Sevgili zeytindalı okuyucuları, bölüm yayınlamayalı uzun zaman olduğunun farkındayım. Rahatsız olduğunuzu da biliyorum ama inanın siz hikâyeyle ne kadar çok ilgilenseniz ben o kadar çok motive oluyorum. Ayrıca iki üniversite okuyorum ve inanın çok yoğun oluyor. Kusura bakmayın canlar. Hadi iyi okumalar .
****************
Gönül almak verdiğimiz acıyı yok eder miydi? Büyük acılara büyük gönül almalar düşerdi. Ben onun canını ne kadar acıtmıştım?
Yüzüne baktım gözlerini çekmedi yüzümden.
Eline çatalı aldı. Yiyecekti. Bu beni çok mutlu etmişti.
"Aslı sana söz vermiş ya, bu o tatlı ." Az önce söylediğimi anlamış mıydı ?
Elindeki çatalı ile tatlıyı bölecekken söylediğim şeyle çatalı tekrar tabağa bıraktı ve tabağı ittirdi.
"Bunu sen yaptın . Eğer Aslı söz verdiyse Aslının yapması lazım . Bu şıkkı eledik. Bunu benim için yapmadıysan yememin bir anlamıda yok. "
Yine yüzüme bakmıyordu.
"Aslı tam bilmiyordu diye beraber yaptık. "
Başını bir anda bana çevirip sinirli sinirli baktı. Oturduğum koltuğa sindim.
"Buna senin elin değdi mi ?" diye sordu . Bağırmıştı.
"Bağırma " dedim
Gözlerini tavana dikip
"Senin elin bu tatlıya değdi mi?" dedi sabırsızcave ısrarla.
"Evet " dedim.
"Yemiyorum o zaman"
Göklerde uçuşan uçurtmamın ipi koptu sanki. Süzüle süzüle yere çakıldı. Gözlerimin dolasına engel olamadım. Parlayan gözlerime acımasızca bakıyordu. Ona ne kadar öyle baktım bilmiyorum. Yerimden kalktım.
Türküden gelen bağlama sesi kendimi tutmamı zorluyordu. Masanın üstündeki tabağı aldım hızla.
"Yeme !" dedim. Hızla odadan çıktım .Elimin titremesi tabağıda elimde sallandırıyordu. Hızlı hızlı merdivenleri inip tabağı mutfakta tezgaha indirdim ve hızla portmantodan mantomu aldım. Üstüme geçirip ellerimle gözyaşlarımı sildim. Evden çıkıp kapıyı hızla çektim. Kapı sesi kulağımı doldururken yağmurun hızına ve soğuğa aldırmadan yürüdüm. Ben yürürken kapının açılma sesini duydum. Saniyeler sonra kolumdan hızla tutup kendine çekince neye uğradığımı şaşırdım.
"Ne yaprığını sanıyorrsun?" yine bağırmıştı. Bu çocuk ne kadar acımasız olmuştu.
"Bırak kolumu!" diye bağırdım kolunu geri çektim. Ama bırakmadı . Sinirden gözü dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYTİNDALI
SpiritualNe nane ne karanfil , vicdan kokmalı insanın nefesi... Yüreği kavrulana dek sevmeli, Sevmeli ki bağıra çağıra haykıran vicdanını dinlemeli.Sevmeli ki evren merhamet duygusu ile yoğrulmalı ,dünya barışa bulanmalı... Umuttur; Birgün bir Zeytindalı uza...