GP -12-

1.7K 156 61
                                    

Multimedya; Kutay ve Almina.

Bugün 19 temmuz ve Almina'nın doğum günü :))

Doğum günün kutlu olsun güzelimm ❤❤

Doğum günün kutlu olsun güzelimm ❤❤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

------

Çocukken elime bir ip tutuşturdular ve o ipten kendime salıncak yapmamı istediler.

İblisleri dinledim ve kendime bir salıncak değil, çiçeklerle süslenmiş bir urgan yaptım.

Urganı boynuma geçirdiğim vakit, karanlığın üstüme çöktüğü yani babamın bu dünyayı terk ettiği vakitti. Dizleri yaralı küçüklüğüm tüm aydınlığıyla sallanırken tavanda, ruhum gökyüzüne adım adım ilerliyordu. Gökyüzünün yaralı ruhlara, yeryüzünün ise kalbi kırık insanlara ev sahipliği yaptığı sıralarda kum saati devrildi. Zamanın kanı, ruhların içindeki karanlığı dağıtan ışığa damladı.

Bu yüzden güneş doğarken kızıllık saçıyordu ya etrafına.

Kutay'ın yanındaydım. Kumarhaneden sabaha doğru çıkmış ve bütün yorgunluğumuzla kendimizi deniz kenarı bir kafeye atmıştık. Kutay ikimize de birer kahve ile kahvaltı söylemiş ve bir sigara yakmıştı. Bakışlarım devamlı olarak denizle Kutay arasında gidip geliyor, nereye odaklanacağıma kara veremiyordum.

Dünya'nın en güzel manzarası olan yüzü yine dünyanın en güzel tablosuna davet edilmişti.

Bu düşünceme karşı bakışlarımı kaçırdım ve sessizce kahvaltımı ettim. Kutay sınırlarımın arkasına bir kez uğramış olsa da onunla istemsizce bir bağ kurmuş, kalbimdeki ismin üstüne geçmişin tozu dökülmüştü.

Rüzgar'ı isminin silinme düşüncesi beni dehşete düşürdüğü için Kutay seslenene kadar onun yüzüne bakmadım. Kısık, erkeksi ses tonu irkilerek kendime gelmemi sağladığında solgun bakışlarımı ona çevirerek konuştum. "Efendim?"

"Yorgun gözüküyorsun, eve gitmek ister misin diye sordum." Bazen öfkeden deliriyor bazen ise hiç öfkelenmeyecek gibi sakin kalıyordu. Az önce içtiği sigaranın külünü silkerken, sigaranın ateşini düşürmüş ve buna bir hayli sinirlenmişti. Şimdi ise az önce ki halinden eser yoktu.

Ölü toprakları, cevap vermediğim için şüpheyle dolduğunda boğazımı temizleyerek konuştum. "Hayır, böyle iyiyim ama sen yorgun gözüküyorsun. Saatlerce dosyalardan başını kaldırmadın." Gözleri uykusuzluktan dolayı biraz şişmişti. Dağınık saçları ve yorgun bakışları her an onu uykuya yatıracak gibiydi.

"Alışkınım ben, sen düşünme beni." Hayatı boyunca hiç şefkat görmemiş gibi derin bir yeisin ölü topraklarına çöktüğünü gördüm. Orada canlı olan son şeyleri de katletmek istiyordu. Kutay bakışlarını benden çekerek sigara paketine çevirdi ve paketinden dudaklarıyla çıkardığı sigarayı masanın üzerindeki çakmakla tutuşturdu.

GEÇMİŞİN PENÇELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin