GP -4-

1.3K 133 279
                                    

Multimedya; Bölüm Şarkısı; D.Ö.R.T-Kim Ölü Kim Diri

T-Kim Ölü Kim Diri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Iyi okumalar :)

----

Ve seninle karşılaştığımız an, cennet, cehennem ateşiyle yanmaya başladı.

İnkisarlar ve infialler.

Yaşam bu üç kelimeden oluşsa şüphesiz ki benim ruhum ve kelimesinde takılı kalırdı. Ruhum kırıklarla dolup taşmış, zihnim kadere olan kızgınlığımı taşıyordu ve bu iki duygu birbirini dengeliyordu. Bu yüzden araf diyordum ya kendime.

Cennet, hayata karşı olan öfkemden dolayı mı açmamıştı bana kapısını?

Veba kapmış ölümcül ruhum uyumsuzdu, bu yüzden günahlarımla apselenmiş arafıma geri dönüyordum. Omuzlarımdaki meleklerin boynu büküktü, iblisler ise cennette olmadığım için memnun.

Yelkovan, akrebe ibresini geçirmiş zamanın katili olurken evin içinde yankılanan zil, sessizliğin hükmünü yarıp geçmişti. Üstümdeki lacivert renkli, spor elbiseyi son kez düzelttikten sonra kapıyla aramdaki mesafeyi kapattım. Parmaklarım kulpu sararak kapıyı araladığında bakış açıma düşen kişi, kaşları çatık bir şekilde bana bakan ablam olmuştu. "Telefonunu niye açmıyorsun aptal?"

"Duymamışım, bir şey mi oldu?" Anahtarı çantamın içine atarak evden çıkarken Yaz'ın sitem dolu bakışları üstümde dolanmaya devam ediyordu. "Niye bu kadar sinirlendin Yaz, sessize almıştım ne var bunda?" Yaz bir şey söylemeden ilerlemeye devam ettiğinde gözlerimi devirerek onu takip ettim. Tatil için bir şeyler bakmaya alışveriş merkezine gidecektik ve anlaşılan tüm gün bu şekilde geçecekti.

"Yoldaki diğer araba kimin?" Diye sordum bakışlarım çalışır vaziyette bekleyen siyah mat Lamborghini'ye sabitlerken. 

Yaz dudaklarından döktüğü kelimenin, bende yarattığı gerginlikten habersiz bir şekilde fütursuzca konuştu. "Kutay'ın." 

Attığım adım havada kaldığında olduğum yerde kalarak hayretler içerisinde Yaz'a baktım. İstemsizce gerilmiş, damarlarımdaki kanın akış hızını hisseder hale gelmiştim. Garip bir şekilde Kutay ile karşı karşıya geldiğimde, içimde bir yerlerde rahatsız olan bir tarafım peydâh oluyordu.

Yaz duraksamamı fark ederek bana döndü, ormanları andıran hareleri sorgular bir ifadedeydi. "Kutay neden geldi abla? Beraber gideceğimizi söylemiştin."

Oğuzhan'ın arabasından yükselen korna bakışlarım arabaya döndü ve irislerim öfke ile şaşkınlığın kucağına düştü. "Oğuzhan ile beraberlermiş, Oğuzhan çağırmış olmalı benlik bir şey yok. Bu kadar yabani olma." Ona gözlerimi devirmeme bile izin vermeden zeminde dikelmeyi bırakarak ilerledi ve ben şaşkınlıkla bana döndüğü sırtını izlerken Oğuzhan'ın arabasına bindi. 

Duraksadım.

Duraksamam gereken ve bir sonraki sararmış sayfaya atlamam gereken yerdeydim fakat sayfalar ilerledikçe Kutay ile aramızdaki bağın daha da kuvvetleneceğini hissediyordum.

GEÇMİŞİN PENÇELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin