle Boran'a dönmüştüm. "Baban ne diyor?" diye sordum. Boran üzgün gözlerle bana bakıyordu. "Üzgünüm." diye bilmişti. "Seni ikna ettiler. El birliğiyle seni Berfin'le evlendirecekler." dedim ve hıçkırdım. Gözlerim yine dolmuştu. Odadan çıkıp merdivenlerden yukarı odama girdim.

Boran, anne ve babasına karşı gelmemişti. Acaba babası ona ne demişti de Berfin'le evlenmeye ikna olmuştu. Yüz üstü kendimi yatağa atıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Odanın kapısı açılıp kapanmıştı. "Gülüm yapma böyle." diyen Boran yatağa oturmuştu. Başımı kaldırıp ona baktım. "Ne yapmayayım! Kocam başkasını istemeye gidecek!" diye sitem ettim ve başımı tekrar yastığa gömdüm. Boran'ın elleri saçlarımın üstünde dolaşıyordu. "Özür dilerim." diye fısıldamıştı. Burnumu çekip kafamı kaldırdım. "Boran ben seni başka bir kadınla paylaşamam." dedim.

Boran yutkunmuş ve adem elması hareket etmişti. Göz yaşlarımı silip yatakta oturdum. Boran elini çeneme koyup gözlerimin içine baktı. "Sana söz veriyorum. Onu hiç bir zaman sevmeyeceğim." dedi. Ardından dudaklarıyla dudaklarımı kapatmıştı. Dudakları, dudaklarımı keşfe çıkmış gibi hareket ediyordu.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin