٩
"Benimle ne alakan varda , ne konuşacaksın?" dedim kaşlarımı çatıp "Hayır yani . Görüyosun , seninle konuşmak istemiyorum neyini anlamıyorsun ? Ne diye ısrar ediyorsun?"
"Tahir, Allah aşkına bulaşma" dedi Aslı ve yürüyüp gittik.
**************"***********
Eşyalarımızı toplayıp ,Aslıyla yapışık ikizler gibi hareket etmemize gülüyorduk.
Okuldan çıkış vaktiydi ve şuan birinci sınıfata cuma günü istiklal marşını okumuş , eve koşarkenki mutluluğa sahiptim.
"Amine bize gidelim ya . olmaz mı?"
Aslı'ya baktım."Niyeki, o nerden çıktı?" oda bana döndü ve güldü.
"Benim ev , daha yakın sabahta erkenden geliriz. Sanada daha sonra gideriz olmaz mı?" dedi
"Ya sen şimdi güleceksin ama benim şimdi Hatice Teyzeden izin almak , demeyelimde. Bir nevi haber vermem lazım" dedim.
"Ah ,sen yine buradan izin alıyon . Ben taa Muğlaları arayıp izin alıyorum annemden" dedi gülerek.
*********************
"Hadi çıkalım madem " dedim Aslı'ya.
Yürüyerek bahçeye doğru gittik. Kolkola girip girip bahçeden çıkmıştık ki.."Aslı !" dedi bir ses,.İkimizde arkamızı döndük.
Kaşları çatmış , burnundan soluyordu resmem Barış. Bize doğru yürüyordu.
"Ne oldu? Hayırdır. Ne bu sinir?"
"Sana defalarca o pez...'le muhatap dahi olma demedim mi? Dedim..."
Kendi kendine sordu , kendi cevap verdi.Aslı lafını böldü.
"Bağırma bana , tamam mı?!" Aslı'da bağırmıştı .
Bu adam ,Tahir'i fazla abarmıyor muydu Aslı konusunda. Çocuğun derdi benimle . Aslıya bişey yaptığı yok ki.
"Bağırırım lan! Bağırırım ! Sen bana Umut'un emanetisin. Seni korumak zorundayım . Herşeyden , herkesten..." lafını böldü Aslı.
"Koruyup kollanması gereken sensin Barış Korkut..."
Barış Korkut mu? Soyismi Korkut muydu?
Aslınınki de Korkuttu."...Yeter artık ya. Bıktım tamam mı, bıktım. Ya siz bıkmadınız mı? Umut'u elimizden alıp gitti bu dava diye peşinden gittiğiniz şey. Umut'un bu kadar mı hatırı yok sende abi. Bırak dedi , yapma dedi . Sen hala beni korumaya çalıştığını savunuyorsun. Ben Fatihle bile konuşmadım o günden sonra . Eğer buna devam edeceksen seninle de bağımı koparmaya hazırım "
Gözlerindeki yaşlar yanaklarından süzülürken eliyle hızla sildi ve arkasını dönüp gitti. Bi anda ne olduğunu anlamadım bile . öylece Aslıyı izliyordum.
Umut kimdi?
Neyin davasıydı Aslının kast ettiği?
Fatih kimdi?
Tahirin bunlarla ne alakası vardı?
Barış ne durumdaydı?
Hemen Aslıya bakmayı kesip Barış'a döndüm.
Gözleri mi dolmuştu? Karaları daha çok parıldıyordu. Bu adama bakan da dünya yıkılsa bile hiçbirşeyi umursamaz sanır. Ama ben ikinci keredir görüyorum .Bu adamın içinde ,aralara derelere sıkıştırdığı merhameti. Şuan kendini suçladığına yemin bile edebilirim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYTİNDALI
SpiritualNe nane ne karanfil , vicdan kokmalı insanın nefesi... Yüreği kavrulana dek sevmeli, Sevmeli ki bağıra çağıra haykıran vicdanını dinlemeli.Sevmeli ki evren merhamet duygusu ile yoğrulmalı ,dünya barışa bulanmalı... Umuttur; Birgün bir Zeytindalı uza...