Bölüm 13

4.1K 77 9
                                    

Elimi tutan elini kendimden uzaklaştırdım. "Lütfen böyle yapma gülüm." demişti. Göz yaşlarım arasından bana üzüntüyle bakan gözlerine baktım. "Bizim hiç bir zaman bir bebeğimiz olmayacakmış." dedim. Oturduğum sandalyeden kalkmış, doktorun odasını terk etmiştim. Boran'da peşimden gelmişti. "Olmuyorsa dünyanın sonu değil." diyen sesiyle ona dönmüştüm. "Evet dünyanın sonu değil, ama annenler öğrenince sana hemen başka bir kız bulacaklar." dedim. Boran elimi tutmuş "Öyle bir şey olmayacak." demiş ve beni hastaneden çıkarmıştı.

Hastane bahçesine park ettiği arabasına binmiş, yola çıkmıştık. Arabada büyük bir sessizlik hakimdi. Sessizliği Boran'ın çalan telefonu bozmuştu. Boran arabayı sağa çekmiş, telefonu açmıştı. Boran annesine olan biteni anlatıyor, ben ise camdan dışarıyı izliyordum. Gözlerimden akan yaşlar yanağımı ıslatıyordu. Boran telefonu kapatmış ve arabayı çalıştırmıştı. "Bugün yemeği baş başa dışarıda yiyelim." demiş bana kısa bir bakış atmıştı.

Yanaklarımdaki göz yaşını sildim. "Annen ne diyor?" diye sordum. Bana kısa bir bakış atıp "Boşver." demişti. Arabayı bir restorantın önüne park edince arabadan indim. Boran yanıma gelince beraber restorana girmiştik. Cama yakın iki kişilik bir masaya oturduk. Boran siparişi verdikten sonra bana bakmıştı. "Canını sıkma gülüm her şey yoluna girecek." demişti. "Hiç bir şeyin yoluna gireceği yok. Bana annenin ne dediğini söyle." dedim.

"Annem benim yeniden başkasıyla evlenmemi istiyor." demişti. Zaten annesinin böyle bir şey diyeceğini tahmin etmiştim. Boran başkasıyla evlenirse, ben o evde kalamazdım. Boran'la ayrılırsak abim ve Rojda'da ayrılmak zorunda kalacaktı. Ağzımı açıp bir şey diyeceğim sırada garsonlar gelmiş, masamıza tabakları sıralamaya başlamışlardı.

Elimin altındaki sandalyenin kolunu sıkıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Karnım açlıktan gurulduyordu ama benim yemek yiyecek iştahım kalmamıştı. "Hadi gülüm yemeğini ye." diyen Boran'a kısa bir bakış attım. "Aç değilim." dedim. Boran elindeki çatalı kenara koymuştu. "Açsın biliyorum, bu duruma benimde canım sıkıldı. Ama kendini aç bırakarak cezalandırma." demiş ve bana gülümsemişti.

Zar zor da olsa bir kaç lokmayı mideme indirmiştim. Sonunda yemeğimiz bitince oradan çıkmıştık. Eve geldiğimizde Boran ve annesi konuşmak için yan odaya geçmişlerdi. Arada sesleri bize kadar geliyordu. "Yenge sen üzülme. Annem ne derse desin abim onu dinlemez." diyen Kader'e bakıp gülümsedim.

Ama biliyordum ki bu kavgayı Berfe hanım kazanacaktı. Boran öfkeyle odadan çıkmış bize bile bakmadan evden çıkmıştı. Oturduğum yerden kalktım ve peşinden gittim. "Boran ne oldu?" diye sordum ve ona yetişmeye çalıştım. Boran arkasına bile bakmadan "Biraz dolaşıp geleceğim." demiş ve arabasına binmişti. Araba gözden kayboluncaya kadar evin önünde ayakta öylece kalmıştım.

Acaba annesiyle ne konuşmuşlardı. Tekrar salona girince Berfe hanımın Kader'e "Yakın arkadaşımın kızını alacağım." dediğini duymuştum. Berfe hanım salona girdiğimi görünce bana bakmış "Oğlumu çocuk sahibi yapamıyorsan, üzerine gelecek kumaya razı olacaksın." demişti. Ardından bana doğru adımını atmıştı. Nefesimi sesli bir şekilde verdim. "Anne sen Serhat ağayı çocuk sahibi yaptın da ne oldu? Bak gidip başkasından çocuk yaptı." dedim.

Berfe hanım şok olmuş gözlerle gözlerimin içine bakıyordu. "Sen ne hakla benimle böyle konuşuyorsun!" diye sitem etmiş ve bana vurmuştu. Acıyan yanağımı tuttum. "İstediğin kadar vur. Ama eğer Boran'a başka birini alırsan bu evde durmam." dedim. Odadan çıkacağım sırada elini kolumda hissettim. "Hiç bir yere gitmeyeceksin. Boran'ı da başkasıyla evlenmeye sen ikna edeceksin." demiş ve kolumu bırakıp gitmişti.

Gözlerimdeki yaşlar benden habersiz akmaya başlamıştı. "Yenge ne diyeceğimi bilemiyorum." diyen Kader'e bakmadan yatak odama çıktım. Hıçkırıklarım boğazımda sıralanmış bir bir çıkmak için sıra bekliyordu. Gözlerim ve burnum hiç durmadan akıyordu. Yatağımın üstünde ne kadar oturup ağladım bilmiyordum. Odanın içerisi zifiri bir karanlığa bürünmüştü.

Göz yaşlarım görüşümü engelliyordu. Ben şimdi ne yapacaktım? Kendi ellerimle kocamı başka bir kadınla mı evlendirecektim? Neden benimde bir bebeğim olmuyordu? Elimin altındaki örtüyü elime alıp ağzıma kapattım. Avazım çıktığı kadar bağırdım. Sesim içimde resmen boğuluyordu. Göz yaşlarım artık gözlerimi ve yüzümü yakmaya başlamıştı.

Komodinin üstünde duran telefonumu almış, Boran'ın numarasını bir kaç kez aramıştım. Telefon çalıyor ardından meşgule düşüyordu. Telefonu karşımdaki duvara fırlatmak istedim. Saat gece yarısını çoktan geçmişti.

Dışarıdaki araba sesiyle gözlerimi açtığımda oturduğum yerde uyuya kaldığımı fark ettim. Sırtım her yerim resmen tutulmuştu. Odayı tek aydınlatan şey dışarıdaki ışıktı. Bir kaç dakika geçtikten sonra odanın kapısı açılmıştı. Boran içeri girip kapıyı kapatmıştı. Üzerindekileri çıkarmadan yatağa girmiş ve yatmıştı.

Burnuma alkol ve sigara kokusu geliyordu. "Boran iyi misin?" diye sormuş onu kendime çevirmiştim. "İyiyim sadece uyumak istiyorum." demişti. "Boran sana kahve yapayım kendine gelirsin." dedim ve ayağa kalktım. "Ben iyiyim sadece biraz içtim ama kendimdeyim." demiş ve beni elimden tutup yatağa çekmişti. "Boran ne yapıyorsun?" diye bilmiştim. Boran beni duymuyor gibi beni öpmeye başlamıştı. Onun öpücükleri ne kadar hoşuma gitse de böyle bir vaziyette onunla birlikte olamazdım.

Ellerimi göğsüne koyup onu kendimden uzaklaştırdım. Boran bana bakmış "Yoksa beni istemiyor musun?" diye sormuştu. Yataktan çıktım. "İstiyorum ama böyle bu halde değil." dedim. Boran'ı kolundan tuttum ve yataktan doğrulmasına yardım ettim. "Tamam." deyip yataktan çıkmış ve banyoya girmişti. Bende üzerimdeki kıyafetlerimi çıkarıp dolaptan aldığım dantelli geceliği giymiştim. Boran banyodan çıkmış, yatağa yanıma gelmişti.

"Şimdi oldu mu?" demişti. "Evet şimdi oldu." dedim ve dudaklarına öpücük kondurdum. Boran'ın gözleri beni baştan aşağı süzmüştü. "Çok güzel olmuşsun." demiş ve dudaklarımdan öpmeye başlamıştı. Elleri sırtımı ve saçlarımı okşuyor, dudakları boynuma doğru yol çiziyordu. Bende ellerimi onun sırtına koymuş, parmaklarımla okşuyordum.

Altımdaki çarşafın yumuşacık kumaşı, çıplak sırtıma değiyordu. Boran'ın dokunuşları ve öpücükleri beni büyük bir zevk dalgasına doğru sürüklüyordu. Boran bacaklarımı nazik bir şekilde tutup açmıştı. Onu içimde hissedince bana o an sıcak basmıştı. Boran'ın mutlu ve terli yüzüne baktığımda Boran bana gülümsemişti.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin