Barış'ın Kaleminden:
Haklıydı Aslı. Allah kahretsin ki haklıydı.Benim yüzündendi. Hayatını mahvettim hâlâ da acısını çekiyordu, çekiyorlardı. Çekiyorduk..
Eğer o gün yetişebilseydim. O lanet kurşunun önüne geçebilseydim ,şuan bu hiçbirşeye yaramayan ,sadece oksijen israfı yapan ,ben yerine, o hayatta olurdu. Umut...
Muhtemelen şuan Aslı'da bu gözyaşlarının yerine mutluluk gözyaşları akıtırdı, Umut'un omuzlarında.
Şu yeni kız... Imm?.. Amine'nin ... Ah Âmine'nin yerine, onunu omuzunda ağlardı.
Hakikaten , iyi anlaşmaya başlamışlardı. Aslı ile Âmine. Yani aslında fırsat vermiyordu Aslı'nın hayatına yeni birilerini almasına ama ... Pek zarar verebilecek bir tip değildi o yüzden müdehale etmedim . Herhalde.
O şerefsizin yine onlarla konuştuğunu öğrenince sinirim tavan yapmıştı. Niyetim Aslı'ya hesap sormak değildi . Sadece o (küfür)'nin onla neden konuştuğunu öğrenmek istedim. Ama yine kendimi açıklayamamıştım.
Evet , haklıydı . Umut bırak demişti "Artık uğraşma bu dava dediğin şeyle " demişti ama bilmiyordu işte. Hiç birşey bilmiyordu.
O günden önce de defalarca demişti. Eğer böyle olacağını bilseydim herşey uğruna bırakırdım ama artık çok geç . Hatta artık bırakmam imkansız . Umut için bırakmayacağım.
Aslı en son Fatih'le bağını kopardığı gibi benimle de koparacağını söyleyip, tehdit etmişti. Ah be abicim sen beni bıraksanda ben seni korumaktan vazgeçer miyim?
Çok dokundu bu lafları . En son Umut'u kaybettiğinde tutamamıştım gözyaşlarımı . Ama bu kız yine bana nasıl işe yaramaz biri olduğumu yüzüme vurunca, yedirmemiştim . Gözlerim istemsizce doldu. Kendi kendimeydi bütün Sinirim . Kendi kendime...
Biz bunları yaşarken, bizim yeni minik şaşkın şaşkın bizi izliyordu. Ne olduğunu anlamadığı okunuyordu gözlerinden.
İyi geliyordu Aslı'ya aslında. Son zamanlarda gülüyordu mesela yada oturup konuştuklarını görüyordum. İçine kapanmıyordu.
Aslı gidince duvar dibine çöktüğümde gözlerim yerdeydi . Bakış alanıma kız ayakkabıları girince başımı kaldırdım. Çantasından çıkardığı su şişesini yanıma indirip "iç" dedi. Aslının peşinden gitmesi gerekmez miydi?
Birinin bana akıl vermesini kabul etmezdim ama açıp içmiştim suyu.
"Abdest al, sinirin yatışır" dedi. Müslüman olduğuma , abdest aldığıma eminmiş gibi. Bu kız ne kadar farklıydı . Saf mıydı? Bu defa şaşıran bendim .
İlk günde dikkatimi çekmişti ama şimdi net olarak karşımdaydı kahverengi gözleri, yanlız başına kocaman bir çöl gibi...
Gelen gideni olmayan, çaresizce su bekleyen kum taneleri gibiydi...
Çölü gölgelemek adına , oraya konmuş gibi uzun kirpikleri , gelen güneşi gölgeliyordu taa yanaklarına kadar.... Yüzü beyaz ...
Kaşları düzgün ...Sonra bi anda aklına gelmiş gibi çekti çölünü üzerimden , yanlış yapıyormuş gibi huzursuzlandı. Dönüp hızla Aslı'nın peşine takıldı.
Suyu elime alıp dediği gibi içtim . Sonra da diğer dediği geldi aklıma 'abdest' ...Kim için alacaktım . Beni yaratan için mi ? Bana bu kaderi sunan için mi? Bu kaderi bana verene kırgınken mi?
Hızla kalkıp arabama doğru yürüdüm . Arabaya binip sahil kenarına sürdüm. Arabadan inip denizin kenarına adımladım. Boş bir banka oturup ceketimdeki sigara paketinden bir tane çıkarıp ,yaktım.
Aslı şuan mahvolmuştur. Bizim minik onu sakinleştirebilirmiydi biliyorum ama bi güven vardı içimde , o çöl gözlü kıza karşı. Neden vardı? Nerden geldiğini bilmediğim bi güven ...
Kaç saattir bu bankata oturuyorum. Güneş batmış , akşam geçmiş , gece çökmüştü. Kalkıp arabama bindim .
Aslı'nın evinin önünde durdurdum arabayı . Kapıya adımladım. Bahçe kapısına gelince arabasını gördüm . Hava kararınca arabasız çıkmazdı, evde olmalıydı. Evin kapısına gelince kapı aralıktı. E bahçede kimse yoktu. İçeride ışık vardı. Hızla eve daldım. Alt kattaki odalara tek tek baktım, kimse yoktu. Aklıma gelen körü düşünceleri sağa sola fırlatıp daha çabuk hareket ettim. Hızla üst kata çıktım. Önceden görmüş olduğum odalara girdim. Oralarda da kimse yoktu. Daha önce her zaman kapısı kilitli olan odaya yöneldim. Pek açılacağından ümitli olmasamda kapının kolunu çevirdim. Kapı açılınca yavaşça ittim kapıyı.
Karşımda duruyorlardı. Yeni doğmuş tek yumurta ikizleri gibi birbirlerine sarılmış, masum masum uyuyorlardı.Aslı ile Âmine.
Aslı'yı ,Umut olayından sonra defalarca başında uyumasını beklediğimden uyuyuşunu görmüştüm ama ikisi birlikte şuan tam masumiyeti simgeleyen bir fotoğraf karesi gibiydiler.
Bu kızı bu odaya aldığına göre Aslı da benim gibi güveniyordu bu kıza . Çünkü ablası Aylin kapıyı açıp daha odayı görmemesine rağmen kıyameti koparmıştı Aslı. Bende hiç görmemiştim ama Âmine'yi almıştı odasına.
Odada gözgezdirdim . Bir masa vardı ve üstünde ,bulmak için aramadığım yer kalmayan, Umut'un günlüğü vardı . Demek Aslı almıştı. Günlüğün yanında da yüzük...
Yerde bir seccade vardı . Sanırım namaz kılan Aslıydı çünkü örtüsü hâlâ başındaydı . Sadece önü açılmıştı.
Umut çok istiyordu Aslı'nın örtünmesini."Onun o saçlarını hiç bir erkeğin görmesini kaldıramıyorum "yazmıştı günlüğüne. Mübalağa diye geçirmiştim içimden.
Aslının saçları güzeldi ama bir kızın saçına bakıpta aşık olacak bir gerizekalının henüz dünyaya geldiğini düşünmüyorum.
Duvardaki 'Umut' yazısını Aslının yaptığı ortadaydı. Benden öğrenmişti grafiti yapmasını.
Acısını , hüznünü, mutluluklarını bu odaya doldurmuştu. Odadan içeri girildiği gibi Umut'un kullandığı parfümün kokusu dolmuştu burnuma. Kendimden nefret ediyorum.
Şuan ölürsem Umut'un geri geleceğini bilsem bir an bile düşünmem öldürürüm kendimi. Ama olmazdı işte. . .
Gözlerim yine yerde uyuyan kualalara takıldı. Bunlar niye böyleydiki? İnsanın içinde farklı şeyler.... Imm??... Güzel bi duygu uyandırıyorlardı
.
Oda da daha fazla dayanamayıp aşağı indim . Lavaboda elini yüzümü yılayıp oturma odasına geçtim. Biraz telefonla uğraşıp kafa dağıtınca acıktığımı hissettim .
Aslı tembelinin daha doğrusu beceriksizinin yemek yapmadığına emin olsamda mutfağa gittim... ki ne göreyim . Patatesli bişeyler . Biraz yemeye başlamıştım ki telefon çalınca salona koştum. Sesini hemen kesip açtım. ...
*******************
Hikayeme yorumlarınızı bekliyorum. Beğendiyseniz lütfen oy vermeyi unutmayın. Çok teşekkür ederim. Allah razı olsun hepinizden.
Sevgilerimle ...
Selam ve Dua ile
❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYTİNDALI
SpiritualNe nane ne karanfil , vicdan kokmalı insanın nefesi... Yüreği kavrulana dek sevmeli, Sevmeli ki bağıra çağıra haykıran vicdanını dinlemeli.Sevmeli ki evren merhamet duygusu ile yoğrulmalı ,dünya barışa bulanmalı... Umuttur; Birgün bir Zeytindalı uza...