Multimedya; Bölüm Şarkısı; Şort-Yıldızlar ve Gece
İyi okumalar dilerimmm💜💜
----
Vaveylanın bıraktığı..
Hayır bu başlangıç noksandı.
Küçük bir kız çocuğunun acılara daha fazla dayanamayarak bıraktığı vaveyla, kulağımda geçmeyecek bir emare bırakırken etrafın zifiri karanlık olması bana olduğum yeri sorgulatıyordu.
"Kızım..?" Duyduğum ses kulağımdan içeri girip beynimin kıvrımlarında yakılanırken yalpalayan bacaklarım düşmeme neden olacak kadar sarsmıştı beni. Zaman yavaşladı ve kan rengine çalan kum taneleri havada gökten yeryüzüne urganla düşen bir ceset gibi havada asılı kaldı. Başım sesin geldiği yöne doğru hızla omuzumun üstünden geriye doğru dönerken saçlarım yüzüme tokat gibi çarpmıştı.
Ve onu gördüm.
Nasırlı parmaklarıyla saçlarımı zamanında ören ve kendi evsiz kalsa bile bana ev olan babamı. Gök birden güneş doğmuşcasına aydınlandı. Güneş doğmamıştı belki ama babamı görünce içimdeki karanlığın dağıldığına yemin edebilirdim.
Bu yüzden Kutay'ı babam kadar sevmiştim işte. İçimdeki karanlığı tek bir kelimesiyle dağıtabilecek nefes alan tek kişiydi.
"Babacığım.." diye konuştum titrek bir sesle. Gözlerimdeki yaşlarla gülümsedim ve ona doğru bir adım atmak istedim fakat ayak bileklerimden gerçekliğe prangalar sarkıyordu. Göz yaşlarım onu gördüğünde yıllar sonra ilk kez oyuncağı kırılmış bir çocuğun hisettiği duyguyla değil, babasını uzun yıllar sonra gören bir kız çocuğunun duygusuyla akıyordu.
Uzun zamandan sonra hissettiğim şey acı değil, mutluluktu.
Bunun mümkünlüğünü sorguladım.
"Baba buradasın, hadi gel. Gel sarılalım hadi." Babama doğru ilerlemeye çalıştım ve zincirin zorlanma sesi kulaklarıma doldu. Ağıt eder gibi konuştum "Baba gelemiyorum, sen gel lütfen." Babam hiçbir şey söylemedi. Göz kenarlarındaki kırışıklıklar katmerlenirken babam elini havaya kaldırdı ve bana el salladı. Dizlerimin üstüne çökerken hıçkırdım. Can kırıklıklarım dizlerimi yırtıyordu.
"Baba veda ediyorsun, yapma bunu lütfen son bir kez sarılmak istiyorum." Göz yaşlarım alt kirpiklerimi yıkayarak geçerken derin bir yeisle babama bakmayı sürdürdüm. Buradaydı, gülümsemesi hâlâ karanlığı kovuyor, beni iyi hissettiriyordu.
Ama neden gelmiyordu?
Neden, düştüğüm yerden beni kurtarmıyordu?
Neden dudaklarımı parçalayacak olan yakarışlarımı duymuyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN PENÇELERİ
ChickLitZamanın katledildiği bir gece yarısı kanın sirayet ettiği ay, fecr'in kaybolduğu gökyüzüne sığındı. Tanrı, birbirlerine idam ettiği iki ruhsuz meleği kemikten kalemlerine doldurdu. Akan her damla göz yaşı kader sayfasına yazıldı. Akrep ile yelkovan...