Bölüm 46

819 21 32
                                    

Yemyeşil kırlar da koşturan oğlumun arkasından koşuyordum. "Anne bak ördekler." demiş ve minicik elleriyle gölde yüzen ördekleri göstermişti. "Dikkat et oğlum düşme." demiş ve yüzümdeki tebessümle ona bakmıştım. Hafif esen rüzgar saç tutamlarımı gözlerimin önüne getirmişti. Gözümün önünde ki saçlarımı çektiğim de oğlumun etrafta olmadığını görmüştüm. Korku dolu gözlerle etrafıma bakmaya başlamıştım. Kalbim göğüs kafesinin içinde deli gibi atmaya başlamıştı. "Can! Neredesin?" demiş ve ona seslenmiştim. Korku bedenimi esir alırken kalbim kulaklarımda atmaya başlamıştı.

"Kendine geliyor." diyen sesle gözlerimi açmıştım. Hastanenin o bilindik kokusu burnuma gelmişti. "Bana ne oldu?" diye sordum. Ellerim karnıma gitmiş "Oğlum iyi mi?" diye bilmiştim. Yüzün de maske olan hemşire bana bakmış "Merak etmeyin oğlunuz gayet iyi. Siz de bir baygınlık geçirdiniz." demişti. Kolumdaki serumu çıkarmış "Geçmiş olsun." deyip gitmişti. Baş ucuma Harun gelmiş ve bana bakmıştı. "Geçmiş olsun yenge." dedi. "Boran nerede?" diye sordum. "Abim şirkete gitti. Acil katılması gereken bir toplantısı varmış." demişti.

Dolan gözlerimdeki yaşlar gözlerimi yakıyordu. "Harun ben hiç iyi değilim." dedim. Yan tarafıma dönmüş, gözlerimi yakan yaşların akmasına izin vermiştim. Harun bir şey dememişti. Elleri saçlarımı okşuyor ve bana teselli veriyordu.

Dün akşam televizyonun karşısında oturduğumuz zaman Boran'ın telefonu çalmıştı. Boran beni bırakmış ve şirkete gitmişti. Bu sabahta eve gelmiş sonra kahvaltı yapmıştık. Daha sonra ne olduğunu bilmediğim bir anda bayılmıştım. "Rojin hanım geçmiş olsun. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" diye soran Doktor'a baktım. "Sağolun iyiyim." dedim. "Stres ve üzüntü bünyenizi zayıf düşürmüş, o yüzden bayılmışsınız." demişti.

"Evet doktor bey bu sıralar yengem çok üzülüyor." diyen Harun'a bakışlarımı çevirdim. "Onu üzmeyeye çalışın." diyen Doktor, Harun'a bakmış ve gitmişti. "Harun!" dediğim zaman "Ne? Yalan mı?" demişti. Aslında Harun sonuna kadar haklıydı. "Hastane'de olduğumdan kimsenin haberi var mı?" diye sordum. "Anneni ve annemleri aradım onlar da şimdi yoldalar." demişti. Yataktan doğrulduğum zaman Harun bana yardım etmişti. "Kendini şuan nasıl hissediyorsun?" diye sordu.

İçimde ne fırtınalar koptuğundan kimsenin haberi yoktu. "Hava almam lazım." dedim ve yataktan çıktım. Kendimi şuan nefessiz kalmış gibi hissediyordum. Bahçeye çıkmış, orada bulunan bir banka oturmuştum. Boran bazen yanımdaydı belki ama ruhen yanımda değildi. Bedenen varlığını hissetsem de artık eskisi gibi ruhunu hissetmiyordum. "Harun bana sigara verir misin?" demiş ve ona bakmıştım. Yanıma oturmadan sigara paketini bana uzatmıştı.

Sigara dumanı havaya çıkıyor sonra da dağılıyordu. Belki de benim hamile olmam Boran'ı benden uzaklaştırmıştı. Çünkü eskiye göre çok fazla göz yaşı döküyor her şeye ağlıyordum. Artık Boran'la birlikte bile olmuyorduk. Yine her şeyi kendime yüklemiştim. Yine her kusuru kendimde aramıştım. Ama benim kadar o da suçluydu. Beni bu hale belki de o getirmişti. Dün eve sabaha karşı gelmişti. Kafasına estiği gibi istediği zaman evden çıkıyordu. O şirkette o kızın yanında çalışmanı istemiyorum dediğim halde beni takmıyordu.

"Yenge abim çok değişti, yani bana öyle geliyor." demişti. Başımı çevirmiş, ona bakmıştım. "Evet o çok değişti. O şirket onu çok değiştirdi." dedim. "Siz aynı şirkette çalışıyorsunuz. O kızla araları nasıl?" diye sordum. Harun bakışlarını benden çekmiş, önündeki ağaca odaklamıştı. "Kız onun peşini bırakmıyor. Söz de sekreter hep Boran'ın peşinde dolaşıyor. Şirketin sekreteri değil, sanki Boran'ın kişisel asistanı gibi bir şey olmuş." dedi.

Boğazımdaki yumru nefes almama engel olmuştu. Ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum. Uzaktan bize doğru gelen kalabalığı gördüm. Annemler ve Boran'ın ailesi bize doğru geliyordu. Elimdeki sigarayı yere atmış, ayağa kalkmıştım. Annem göz yaşları içinde bana sarılmıştı. "Kızım Rojin'im iyisin değil mi?" demişti. Annemi yanağından öpmüş "İyiyim annem." demiştim. "Rojin kızım nasıl oldun?" diyen Berfe hanıma da sarılmıştım. "Biraz daha iyiyim." dedim.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin