GP -31-

1.2K 111 190
                                    

Multimedya; Kutay ve Almina.

Multimedya; Kutay ve Almina

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar dilerimm💜💜

------

Siz hiç bir adamı, babanızı sever gibi sevdiniz mi?

Ben sevdim.

Ve bu hayat merdivenlerinin bir iki basamak aşağısında düşündüğüm kişi Rüzgâr değil, kalbimin her kaburga kemiklerime çarpışında zikrettiği o adamdı.

Kutay.

Eskiden gök yüzü kadar acıdığımı sanırdım ama şimdi kalbime yaslanan yükten sonra eski acılarımın bir önemi kalmadığını anlamıştım. Zaman yavaşlamış Caner ve adamları birkaç cümle döktükten sonra sokağı terk etmişti. Kutay dakikalar sonra bana dönmüş ve bir harabenin yıkılmadan önceki o son saniyesi kadar acı dolu bakış atmıştı.

Canı yanıyordu ve ben, ona öylece bakmaktan başka bir şey yapamıyordum.

Kutay yalpalayarak etrafa baktı, yere düşmek üzereydi.

Onu, sanki bunu gerçekten başarabilirmiş gibi tutmaya çalıştım ama ondan önce yere yığılmışım, bunu bacaklarıma batan taş parçalarından anlıyordum. Kutay hemen kollarımın arasında ölümü bile kıskandıracak kadar güzel bir şekilde uzanırken deprem yeri gibi titreyen parmaklarım yüzüne uzanmıştı.

"Kutay?"

Acı içerisinde inledi. "Çok...çok fazla kan," yutkundu ve kısa bir nefes almaya çalıştı. "Kaybediyorum."

Nefes alamıyor.

O nefes almıyorsa ben neden alıyordum peki?

Puslu çakır mavilerim, sanki ölü topraklarını bataklığa çevirmek ister gibi yanaklarımdan süzülürken ona uzandım. Sokağın ilerisinde birkaç kişinin sesini işitiyordum, silah sesi onları buraya toplamış olmalıydı. "Uyumamaya çalış, bana... bana odaklan tamam mı? Ben buradayım, senin yanındayım. Hep olduğu gibi seninleyim." Üstümdeki ceketi çıkartarak iki kaburgasının ortasına yerleştirdim ve daha fazla kan kaybetmesini engellemeye çalıştım.

"Sadece," diye konuştu titreyen bir sesle ve o an bir zihinden dökülen sağlam olan bütün kelimelerden nefret ettim. Nefes alamadığı için etrafımdaki bütün insanların nefesini kesmek istiyordum. O nefes alamıyor, siz de almayın. "Üzgün ol...olduğumu bil."

Veda mı ediyordu?

Buna gerek yoktu, fazla kan kaybediyor olabilirdi ama arkadaki insanların ambulansı aradıklarını duymuştum. Birazdan burada olacaklarından emindim.

"Üzgünüm." Dedi bir kez daha.

Kalbimin üstüne binlerce yük yaslanmış ve kalbim daha fazla dayanamayarak patlamış gibi hıçkırdım. "Bana veda etme, buna gerek yok!"

GEÇMİŞİN PENÇELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin