GP -55-

612 59 393
                                    

Multimedya; Bölüm Şarkısı; Vera-Mutluluk Reklamı

Multimedya; Bölüm Şarkısı; Vera-Mutluluk Reklamı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar dilerimm💜💜
----

Sevgilim; senin iyileştireceğini bilseydim, daha çok yaralanmak isterdim.

Birinin yaralarınıza yama olması, size yara bırakmasından daha kalıcıydı. Yaralar iyileşir, yaraların üstünde biriken kabuk o yarayı görünmez kılabilirdi.

Fakat unutulan şey şuydu.

Biri size yama olduğunda, kalan hayatınız boyunca o yamayı taşırdınız. Ve şimdi onu daha iyi anlıyordum. Kendini, bizim ayrı olduğumuz vakitlerde defalarca yaralamış ve sarmam için kalktığı uçurum kenarına tekrar oturmuştu.

Daldığım boşlukta bu sefer yaralarımı değil yamalarımı gördüm. Çünkü o buradaydı. Çünkü o buradaydı ve benim bakışlarım ondan başkasına uzanamazdı.

"Biraz daha yemelisin, senin için hazırladım bunları." Bakışlarımı ondan hazırladığı kahvaltıya çevirdim, sabahın erken saatleri olduğu için canım pek fazla bir şey istemese de Kutay'ın defalarca aynı şeyi söylemesinden dolayı midemi tıka basa doldurmuştum.

"Sen de ye," dedim hayıflanarak arkama yaslanırken. "Hepsini ben yedim zaten."

Kutay yerinden kalkarak tezgaha doğru ilerlerken aralık bakışlarımın arasından onu izliyordum. Kalçasını tezgaha yasladıktan sonra tezgaha uzandı ve sigara paketini aldı. Birkaç gecedir uyumadığı için göz altlarındaki halkalar daha belirgindi ve benim aksime daha sağlıksız beslendiği için zayıflamış, elmacık kemikleri çıkmıştı. "Raho olayını geç artık, bu kadar tetikte olmak zorunda değiliz."

Kutay sigarasını yaktıktan sonra cama doğru ilerledi ve bulutların ardındaki bizi selamlayan güneş, onun üzerine düşerek vücudunda canlandı. "Konular gereğinden fazla karmaşıklaşıyor aslında. Sadece Raho değil."

Kuruyan dudaklarımı ıslatarak yerimden kalktım ve onun yanına vararak kollarımı çıplak belinin iki yanından geçirdim. "Bana anlatsana, zihninin hangi kelimeler tarafından katledildiğini ya da hangi ihtimallerin seni yiyip bitirdiğini anlatabilirsin." İnce ve uzun parmaklarının arasında dengelediği sigarayı tezgahın üzerindeki küllükte bıraktı, başını başıma yasladı.

"Zihnimi katleden sadece sensin." Bana dönüp saçlarımı buselediğinde kan rengine sahip papatyalar saçlarımda tekrar filizlenmişti.

Konuyu dağıtmaya çalıştığını bildiğim için öne onu öptüm daha sonra devam etmesini istediğim bir bakış attım. Kapalı bir kutu olmasından hoşlanmıyordum. "Murat'ın her gün arayıp ne yapacağını sorması bir yana, babamın anlaşma yaptığı birçok insan rahatsız etmeye başladı."

Ah, evet. Murat neredeyse balayına gittiklerinden beri saat başı mesaj atıyor ve bizi rahatsız ediyordu.

Kaşlarımı, idrak ettiğim şey ile çattım. "Ne gibi rahatsızlık?" Kalbimin, hiddetli bir şekilde kaburga kemiklerime çarptığını hissettiğimde Kutay da bunu hissetmiş olacak ki parmaklarını kaburgamın üzerindeki dövmeye yasladı ve orayı nazikçe okşadı.

GEÇMİŞİN PENÇELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin