GP -57-

638 61 504
                                    

Multimedya; Bölüm şarkısı; Kalben-Al Beni

İyi okumalar dilerimm💜💜

----

Duygularım, kanlı bir kefenden ibaretti.

Öldüğü sanılarak gömülen cansız toprakta bulmuştu katilim, canlı kalan son birkaç hislerimi.

Bütün katiller, kurbanlarını son kez görmeye gelirlerdi. O da bu yüzden mi geri dönmüştü? Öldüğümden emin olmak mı istiyordu?

Canlı kalan yerlerimi fark etti ve şeytanın vesvesesiyle elindeki hançeri, yanındaki geçmişimle birlikte son duygularımı da katletti. Şeytanın kahkahası gecenin kor saatlerinde yankılanırken; ay, gökyüzündeki karanlığa sığındı.

Şeytan, yanımda ve yakınımda olmalıydı.

Gördüğüm kâbus, pençelerini bilincimden çekerek beni serbest bıraktığında sıçrayarak uyanmış, ilk birkaç saniye nefes nefese beyaz tavana boş bakılar atmıştım. Kâbuslar zihnimin her bir yerinde ücraya çekilmişler ve beni izleyerek kendilerini gizlemişlerdi.

Mezarlık...

Ölü insanlar ve kulağımı tırmalayan acı dolu vaveylaları...

Kuruyan boğazımı yutkunarak ıslatmak istesem de bunu yapamayarak su içmek için yattığım yerden kalkmış ve Kutay'ın yüzündeki huzurlu ifadeye kısa bir bakış attıktan sonra odadan çıkmıştım. Mutfağa yöneleceğim sırada kapının tokmağının birkaç kez tıklatılması durmama neden olmuştu. Kaşlarımı çatarak adımlarımın yönünü değiştirerek kapıya vardım ve parmaklarımı kapının kulpuna geçirerek kapıyı hafif araladım.

Ve evet haklı çıkmıştım; şeytan yakınımdaydı.

Birkaç saniye göz göze kalırken bedenim yoğun bir duygu silsilesiyle sarsılmıştı. Selin kollarını göğsünde bağlayarak bana ters bir bakış attı. "Beni içeri davet etmeyi düşünüyor musun Almina?"

Gözlerimi devirerek derin bir soluk aldım. "Eski evimde olsaydım belki seni eve alabilirdim," diye konuştuğumda sesim uykudan uyandığım için soluk çıkmıştı. "Ama şimdi yeni bir hayat falan kuruyorum, kirli insanlarla iletişimim de yok artık." 

Selin geri çekilerek kumral renkli saçlarını dağıttığında cam gibi parlayan mavi hareleri yüzümde oyalanıyordu. "Saf, masum rolü oynamaya devam et Almina. Ben neysem onu gösteriyorum en azından." Dişlerimi dudağımın içine geçirerek öfkemi yüzüme yansıtmamaya çalışarak ona bakarken dışarıdaki soğukluk her geçen saniye eve daha fazla doluyordu.

"Niye geldin Selin, sinirimi bozmaya geldiysen sana çok güzel siktir çekebilirim biliyorsun değil mi?" Dediğimde sesim artık katılaşmıştı. 

Selin gözlerini devirerek elinde tuttuğu şeyi bana uzattığında bakışlarım düğün davetiyesine düştü. Yüzümdeki maske parçalanarak etrafa saçıldığında onun dudaklarında bir kıvrım belirmişti. "Birkaç haftaya düğün var, Rüzgâr ile evlenmeyi hayal ettiğin yer var ya? Orada olacak." Omuzumdaki bütün yükler, kül olarak genzime yapıştığında davetiyeyi alarak önce davetiyeye daha sonra Selin'e baktım.

"Sana hiçbir şey yapmadım, bu kadar kin ve öfke niye Selin?"

Selin, her türlü avcıya karşı iyice korunduğunu zannediyordu fakat saklandığı yer karanlıktı ve karanlık acılardan beslenirdi. Bakışlarını benden kaçırdığında gözlerinde hem acıyı, hem de öfkeyi aynı anda görmüştüm. "Arkadaşlığımız benim için değerliydi ve sen bizi terk ettin."

Gözlerimi ağırca kapatıp açtım daha sonra davetiyeyi alarak evin içerisinde fırlattım. "Haklı olduğun yer var mı bilmiyorum ama zamanında çektiğim acıdan delireceğimi hissettiğim anlarda siz değil Kutay vardı."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GEÇMİŞİN PENÇELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin