14 & 15. ŞEKER

3.6K 237 42
                                    

Yine bu iğrenç sesle uyandım. Alarımlar kalkmalı ,hatta okullar da.

Dün gece zaten zor bir gece geçirmiştik. Uyumayı hak etmiyor muyduk?


Dün yemekleri yiyip oturma odasına geçtikten sonra bende çıkıp abdest alıp namaz kılmıştım. Açlıktan midem kazınıyordu ama yemeğin kaldığından şüphem vardı.


Bu adam bizim yanımızdayken güvende hissediyordum, nedenini merak ediyorum. Aslıyla hep yan yana olduğumuzdan ve o da hep Aslıyı koruduğundan olsa gerekti.


.***********************.


Bu eve alışıyordum . aslında tamda üniversite halimdeki evime benziyordu. Kutu gibi , ufak, renkli... tek eksik Müntehamdı. O benim kardeşimdi . Bütün dertlerimi bilen , dostumdu. En çöküntülü dönemlerimde beni ayakta tutan arkamdaki taştı.

Aslıylada iyi olmuştuk ama Müntehanın yeri bambaşkaydı. Mün'ümü çok özlemiştim.Aylardır buradayım . İtiraf etmem gerekirse annemi özleyip te ağladığım geceleri sayamamıştım bile. Onunla telefonla konuşurken konuşmamı hep kısa tutuyordum çünkü gerçekten dayanamıyordum.

Anne... Var olması baş ı başına bir şükür sebebi olan anne. Bu konuyu uzatmanın da gözyaşlarımı özgürlüğüne kavuşturacağını bildiğim için uzatmayacağım. Ama bir gece dayanamayıp Hatice Teyzenin kapısına dayanıp ona sarılarak ağladığımı anlatmadan da duramayacağım.


'Ben annelik yapmayı bilmem ama senin için uğraşırım ' demişti.


İçimden kendime bir sürü hakaret etmiştim . Onu üzmek istemedim.


Okuldan eve geleli iki saat olmuştu kalkıp bir şeyler hazırlayıp yemeliydim. Bir evde tek başına yaşamak çok zor . Hem yemek konusunda hem de yalnızlık. Geceleri uyumak çok zor oluyor .


Aslında keşke ağabeyimde bu şehirde okusaydı hem o Tahir denen çocuk bana bulaşamazdı hem birlikte kalırdık. Hayal kurmayı bırakıp giysi dolabıma doğru gittim . Dolaptan beyaz ,üstünde mor bir yazı yazan bir sweet ve mor bir eşofman çıkardım...


Kapı sesiyle hızlı harekat edip kapıya gittim. Hatice Teyze tüm marifetini elindeki tepsiye serpiştirmiş duruyordu. Tepsinin içinde pilav , üstü et yanında sulu yemek ve diğer yanında TURŞU. Turşu benim vazgeçilmezimdi. Buraya gelirken bir matara getirmeme rağmen birkaç gündür yokluğunu çekiyordum.


'Annesin yaa. Harikasın harika !' dedim . Evet anne dedim . O günden sonra böyle diyordum arada . Annem kırılır mıydı bilmiyorum ama Hatice Teyzenin ne kadar mutlu olduğunu bilse kesin kırılmazdı.

' şifa olsun güzelim' dedi .

Ahmet Amca ne kadar öz amcam gibi olsa da onunla yemek yiyemiyordum. Hem ben erkeklerle yemek yemezdim ki. Dinen uygun olmamasını geçtim ben öyle yesemde doymazdım.


....


Gece üşüdüğümden kalkıp bir battaniye daha almıştım. Havalar soğumaya başlamıştı.

Uyanmıştım ama kalkmak istemiyordum yataktan . Biraz daha kalkmazsam geç kalacağımdan hemen mutfağa yürüdüm. Bir şeyler atıştırıp tekrar odama döndüm.

Uzun kollu bir badi giyip altına geniş bir eşofman giydim. Feracem ayak bileklerime kadar uzandığı için sorun olmazdı. Altına eşofman giydiğim bile anlaşılmazdı.

Ne derseniz diyin eşofman her zaman pantolondan daha rahattır ve ben rahat bir insanım.

Sade gri bir şal taktım ve gri spor ayakkabılarımı elime alıp kapıdan çıktım ki aklıma çantam geldi vestiyerde duran kot,sırt çantama uzandım . Çantamı da sırtıma geçirip evden çıktım




ZEYTİNDALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin