GP -47-

928 96 297
                                    

Multimedya; Bölüm Şarkısı; Ufuk Beydemir-Ay Tenli Kadın

Multimedya; Bölüm Şarkısı; Ufuk Beydemir-Ay Tenli Kadın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar dilerimm💜💜

------

Alacalı renklerin kuşattığı gökyüzü morarıyor,
Ruhlarımıza dökülen zehir, filizlenen çiçekleri çürütüyor.
Söylesene, sevgilim.
Virane sokaklarımız neden ceset kokuyor?

Tanrım birileri boynuna urganı geçirip intihar ediyor,
Birileri, göbek bağı doktorlar tarafından kesilip hayata ilk adımını atıyor.
Ölüm yaşama karışıyor.
Cennet ve cehennem kavramları bu dengede fütursuzca yok oluyor.

Küçük kız çocukları infiallerle tanışıyor,
Babacığım hayat bana, yürümeye çalıştığım dikenli yolda çelme takıyor.
Kalbim kanıyor, göğsüm bir şarap şişesine konulan mantar gibi acılarla tıkanıyor.
Babacığım hayat seni, benden alıyor.

Hissettiğim bütün duygular birbirine ilmek ilmek geçirilirken ortaya çıkan kan değildi, ilmek ilmek geçirilen şey de duygularım değilmiş zaten. Birbirlerine ilmeklenen geçmiş ile gelecekmiş, meğerse gelecek geçmişten kaçarken şeytanın kumpasına dikilmiş.

Soluğu ondan çalınmış, çalındığı için de pişman duyulmamış biri.

Gördüğüm görüntü zihnimdeki mezar taşlarına bir tane daha ekledi ve çığlığım dudaklarımın arasından salıncağa binmiş bir çocuk gibi firar etti. Başımın döndüğünü hissederken yerde cansız bir şekilde uzanan Cennet'e doğru bir adım attım, kan ayakkabımın zeminde kayganlaşmasını sağladı. Kusmamak için elimi ağzıma örterken Araf bana bakarak acı içerisinde miyvalıyordu. Patileriyle Cennet'e vuruyor, gözleri dolu bir hâlde bana bakıyordu.

Duvarın dibine doğru ilerleyeceğim sırada bakış açıma ikinci bir ölü düştü. Dudaklarımdan daha yüksek sesli bir çığlık dökülürken boğazımın yırtıldığını sanmıştım bir an. Sanki acı, yerde süzülen binlerce yılandı da ikinci cesedi gördüğümde hepsi aynı anda zehrini boşaltmıştı damarlarıma.

Bayılacakmış gibi hissediyordum.

İkinci nefesi kesilen kişiyi göremiyordum fakat nefesinin çalındığını anlamama yetecek kadar kan vardı orada.

Yaz'ın sehpanın kenarında iki büklüm olmuş hâli kalbime tekme yemişim gibi burkulmama neden olurken daha dünyaya getiremeden ölmüş olan bebeği, bacaklarının arasındaki kanda bırakmıştı soluklarını.

Ablam yorgun ve yaşlı bakışlarıyla bana baktı. "Bebeğim, Almina bebeğim ölüyor."

Almina bebeğim ölüyor.

Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken bakışlarım tekrar bacaklarına ulaştı. Krem renkli pantolonun rengi kana bulanmıştı, bu bebeğinin dünyaya bıraktığı son emareydi. Ablama doğru hareketlenerek cebimden telefonu çıkaracağım sırada kolumdan sertçe tutulup çekildim ve göğsüm sert bir bedene çarptı.

GEÇMİŞİN PENÇELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin