Hoş mu geldim bilmiyorum orasını siz söyleyeceksiniz ama boş gelmedim . Size 3. Bölümü getirdim .
Yorumlar iyi. Kötü yorum okumadım hiç ve açıkçası mutlu oluyor insan . Bu hikayeyi gerçekten çok isteyerek yazdım ve hâlâ yazmaya devam ediyorum ama eleştiriler insanı etkiliyor . Beğenmediğiniz yerler olursa da belirtin ama lütfen .
Yorum yapan Kardeşim Fatma'ya , Hatice'ye , onun ablası Rukiye Abla'ya ve Küboş'a çok teşekkür ederim . Oy verenlere ayrıca teşekkürler ...
*****************
Gözlerimi açmamın sebebi , şu telefondan gelen iğrenç melodiydi.Aslında aralarından en güzel molodiydi ama yinede ssabah o bal gibi uykudan uyandırması yüzünden nefret ederdi(k)m alarım melodisinden.
Yatağından hızla nevresimi atıp banyoya yöneldim , uyanabilmek adına . Gece sadece 3 saat uyuyabilmiştim , e sonuçta üniversitenin ilk günü bu kadar heyecanı hoş görmek lazım.
Saçlarımı kurutup topladıktan sonra uzun kollu bir bady altında eşofman giydim . Mutfağa doğru yol aldım. Zeytin peynir çay üçlüsünün yanına annemin zorla alıştırdığı pekmezi de yerleştirip ,kendi kendime kahvaltı hazırlamış oldum . A evet, tahmin edersiniz ki yalnız yemek yemek, yemek yememekten daha kötü. Annemin o sadece kuş sütü eksik sofrasından bu sofra hiçte cazip gelmiyordu açıkçası.
Kahvaltımı yapıp , bulaşıkları da yıkadıktan sonra evden getirdiğim ve şuan yatağımda dağı anımsatan çiçekli nevresim takımını düzelttim . Eşofmanımı geniş bı pantolonla değiştirdikten sonra ayak bileğime kadar uzanan asker yeşili feracemi giydim . Başıma da krem rengi fakat üstüne kahverengi desenler geçen şalımı doladım .
*********************
İstanbul...
Urfada okumayı istesemde aslında İstanbulu çok severdim . Yaşamak için güzellikleri vardı mesela... Denizi vardı. Hep isterdim bigün marmaraya karşı bi banka oturup saatlerce kitap okumak . Ardından kulaklığını takıp en sevdin müziği açıp öylece yürümek... Nereye , kime? Diye düşünmeden .
Güzeldi İstanbul; Kız kulesiyle , boğazıyla , sokak sanatçılarıyla ve çocuklarıyla...
Otobüsün camından izliyorum İstanbul'u. Güzelliklerini düşünsemde,içimde kötü bir his vardı. Evet,evet tamda buydu ; korku.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYTİNDALI
SpiritualNe nane ne karanfil , vicdan kokmalı insanın nefesi... Yüreği kavrulana dek sevmeli, Sevmeli ki bağıra çağıra haykıran vicdanını dinlemeli.Sevmeli ki evren merhamet duygusu ile yoğrulmalı ,dünya barışa bulanmalı... Umuttur; Birgün bir Zeytindalı uza...