Çiçek açan dallar meyve vermeye başlamışlardı. Ağaçlar rengarenk meyvelerini sergiliyordu. Hava artık eskiye göre daha sıcaktı. Sıcaktan bunalan insanlar göllere akın etmişti.
Sessiz sakin fazla insan olmayan göl kenarına gelmiştik. Kaç sene sonra ilk defa göle girmiştim. Haşemamı giymiş, belime kadar gelen suya girmiştim. Çocukken abimle gizlice göle gider ve yüzerdik. Abimin sayesinde yüzmeyi öğrenmiştim. Annem bir şey demezdi ama babam duysa kıyameti koparırdı. "Rojin gülüm yanıma gel." diyen Boran'a bakmış ona doğru yüzmüştüm. Avucuna aldığı sularla beni ıslatmaya başlamıştı. "Ya Boran!" diye küçük bir sitem ettim.
Ayaklarımı suya vurup bende onu ıslatmıştım. Boran beni belimden tutmuş ve suyun altına çekmişti. Hazırlıksız yakalandığım için biraz su yutmuştum. Onun elleri arasından çıkarak, suyun yüzeyine çıkmış, öksürmeye başlamıştım. "Rojin iyi misin?" diye endişeyle sormuştu. Boran'ı omuzlarından tutmuş, bu sefer ben onu dibe batırmıştım. "Abi ne yapıyorsunuz? Allah korusun şakalaşıyoruz derken boğulacaksınız!" diyen ve sesinde endişe barındıran Kader'in sesini duymuştuk.
Su yüzeyine çıkan ve öksüren Boran'a "Sen kaşındın." dedim. "Hadi gelin mangal hazır." diyen Harun bize seslenmişti. "Benim intikamım daha acı olacak Rojin hanım." diyen Boran'a "Göreceğiz Boran bey." dedim. Gölden çıkmış, bizimkilere doğru gitmiştik. "Çocuk gibisiniz." diyen Ruken'e "Önce Boran başlattı." dedim. "Kader kızım gel yemek hazır." diyen Berfe hanım gölde yüzen Kader'e seslenmişti. Kader'de gelince oturmuş ve yemek yemeye başlamıştık. Hem hava sıcak olduğu için hemde üzerimdeki haşemanın kumaşı ince olduğu için haşema hemen kurumuştu.
Boran'la barışmamızın üzerinden tam üç ay geçmişti. Ben bu süre boyunca sadece bir ay Boran'ın ailesinin evinde kalmıştım. Hem Can küçük olduğu için hemde lohusa olduğum için kalmıştım. Sonra ki iki ay kendi evime gitmiştim. Orada da Zilan bana yardımcı oluyordu. Zilan şuan evde Can'a bakıyordu.
"Harun hadi gel yarışalım." diyen Boran'a "Dikkat edin oğlum, suyla şaka olmaz." diyen Berfe hanıma bakmıştım. Harun ve Boran onu duymamış ve koşup göle girmişlerdi. Ben, Ruken ve Kader'de kıyıda yüzüyorduk. "Bu sıcaklardan sonra göle girmek iyi geldi." diyen Ruken'e bakmış "Valla öyle." demiştim. Berfe hanımda oturduğu yerden kalkmış ayaklarını suya sokmuştu.
Kader onu ıslatacakken Berfe hanım ondan önce davranmıştı. Ellerine aldığı suyla Kader'i ıslatmıştı. Ben ve Ruken'de onlara katılmıştık. Hem kahkaha atıyor hemde birbirimizi ıslatıyorduk. Harun ve Boran'da yanımıza gelmiş, oyunumuza dahil olmuşlardı. Sudan çıkmış orada bulunan havlunun üstüne oturmuştum. Boran'da yanıma gelmişti. Çantadan aldığı güneş kremini bana uzatmış "Gülüm şunu sırtıma sürer misin?" demişti. Elinden kremi almış, sırtına sürmeye başlamıştım. Ruken'de, Harun'un sırtına güneş kremini sürüyordu.
"Toparlanında gidelim." diyen Berfe hanıma bakmıştık. Orada bulunan soyunma kabinine girmiş ve haşemamı çıkarmıştım. Ardından kıyafetlerimi giymiş ve kabinden çıkmıştım. Herkes hazır olunca arabalara binmişti. Berfe hanım ve Kader, Harun'un arabasına binmişti. Boran arabayı çalıştırmış, yola çıkmıştık. Harun'un arabası arkamızdan geliyordu.
Boran klimayı açmış ardından müzik açmıştı. Parmaklarıyla direksiyona vurup ritim tutuyordu. "Ben var ya bu şarkıyı çok seviyorum." demişti. "Ama ben beğenmedim değiştir." dediğimde "Ciddi misin?" diye sordu. "Şaka şaka güzelmiş." deyip güldüm.
Araba evin önüne park edince arabadan inmiştik. Bagajdan eşyalarımızı almış eve girmiştik. "Zilan biz geldik." dedim ve ona seslendim. "Hoş geldiniz." diyen Zilan elimdeki eşyaları almıştı. "Can çok ağladı mı?" diye sordum. "Fazla ağlamadı. Karnını doyurdum, şimdi mışıl mışıl uyuyor." demişti. "Ben paşamı özledim." diyen Boran merdivenlerden yukarı çıkmıştı. Zilan mutfağa gidince onun peşinden gittim. "Çok sağol, sana da zahmet oldu." dedim. Zilan bana dönmüş "Ne demek Rojin hanım ben ona severek baktım." demişti. "Bende gidip şunlara bakayım." dedim ve mutfaktan çıktım.
Boran, beşiğinde uyuyan Can'ı izliyordu. Onun yanına gitmiş bende Can'ı izlemeye başlamıştım. "Acaba önce anne mi diyecek baba mı." diyen Boran'a bakmış "Bence anne diyecek." demiştim. "Belki de baba der." demişti. "Hayır ilk önce anne diyecek." dedim. Tek kaşını kaldırıp bana bakmıştı. "Nereden biliyorsun?" diye sormuştu. "Çünkü onu ben doğurdum." dedim. "Biraz daha büyüsün o zaman görürüz." demişti. "Göreceğiz." dedim. Boran beni elimden tutmuş, odamıza çekmişti.
Yatağa geçmiş, beni de yatağa çekmişti. "Boran ne yapıyorsun?" diye sormuştum. "İntikamımı alıyorum." dediği zaman "Nasıl?" diye sormuştum. "İşte böyle." demiş ve beni altına almıştı. Ne yapacağını merakla bekliyordum. Parmaklarıyla dudaklarımı okşamaya başlamıştı.
Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdığı zaman gözlerimi kapatmış, dudaklarını hissetmeyi beklemiştim. Dudaklarını dokundurup geri çekmişti. Gözlerimi açmış "Ama bu haksızlık." demiştim. Boran sırıtan yüzüyle suratıma bakıyordu. "Demek bana işkence edeceksin?" dedim. "Belki de." demiş ve elbisemin fermuarını açmıştı.
Elindeki elbiseyi bir köşeye atmış, yataktan kalkmıştı. Ne yapacak diye ona bakıyordum. Çekmeceden göz bandını almış, yanıma gelmişti. "Bunu ne yapacaksın?" diye sordum. "Seninle küçük bir oyun oynayacağız." demişti. Elindeki göz bandını başımdan geçirmiş, gözlerimi kapatmıştı. Heyecanla ne yapacağını beklemeye başlamıştım.
Üzerimde kalan iç çamaşırlarını da çıkarmıştı. Meme uçlarımda bir ıslaklık hissedince ürpermiştim. Hiç bir şey görmediğim için böyle daha zevkli olmaya başlamıştı. Ardından bacak aramda bir ıslaklık hissetmiştim. "Boran ne yapıyorsun?" diye sordum. "Sana işkence ediyorum." demişti.
Elleri bacak aramı okşayınca zevk dalgası bedenime yayılmıştı. Bu durum nedense şuan benim hoşuma gitmişti. Ağzımdan iniltiler dökülmeye başladığı zaman ellerini çekmişti. "Neden durdun devam et." dedim. Kalbim küt küt atmaya başlamıştı. Bu sefer elleri göğüslerimi okşamaya başlamıştı. Ağzımdan yeniden iniltiler çıkınca durmuştu. "Boran lütfen devam et." dedim. Bacak aramda yine ıslaklık hissedince o ıslaklığın dili olduğunu anlamıştım. İnleyip onu durdurmamak için dişlerimi sıkıyordum. Bacak arama inen dil darbeleri beni kendimden geçiriyordu.
Alt tarafım alev alev yanmaya başladığında "Boran seni istiyorum." demiştim. Boran durmuş ve üzerimden kalkmıştı. Gözlerimdeki göz bandını çıkarmıştım. "Hadi sende soyun." dediğim zaman "Benim işlerim vardı." demiş ve kapıya gitmişti. Yataktan doğrulup ona bakmıştım. "Beni bu halde bırakıp nereye gidiyorsun?" diye sordum. "Ne varmış ki halinde." demiş ve sırıtmıştı. "Boran bana bunu yapma." dedim. "Ben intikamımı aldım." demişti. Ardından yüzündeki gülümsemeyle kapıyı açmış ve çıkmıştı. Onun arkasından bakakalmıştım. Bana resmen şuan işkence yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
Ficción General{Önemli bir duyuru paylaşmak istiyorum. Kitabım yetişkinler içindir. 18 yaşın altındakilere önermiyoruz..} Sevgili dostlar.. BERDEL Hikayesi herkesin yazdığı gibi bir hikaye değil. Yarısı gerçek hayattan uyarlandı. Mutluluk aslında yanı başımızdad...