Bölüm 30

1.7K 37 7
                                    

Bedenimi saran saten kumaşıyla parmaklarımın altından kayan elbiseye bakıyordum. Bordo rengiyle elbisenin modeli uyumluydu. Bugün evde büyük bir telaş vardı. Çünkü bugün Harun ve Ruken'in düğünü vardı. Yüzümdeki mutlulukla odamdan çıkıp salona inmiştim. "Çok güzel olmuşsun gülüm." diyen Boran'ın yanına gittim. "Teşekkür ederim bitanem." deyip gülümsedim. Boran'da lacivert bir takım giymişti. Bordo rengindeki kravatını ben seçmiştim. "Hadi yola çıkalım, daha Ruken'i kuaförden alacağız." deyip bize doğru gelen Harun'a baktım. "Hadi o zaman gidelim." diyen Boran beni elimden tutup evden çıkarmıştı. Arabaya binmiş ve kuaförün yolunu tutmuştuk.

Beyazlar içindeki Ruken çok güzeldi. Harun yüzündeki mutlulukla ona bakmış "Çok güzelsin bitanem." demişti. Ruken utangaç bir ifadeyle ona bakıp "Teşekkür ederim." dedi. "Yenge gerçekten çok güzel olmuşsun." diyen Kader, Ruken'e hayran olmuş bir şekilde bakıyordu. Ruken, Kader'e gülümseyip "O senin güzelliğin." demişti.

Ruken, Harun'un kolunda kuaförden çıkıp arabaya binmişti. Bende Boran'ın yanına ön tarafa oturdum. Kader'de arkaya, gelin ve damadın yanına oturmuştu. Harun ve Ruken'in kendi arasında konuşmasına kulak misafiri olmuştum. "Arabayı istediğim gibi süsletmişsin." diyen Ruken'e "Senin mutluluğun için her şeyi yaparım." demişti. Biliyordum ki Harun onu mutlu etmek için elinden ne geliyorsa yapacaktı.

Boran'ın elini elimin üstünde hissedince başımı ona çevirmiştim. Onunla araba da iki yabancı gibi geçirdiğim zamanlar aklıma gelmişti. Ama o günler yaşanmış ve bitmişti. Gözlerimin önündeki görüntüler silinip yerini başka bir görüntüye bırakmıştı. Oda da sehpanın üstünde duran kutuyu Kader'in yardımıyla evden uzak olan bir çöpe atmıştık. Sanki bütün anılar yok olacakmış gibi.. Biliyordum ki biz ne kadar yok saysakta o kız eninde sonunda gelip, benim huzurumu bozacaktı. Ama mutluluğuma kimsenin gölge düşürmesine izin vermeyecektim. Parmaklarımın arasındaki parmaklarını sıkıp, Boran'ı yanağından öptüm. Yüzündeki gülümsemeyle bana kısa bir bakış atmıştı.

Araba, düğün salonunun önüne park edince hep beraber arabadan inmiş ve salona girmiştik. Boran ve Harun davetlilerin yanına giderken biz gelin odasına girmiştik. "Rojin ben çok heyecanlıyım." diyen ve yerinde duramayan Ruken'e baktım. "Bunlar tatlı heyecanlar." deyip elini tuttum. "Sende böyle heyecanlı mıydın?" diye sormuştu. Gözümün önüne ilk evlendiğim zamanlar gelmişti. O anları kenara itip balayındaki halimi gözlerimin önüne getirdim. "Evet çok heyecanlıydım." deyip gülümsedim.

Boran'la zorla evlendirilmiş olabilirdim. Ama şuan onunla iyiki de evlenmişim diyordum. Kapı tıklatılmış ardından açılmıştı. Kapıda mutlu bir yüz ifadesiyle Harun belirmişti. "Bitanem hazırsan içeri girelim." deyip Ruken'e bakmıştı.

Harun ve Ruken müzik eşliğinde salona girdiklerin de büyük bir alkış salonu doldurmuştu. Harun, Ruken'in sandalyesini oturması için çekmişti. Onlar yerlerine geçtikten sonra nikah memuru gelmişti. Şahitlerde yerlerini alınca herkes pür dikkat onları izliyordu. "Sana istediğin gibi bir düğün yapamadım." diyen Boran'a baktım. "Benim için artık önemli değil, çünkü balayımız çok güzeldi." dedim ve ona gülümsedim. "Bende sizi karı koca ilan ediyorum." sesiyle onlara dönmüştüm. Salon, alkış ve ıslık sesleriyle adeta inlemişti. Dans müziği çalınca Harun ve Ruken piste çıkmış, ilk danslarına başlamıştı. Onları izlerken onların yerine kendimi ve Boran'ı koymuştum.

Onlara o kadar çok dalmıştım ki önüme uzatılan Boran'ı elini bile fark etmemiştim. "Bu dansı bana lütfeder misin?" sesiyle bakışlarımı yüzüne çevirdim. Boran yüzündeki gülümsemeyle bana bakıyordu. Dudaklarımın kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı. Elimi eline koyup ayağa kalkmıştım. Boran elini belime sarmış, beni kendine çekmişti. Dans eden çiftlerin arasına bizde karışmıştık. Boran'ın omzuna başımı yaslamış ve anın tadını çıkarıyordum.

Uzaktan kıskanç gözlerle bize bakan kadını fark ettiğim zaman başımı kaldırdım. "Ne oldu?" diye soran Boran'a bakıp "Şu kadın kim?" diye sorup o tarafa baktım. Boran kadını görünce olduğu yerde durmuştu. Kadın bizim yanımıza gelmek için hamle yaptığı sırada Boran ondan önce davranıp onun yanına gitmişti.

Boran kadını kolundan tutup oradan çıkarmıştı. İçimde o an büyük bir kıskançlık oluşmuştu. Titreyen bacaklarıma aldırmadan onların arkasından gittim. Onların beni göremeyeceği bir duvarın arkasına geçmiştim. "Neden geldin!" diye sitem eden Boran burnundan soluyordu. "Seni görmeye geldim." demişti. "Sen sadece benim huzurumu bozmaya geldin." dedi. "Boran onu benden daha mı çok seviyorsun?" sorusuyla nefesimi tutmuş Boran'ın ne cevap vereceğini bekliyordum. Boran nefesini sesli şekilde vermiş "Artık kimi sevdiğim seni ilgilendirmiyor." demişti. "Bu sorumun cevabı değil." diyen kadın boğazını temizlemişti. "Seni deliler gibi seviyordum ama artık sevmiyorum. Ben karım Rojin'i seviyorum." dediği zaman dünyalar sanki benim olmuştu.

Onlar beni fark etmeden salona geri dönmüştüm. "Yenge nereye kayboldun?" diye soran Kader'e bakıp "Lavaboya gitmiştim." dedim. "Boran abimde ortalar da yok." demişti. "Buradayım." diyen Boran yanıma gelmiş, elini belime koymuştu. "Hadi gülüm oturalım." deyip beni masamıza yönlendirmişti.

Üzerinde gelin ve damat olan on katlı bir pasta getirmişlerdi. Harun ve Ruken yüzlerindeki mutlulukla ayağa kalkmış ve pastayı kesmişti. "Boran sana bir şey sorabilir miyim?" deyip ona baktım. "Tabi gülüm ne soracaksın." dedi. "Buraya gelen o kadın, Helin miydi?" diye sordum. Boran önce şok olmuş bir şekilde bana bakmıştı. Ardından tek kaşını kaldırıp "Sen nereden biliyorsun?" diye sormuştu. "O kadın Helin mi?" diye bir kez daha sordum. Boran nefesini sesli şekilde vermişti.

"Ben onun hakkında şuan konuşmak istemiyorum." demiş ve ayağa kalkmıştı. Ağzımı açıp bir şey diyeceğim sırada Serhat ağanın sesi beni susturmuştu. "Boran oğlum buraya gelir misin?" demişti. Boran babasının yanına giderken arkasından bakmıştım. Onlar salondan çıkarken bile gözlerim onların üzerindeydi. "Merhaba." diyen sesle tüylerim diken diken olmuştu. Nefesimi verip yutkundum ve tepemde dikilen kadına baktım.

"Rojin sen olmalısın." demişti. "Evet Boran'ın sevdiği karısı Rojin benim." dedim. "Bence Boran halen daha beni seviyor." demiş ve boş olan bir sandalyeye geçip oturmuştu. Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. Siyah saçları başındaki şalın kenarlarından gözüküyordu. Yeşil gözlerine çektiği siyah sürmeyle nedense bana çok itici gelmişti. Sandalyeden kalkmak için hamle yaptığım sırada onun söyledikleriyle olduğum yerde durdum. "Boran'ı bir kere kaybettim. İkinci kere kaybetmeye hiç niyetim yok." demişti.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin