31. BÖLÜM

2.7K 223 93
                                    

Bu şehire geldiğinden beri başına gelmeyen kalmamıştı. Adeta bela çeken bir mıknatısa dönmüştü sanki Amine.

Normalde insanlar onun yaşadığını bile bilmezdi. Kimseye zararı yoktu ki onun . Nerden çıkıyor bu insanlar.

Amine sakin olmaya çalışıyordu.

Adama bakmadan önce Münteha' ya bakıyor; Gözlerinden anlaşılıyor korktuğu ama daha çok olayı çözmeye çalışıyor Münteha. Evet, korkuyordu Amine  ama belli etmemeliydi .

Başını çevirip adama baktığında , okulda başörtüsünden dolayı rahatsız olan adam(!) olduğunu görüyor.

"Aaa gördün mü bak geri kafalı , burada seni kurtaracak kimse de yok" dalga geçerek konuşuyor adam.

'Geri kafalı???' Âmine'nin beyninin kapısına habire çarpıyor bu kelime . Amine mi geri kafalıydı?

" Senin beyninin algılayamayacağı biri kurtaracak beni... Ayrıca... Ağzından çıkanı kulağın duysun . Haddini bil!"  diye uyarıyor Âmine

Adam Âmine'ye yaklaşıyor . Münteha korkudan Âmine'nin kolundan tutuyor.

"Ah, korkutma beni  (!) Hem bilmezsem ne yaparsın, haddimi?" 

Aslında tek başına olsa , kapkaççıya yaptığı gibi bir kafa atıp kaçabilirdi belki  ama şimdi Münteha vardı.

" Ne istiyorsun benden? " soruyor Amine

" Başındaki kumaşı! Çok beğendim kendime don yapacağım" diyip pis pis gülünce  Âmine ile Münteha  gözlerinden ateş çıkacak gibi öfkeleniyorlar.

Tamam , kendilerine hakaret edebilirdi, hatta küfür bile edebilirdi belki ama başında taşıdığı emre laf gelmesin diye bunca sene başları yerde yürüyen kızların  , bu lafa takılmaları gayet doğaldı.

Âmine yanında duran Müntehaya sakin bakışlarını yollayıp sakinleşmesini istercesine baktı , ardından adama dönüp.

" Tamam ama eğer başındaki örtüyü çıkarırsam bırakacaksın bizi değil mi?" diye sordu Âmine.

Münteha gözlerini yerinden fırlacasına açmış Âmine'ye bakıyordu.

Adam gülüp " Tabiki" diye konuşunca Âmine  zaten aralarında az mesafe olan adama bir kaç adım atıp daha da yaklaştıktan sonra tepesine batırdığı iğneye uzandıp çıkardı .

" Âmine..!" diye ikaz etti Münteha

" Bana kızma kardeşim... İkimiz için bunu yapmak zorundayım " dedi Âmine, arkasında duran Münteha ya bakmadan.

Adam  zafer kazanmışçasına  pis pis  gülüyordu.

Tepesindeki iğneyi çıkarıp başının sağındaki iğneye uzanırken kontrolünü kaybedip adama doğru düşecekken  bir anda doğrulup adamın burnuna  sert bir kafa atıp  adamın dengesini sarsıyor. O, burnunun derdine düşerken elindeki iğneyi  adamın burnunu tuttuğu elinin izin verdiği kadar yüzüne bastırıp aşağı doğru çiziyor .

Adam bir yandan küfür edip , diğer yandan sızlanırken  Âmine Müntehanın elinden tutup koşmaya başlıyor.

" Sen önce boşta duran kafana bi beyin ayarla!" diye bağırmayı da ihmal etmiyor.

     

Ele ele koşmak zor olunca  ,ellerini bırakıp koşmaya devam ederken

" Gerçekten başımı açacağımı mı sandın?" diye soruyor Âmine Münteha'ya

" Hayır. O an korkuyla yapabileceğini sanmış olabilirim" diye cavap veriyor Müntaha .

Koşarak ana caddeye,  nefes nefese  çıkarken ikisi de durup dizlerini tutarak nefes alıyorlar.

ZEYTİNDALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin