GP -3-

3K 204 312
                                    

Multimedya; Bölüm Şarkısı; Duman-Melankoli

Multimedya; Bölüm Şarkısı; Duman-Melankoli

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar dilerimm💜💜

----

İntihar.

Omuzlarında yer edinmiş yüklerin ve ruhunda iyileşmemeye yemin vermiş acıların seni yıktığında, bu dünyayı kendi isteğinle terk etmeni sağlayan eylemdir. Bu fiziksel olarak gerçekleştirilen intihar şekli aslında ruh özgürlüğünü de tanımlar.

Ruh intiharı denilen şey ise yaşam enerjisinin son demlerini sevdiklerin uğruna tüketmendir. Yüzüne maske olarak giydiğin yaşam sevginin arkasındaki acılara ulaşmak istemezler. Çünkü korkarlar, onlara acını sıçratmandan. Kısacası; sen intiharını karanlık bir kuyuda gizlerken, onlar seni gökkuşağının üstünde sanırlar.

Ben; zihnimin ceset kokan her sokağına karış karış karanlığı işlemiş, ruhuma gökkuşağıyla intiharı resmeden kişiydim. Hayal gücüm yeterdi o rengarenk gökkuşağıyla zihnimi boyamaya lâkin gerçekler tüm yüzüyle ortadayken kendimi bir masalda hayal edemezdim.

"Dalmış gitmişsin?" Omuzumda hissettiğim parmaklar ile irkilerek bakışlarımı ablama çevirdiğimde irkilmemi beklemiyor olsa gerek bir an duraksamış ardından yanıma oturarak parmaklarımı omuzumdan çekmişti. Başımı bir sorun olmadığını belirtmeye çalışır gibi iki yana sallayarak oturduğum yerden hafif kaydım ve ensemi koltuğa yaslayarak rahat bir pozisyon aldım.

"Bir sorun olduğunu görebiliyorum, seni geren bir şeyler var." Ormanları andıran gözleri yüzümdeki maskeyi eşerken gözlerimi kapattım ve kendi sessizliğime gömüldüm. "Bana anlatabilirsin. Seni hep dinlerim." Ablamın ilgili tavırlarının birkaç dakika sonra son bulacağını bilsem de cevap vermedim.

Hâlbuki bu kadar muhtaçken ilgiye, aç bir kurt gibi saldırganlaşarak o ilgiyi alıp ruhuma gömmem gerekmez miydi? Belki de tüm bu tavrım ruhumun o ilgiye aşina olmasını istemediğim içindi.

Yutkunarak derin bir nefes aldım. "Beni dinleyeceğini biliyorum ama bir şeyim yok, aklıma bir şey takıldı onu düşünüyorum."

Yaz bir süre sustuğunda konuşmanın bittiğini düşünerek not kağıtlarını tekrardan gözümün önüne getirsem de saniyeler sonrasında konuşarak beyaz kağıdın üstüne düşen kelimelerin dağılmasını sağlamıştı.

"Aklına takılan şeyi konuşmak ister misin?" Göz kapaklarımı aralayarak bakış açıma onu davet ettiğimde dudaklarım günler öncesinde yaşadığım olayı anlatmak için aralansa da mutfaktan elinde kupalarla gelen annem dudaklarımın geri kapanmasını sağlamıştı.

"Boş ver," diye konuştum kısık bir sesle yerimde doğrulurken. "Sonra konuşuruz." Acılarımı bir emanetten daha çok kendisi gibi benimsemiş olan ruhumun dudaklarını birbirine diksem de bu anda ipliklerin atacağını hissetmiştim. Kendi içimde olmayı daha çok seviyordum, sebebim ise gayet açık ve netti: acıyla baş edememe durumumu, güçsüzlük sıfatına yakıştırmaları.

GEÇMİŞİN PENÇELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin