Multimedya; Kutay ve Almina. Bölüm şarkısı; Leyla The Band-Yokluğunda
Bu bölümü Sudeatmn 'a ithaf ediyorum :')
İyi okumalar dilerim güzellerim💜💜
------
Sevgilim senin avuç içlerine ilk vardığımda kanadı kırık bir kelebektim. Kozalağımı yırtarken yaralamışım kendimi, üstelik bunu sen söyleyene kadar bilmiyordum.
Bin sayfalık bir kitabın ilk harfinde ona rastlamış bir kız çocuğuydum. Onu, umutlarla beraber tanımış ve kitabın ilerleyen sararmış sayfalarında her kelimeyle birlikte kıvılcımı harlayan o kadın olmuştum. Artık kanadı kırık bir kelebek değil, hissiz birine dönüşmüştüm.
Yirmi yaşında ve hayatın bu kadar başında olmama rağmen hem de.
Birkaç uğultu içinde olduğum karanlığın kabuğunu çatlattı ve çatlaklardan sızan kan, aheste bir biçimde ruhuma sızdı. Kanayan ben değildim lâkin ruhumun üstündeki şafak o kadar gerçekçiydi ki durup soluklanmam gerektiğini hissetmiştim. Çünkü solum, solumdan acımasız bir katil tarafından sökülmüşken nefes almak imkansızdı.
"Cidden her geçen gün daha ne kadar korkunç bir insan olabileceğini düşünüyordum Kutay." Uykumun sızıntıları onun ismini duyar duymaz hissettiğim yeisle süpürüldü ve ben gözlerimi hafifçe araladım. Hatırladığım son şey Rüzgâr'ı gördükten sonra bayıldığımdı, sanırım ablamın ağlama krizlerine girdiğimde verdiği sakinleştiriciler halüsinasyon görmeme neden oluyordu.
"O iyi mi?"
Bakış açıma giren salondaki boş koltuklar kaşlarımı çatmama neden olurken Yaz'ın alaylı sesi kulaklarıma dolmuştu. "Neden çevirdiğin enkaza dönüp kendin bakmıyorsun?"
Bir katil işlediği cinayetten pişman olmazdı.
Buna rağmen sordum. Neden dönüp bir adım arkanda kalan bedene bakmıyorsun Kutay?
"Sen hayatımıza ilk girdiğin anda, ona zarar verecek herhangi bir şey yapmaman konusunda uyarmıştım hâlbuki." Rüzgâr. Her şey bir anda oldu, zihnimde bayılmadan hemen önce onu gördüğüm anlar canlanırken bedenimi hangi ara koltuktan doğrulttum ya da hangi ara salondan çıkarak hole ulaştım bilmiyorum. Uyanmıştım, uyumuyordum ve o karşımdaydı. Gerçekti, Rüzgâr buradaydı ve bu bir cümle olmaktan daha fazlasıydı. Dünya'nın ekseni kaymıştı mesela bu cümleyle ya da zaman durmuş ve ben ayakta durduğum iki saniyeyi asırlara bedel görmüştüm.
Bir miktar ormanlardan ve bir miktar denizlerden çalınmış o hareleri, irislerime denk düştü. Ona baktım, onu seyrettim, varlığını kabullendim. Delilikti, sanki gözlerimi bir sonraki kapatıp açmam da onu boynuna geçirilen urgan ile görecektim. "Rüzgâr?"
"Evet, Almina?" Kaşlarımı çattım ve ölü topraklara rastlamamak için gözlerimi kapattım. Bacaklarım ve ellerim bir deprem yeri gibi titriyordu. Tekrar bayılacağımı hissederek bir yere tutunma ihtiyacı ile serzeniş ederken bedenim, birine doğru çekilmem ile infilak etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN PENÇELERİ
ChickLitZamanın katledildiği bir gece yarısı kanın sirayet ettiği ay, fecr'in kaybolduğu gökyüzüne sığındı. Tanrı, birbirlerine idam ettiği iki ruhsuz meleği kemikten kalemlerine doldurdu. Akan her damla göz yaşı kader sayfasına yazıldı. Akrep ile yelkovan...