Selamün aleyküm .
Size deli gibi bir bölüm yazdım. Hemen okuyup yorum yapın. Eğer bölümün hakkını vermezseniz bir dahaki bölümü kalbim kırık yazarım .
Sevgi ve saygılarımla.
Lütfen bu güzel bölüme ara yorum yapın
Not: Yazım hatalarını sonra düzelteceğim bölüm yeni bitti çok heyecenlıyım diye paylaşmak istedim hemen
Barış'ın Kaleminden
Hayatta sevmekten daha güzel birşey varsa o da 'sevilmek'tir demişler.
Sevilmek ...
Öyle sağdan soldan birinin sevmesi de değil. Sevdiği tarafından sevilmek...
Sevilmek... Bir şeye bu kadar muhtaç olmak , bu kadar aciz olmak... Ben , etrafımdaki kızları başımdan salmak için neler neler yaparken şimdi bir insan beni sevsin diye neler yapmazdım.
Yüreğimin zirvesinde kopan fırtınaların hepsi muhtaçlığımdandi. Ruhumun ilmeklerine attığım bir düğümde onun böyle zayıflamış olmasındandı.
Zayıflayıp ,kendini gösteren kemiklerini daha da göz önüne sermişti. Kahverengi gözlerinin altına vurduğu mor halka sırtıma bir kere daha zincirler geçirdi.
Daha bir kaç gün önce bana bişey olsa dayanamayacağını söylemişti. Tüm kırgınlığımı bir anda unutmuştum sanki. Sahi, ben kırılmazdım. Nolmuştu da böyle olmuştum
"Senden nefret ediyorum " o ince , ninniler söylese uykuya dalacağım sesi kulağıma hükmediyor, beynimde bunu tekrarlıyordu. Benden nefret etmemeliydi. Ben beni sevmesini ümit ederken nasıl olur da merhamet dolu yüreğine nefreti ekerdi. Hemde benim gibi beş para etmez adamın teki yüzünden.
Benim hissizliğe bağışıklık kazanan yüreğim , 'bundan zarar gelmez ' dediğim kıza böyle şeyler duymaya başladığında anlamalıydım. Gün geçtikçe zihnime damlatılan bir mürakkep damlası gibi içime işliyor, içim ona bulanıyordu.
Bana inanmaması nasıl kalbimi kırardı? Taş hiç kırılır mıydı?
Peki şimdi ne diye Sinem'in kim olduğunu soruyordu?
"O ... o şey ... " ne diyecektim ki?
Benden nefret etmiyordu . Tamam belki sevmiyordu yada bana tahammül etmiyordu ama bana yemek yapmıştı. O son kalan kırıntınında bunu öğrendiğinde gitmesine korkuyorum.
Telefonumun sesiyle cebimde titreyen telefona attım elimi. Gözlerimi, ne tepki verecek diye merekla ondan alamazken kim olduğuna bakmadan açtım telefonu. Daha kulağıma götürecekken elim ekrana değdi ve ses hoparlöre alındı. .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYTİNDALI
SpiritualNe nane ne karanfil , vicdan kokmalı insanın nefesi... Yüreği kavrulana dek sevmeli, Sevmeli ki bağıra çağıra haykıran vicdanını dinlemeli.Sevmeli ki evren merhamet duygusu ile yoğrulmalı ,dünya barışa bulanmalı... Umuttur; Birgün bir Zeytindalı uza...