GP -51-

844 79 313
                                    

Multimedya; Bölüm şarkısı; Emre Aydın&Yaprak Çamlıca-Bir Ölüm Kalım Meselesi

Multimedya; Bölüm şarkısı; Emre Aydın&Yaprak Çamlıca-Bir Ölüm Kalım Meselesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar dilerimm💜💜

----

29.06.2002

Bazı tarihler sevgilim, doğum ile ölümü seviştirir, ölümün koynunda doğumu filizletirdi.

Birilerinin ilk nefesini aldığı, birilerinin son nefesini verdiği bu karmaşa tarihte önünden geçtiği doğumhanenin kapısından çıkan bebeğe ilişti ölü toprakları.

Üzgündü çünkü aylar öncesinde annesinin masallarıyla değil yokluğuyla uykuya dalıyordu.

Üzgündü, babası ona sarıldığında annesinin yokluğunu daha fazla hissediyordu.

Üzgündü ve annesini istiyordu.

Hastane koridorunda aylarını eskiten bedeniyle küçük kollarını Aylin'e sardı ve etraftaki olaylardan pek bir şey anlamayan Aylin üzgün bakışlarını abisine yönlendirdi. Dudakları yokuş aşağı kıvrılmıştı, abisinin bu hâlde olması onu kırıyordu. Abisi, dudaklarından dökülen duayı tekrarlarken yeni karanlığa uzanan babası oğluna üstten bakıyordu. Onun bir inancı yoktu, eşi ölüm döşeğindeyken ve şeytan ile aynı masaya oturmuşken dua etmek ona gereksiz geliyordu.

Babası nasırlı elleriyle oğlunun omuzlarını sıktı ve bir adım kenara kayarak gölgesini oğlunun üzerinden çekti. Kutay'ın yaşı bir elin parmaklarından bir fazla, ruhu iki elin parmaklarını boğazına yaslayacak kadardı.

Hastane duvarları insanı yaşlandırıyordu.

"Baba, sence annem bu çiçekleri görünce sevinecek mi? Hiç güldüğünü görmüyorum artık."  Diye sordu Kutay, kapının önüne vardığında. Babası, aynası olan gözlere baktı ve dudakları kıvrılsa da hüzün dolu bir sesle konuştu. "Elbette sevinecek oğlum, annen bu çiçeklere bayılır."

Babası, Kutay için odanın kapısını araladığında Kutay, ona cennetin kapısı açılmış gibi gülümsedi ve odadan içeri girdi. Annesinin teni, beyaz yatağa eşlik etmek ister gibi bembeyazdı. Bakışları oğlunu gördüğü için canlılaştı, zihnindeki ölüm korkusu yerini filizlenen cansız çiçeklere bıraktı.

Gelecek, kader ile bir köşede oturup yeisi onlara boşaltırken Aylin yerinden fırlayarak annesine doğru koşmuştu. Onu özlemişti, evdeki bakıcısı saçlarını annesi gibi öremiyordu. Hayatında hiç kimse ona annesi gibi iyi de hissettiremiyordu. Kutay annesinin durumunu fark ederek ufak adımlarla ona ilerlediğinde omuzları hissettiği yükle çökmüştü.

Bu yükün gerçekleşme ihtimaline karşı içinden Tanrı'ya yalvarırken annesinin üşümüş ellerini sıcak elleriyle avuçladı. "Anneciğim bak oğlun geldi." Çiçekler yatağın üstünde, bir mezara konulan çiçek gibi duruyordu.

GEÇMİŞİN PENÇELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin