Havadaki bulutlar bembeyaz pamuk gibiydi. Bahçedeki bir kaç ağaçtan gelen kuş sesleri insana adeta huzur veriyordu. Yüzümdeki gülümseme, yanımdaki Boran'ı görünce daha çok artmıştı. Artık Boran'la aramız düzelmişti. Şimdi de bahçede yan yana oturmuş sohbet ediyorduk.
Elime biraz ılık olmuş çay bardağını alıp dudaklarıma götürdüm. "Rojin iyi ki hayatıma girdin." diyen ve kolunu omzuma koyan Boran'a bakıp arkama yaslandım. "Sende iyi ki benim hayatıma girdin." dedim. Elini yanağıma koyup okşamıştı. "Senden bir çocuğum olsun istiyorum." demiş ve gülümsemişti.
"İnşallah o da olacak." dedim. Gözlerimin içine bakmış "İnşallah." demişti. Serhat ağa evden çıkmış ve bize doğru gelmiş "Boran oğlum hadi şirkete gidelim." demiş evin önündeki arabaya doğru gitmişti. Boran'la ayağa kalkmıştık. "Gülüm ben gidiyorum. Kendine dikkat et fazla yorulma." demiş ve alnıma öpücük kondurmuştu. "Sende kendine dikkat et." dedim. Boran ve babası şirkete gitmişlerdi. Boran'la aramızın düzelmesinin ardından bir kaç ay geçmişti. Mutlu bir evliliğimiz vardı.
Şimdi odamın banyosunda elimde tuttuğum hamilelik testine bakıyordum. Elimdeki test negatif gösteriyordu. Gözlerim o an dolmuştu. Elimdeki çubuğu sıkmış bir hışımla çöp kovasının içine yolcu etmiştim. Olduğum yere çöküp gözlerimde ki yaşları serbest bıraktım.
"Benim neden bir bebeğim olmuyor ki!" diye göz yaşlarımın arasından haykırdım. Abim ve yengemin bile bir çocuğu olacaktı. Ayağa kalkıp kendimi toparladım. Aynadaki yansımama baktım. "Benim de bir çocuğum olmalı." dedim ve gözümdeki yaşları sildim. Musluğu açıp avuçlarıma dökülen soğuk suyla yüzümü yıkadım.
İçimde beni bırakmayan tuhaf bir his oluşmuştu. Acaba bizimde bir bebeğimiz olacak mıydı? Peki ya çocuğum olmazsa o zaman ne olacaktı? Boran'ın annesi ona başka birini mi bulacaktı? Kafamdaki düşüncelerle nedense ürpermiştim.
Odamdan çıkıp aşağıya oturma odasına girdim. "Ben boşanacağım." diyen Rojda ağlıyordu. Bu sözlerin üzerine annesi Berfe hanım "Sen delirdin mi! Ne boşanması!" diye kızgın bir ses tonuyla konuşmuştu. Rojda gözlerindeki yaşı silmiş "Berzan artık beni sevmiyor. Eve bile doğru düzgün gelmiyor." deyip burnunu çekmişti. Berfe hanım "Siz boşanırsanız abin ve Rojin ne olacak!" diye sitem dolu bir sesle konuşmuştu. Ardından Berfe hanım bakışlarını ondan bana çevirmişti.
Annesinin baktığı yöne bakan Rojda "Onlar da boşanır." demiş ve bana bakmıştı. Onun gözlerinin içine öfkeyle baktım. "Hayatımı mahveden sen! Yine hayatımızı mahveden sensin!" diye sitem ettim. "Zaten abimi sevmiyorsun." diye alay dolu bir sesle konuşmuştu. Nefesimi burnumdan verdim. "Yanılıyorsun onu çok seviyorum." dedim. "Ben senin abinden boşanacağım. Sende mecbur abimden boşanacaksın." deyip gülümsemişti. "Yeter artık kimse boşanmayacak!" diyen Berfe hanımın tokadı, Rojda'nın yanağında kırmızı bir iz bırakmıştı.
İçimden nedense ona vurmasına mutlu olmuştum. Rojda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Berfe hanım, Rojda'ya bakmış "Bir daha boşanma lafı edersen seni elimden kimse alamaz!" diye sitem etmişti.
Boran ve Harun gelince sofraya oturmuştuk. Elimdeki kaşığı önümde duran kasede ki çorbaya daldırıp duruyordum. Başımı kaldırınca karşımda oturan Boran'la göz göze gelmiştik. "Gülüm neden yemiyorsun?" diye sormuştu. Nefesimi verip yutkundum. "İştahım yok." dedim ve sofrada oturanlara baktım. "Size afiyet olsun." demiş ve ayağa kalkmıştım. Kafamda Rojda'nın boşanma lafı dönüp duruyordu. Oturma odasından çıkmış, merdivenlere yöneldiğim sırada Boran'ın sesiyle durmuştum. "Rojin bir şey mi oldu?" diye sormuş ve yanıma gelmişti.
Gözlerimi başka tarafa çevirdim. "Bir şey yok. Aç değilim o kadar." dedim. Elini çeneme koymuştu. "Gözlerimin içine bak." sesiyle bakışlarımı ona çevirmiştim. "Ne oldu söyle bana." demişti. "Söyleceğim ama kızmak yok." dedim. "Tamam söyle." dedi. Boğazımı temizleyip yutkundum. "Rojda, abimden boşanmak istiyormuş." dedim. "Ne!" diye sitem etmiş, şok olmuş bir şekilde bana bakmıştı. Ardından nefesini sesli bir şekilde verip oturma odasına yönelmişti. Bende peşinden koşmuştum. "Boran lütfen olay çıkarma." diye bilmiştim. Ama Boran beni duymuyordu.
Boran salona girmiş "Ne demek boşanmak istiyorum." demiş ve Rojda'ya yönelmişti. Rojda masadan kalkmış "Abi ne boşanması? Asıl karın senden boşanmak istiyor." demişti. Rojda'nın bu lafıyla gözlerim kocaman açılmıştı. Boran bana dönüp bakmış ama bir şey dememişti.
Ardından bakışlarını annesine çevirmişti. "Kızına söyle, kocası onu öldürse de boşanmayacak." demiş ve odayı terk etmişti. Rojda'nın beni öldürecek gibi bakmasına aldırmadan Boran'ın arkasından bakıyordum. Bu Rojda nasıl Kader gibi iyi kalpli bir kızın ablası olurdu aklım almıyordu. Gerçi Robin'de onun gibiydi.
"Anne, Rojda ablam mı boşanacakmış?" diye soran Kader masadan kalkıp yanımıza gelmişti. Berfe hanım "Sakın babanız duymasın." demiş ve onu susturmuştu. Biraz sonrada içeri Serhat ağa girmişti. Serhat ağanın arkasında abim Berzan vardı. "Hoş geldin." diyen Berfe hanım "Berzan sende hoş geldin." deyip elini uzatmıştı. Abim, Berfe hanımın elini öpmüştü. "Hoş buldum." demiş ve Rojda'nın yanına geçmişti. Rojda'nın yüzü abimi görünce gülmeye başlamıştı. Bu kızın aklında neler dönüyordu çok merak ediyordum. Rojda'ya şaşkınlıkla bakan bir tek ben değildim.
Berfe hanımda ağzı açık bir şekilde kızının ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Gerçekten Rojda ne yapmaya çalışıyordu? Az önce boşanmak isteyen Rojda gitmiş yerine kocasına aşık bir Rojda gelmişti. Hep beraber geçip koltuklara oturmuşlardı. Bende yukarı Boran'a bakmaya çıkmıştım. Odanın kapısını açtığımda Boran'ın yatakta uzandığını gördüm ve yatağın yanına gittim.
Boran benim geldiğimi görmüş ama bir şey dememişti. Yatağa ayak ucuna oturdum. "Ben senden hiç bir zaman boşanmayı düşünmedim." dedim. Bana bakmadan nefesini vermiş "Biliyorum." demişti. Yatakta doğrulmuş, yatağın başlığına sırtını dayamıştı. Komodinin üstündeki sigara paketini eline almış, içinden bir tane sigara çıkarıp yakmıştı. "O zaman neden benimle konuşmuyorsun?" diye sordum.
Sigara dumanı havaya çıkıp dağılıyordu. Ağzındaki dumanı havaya üflemiş "Ne söyleyeceğimi bilmiyorum." demişti. Yatağa yanına oturdum ve ona sokuldum. "Boran seni seviyorum." dedim. Boran elindeki sigarayı küllüğe koymuş beni kendine çekmişti. "Bende seni seviyorum." demiş ve alnıma öpücük kondurmuştu. Ardından elini çeneme koymuş, parmaklarıyla dudaklarımı okşuyordu. Gözlerimi kapatıp dudaklarımı aralamıştım. Sıcacık dudakları dudaklarımla buluşmuştu. Nefes almayı bile unutmuştuk. Şalım başımdan kayıp düşmüştü. Boran'ın elleri açıkta kalan saçlarımı okşamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General Fiction{Önemli bir duyuru paylaşmak istiyorum. Kitabım yetişkinler içindir. 18 yaşın altındakilere önermiyoruz..} Sevgili dostlar.. BERDEL Hikayesi herkesin yazdığı gibi bir hikaye değil. Yarısı gerçek hayattan uyarlandı. Mutluluk aslında yanı başımızdad...