Selamün aleyküm 😊
Söz verdiğim gibi bölümü erken yazdım. Size 2 müjdeyle geldim.
1.Bu bölümde güzel sahnemiz var .
2. Bir dahaki bölümde 2 bölüm birleşecek, yani uzun bi bölüm olacak . E sizde artık bi yorumu çok görmeyin bana ,lütfen. Tabi birde beğendiyseniz oyu...Hazırsanız buyrun ☺
***********************
Koşuştura koşuştura metrodan inip hemen bir otobüse bindim. Okula gidip Aslı'yla kahvaltı yapmak için sözleşmiştik ama ben geç kalmıştım.
Aslı...
Namaz kılmam için mescide benimle geldiğinde
"O'nun (c.c) karşısına çıkmaya utanıyorum " demişti. Neden böyle demişti bilmiyorum,sormadım da ama çok merak ediyordum açıkçası."Suçun ne olursa olsun eğer pişmansan O(c.c) affedicidir. Affeder ..." demiştim
" Yeterki sen umudunu kaybetme " deyince bana öyle bi sarılmıştı ki ...
"Sen bana gönderilen bi mesajsın demişti. Hiç birşey anlamasamda gülümsedim ." Annemin ,O'nun duasısın " demişti .' O ' kim biliyordum ama bende ona sarıldım.
"Umudumu kaybettim ama içimde bir parça taşıdığım doğrudur " dedi . Mescidden çıkıp lavaboya gitmiştik Aslı' nın abdest alması için.
Mutluydum , bu üniversiteye sırf Aslı'nın namaza tekrar başlaması için bile getirdim.
Otobüs okula yakın durakta durunca çantamı alıp indim hemen. Tekrar koşar adım okula...
Ara sokaklardan girip hemen okula yetişmeye çalışıyordum ki köşeyi dönmemle karşılaştığım manzarayla adımımı durdurdum. Bu o muydu? Çok benziyordu . Daha dikkatli baktım . Evet , bu o.Barış'tı.
Ufak bir erkek çocuk, üstü başı kirli, yanında bir baskül ve tam önünde diz kırarak çömelen Barış...
Sessizce, öylece durup izledim. Uzaktım ama sesleri azda olsa geliyordu, ki ben çok olamasada dudak okuyabiliyordum.
Çocuğun önünde diz çökmüş , etrafta kimse yoktu. Elini çocuğun yanağına götürdü , baş parmağıyla yanağını okşadı .Dışardan bakıldığında öyle merhametsiz duruyorki ,alnına "ben gaddarım" yazsa anca bu kadar açıklaça belirtilirdi. Ama şimdi tüm zırhını indirmiş küçük bi çocuğun kanayan yarasına kabuk tutturmaya çalışıyordu belki de. Benim korkaklığımı sakladığım gibi oda merhametini mi saklıyordu? Merhametli olmayı kötü birşey mi zannediyordu ki?
Sağ eliyle yanağını okşarken sol eliyle cebinden birşey çıkarıp ufaklığın cebine koydu. Çocuk itiraz edecekken , çocuğun yanağındaki elini, çocuğun ensesine götürüp kendine çekti ,başını göğüsüne yasladı diğer elini de ufaklığın sırtına koyup sıvazladı.
Bir süre sonra çocukla ayrılınca ,
"Dua et Barış abi olur mu? Annem iyileşsin inşallah " dedi ufaklık. "Amin" dedi sessiz sessiz. Dudağından harfler çıkıyordu ama ses telleri onları alıp götürmüyordu hiç bir yere. Bu 'amini' bir O(c.c) duydu bir de ben . Başka hiç kimse duymadı ,görmedi. İçindeki merhamet gibi bunu da mı göstermek istemiyordu kimselere?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYTİNDALI
SpiritualNe nane ne karanfil , vicdan kokmalı insanın nefesi... Yüreği kavrulana dek sevmeli, Sevmeli ki bağıra çağıra haykıran vicdanını dinlemeli.Sevmeli ki evren merhamet duygusu ile yoğrulmalı ,dünya barışa bulanmalı... Umuttur; Birgün bir Zeytindalı uza...