Baka kalmak mı dedim?
Afedersiniz . Gözümden damlayan yaşları , yüreğimde yıkılan gökdelenleri , içimde kopan fırtınayı ve damarlarımdaki tusunamiyi söylememişim.
Hıçkırıklarım dışarı çıkmasın diye ne kadar kendimi kassamda inilti gibi çıkan sesimin önüne geçemiyordum .
Gözlerime , hıçkırıklarıma kızsamda tüm suç kalbimindi. Nasıl almıştı onu oraya? Ne ara bu kadar beni kırabilecek bir adam olmuştu? Ne zaman yer edindi bu kadar yüreğimde ? Nasıl ,sözleri bu kadar canımı yakacak bir insan oldu? Ne zaman oldu?
Kapıyı da kitlemişti . Bu adamın derdi neydi ? Bari bıraksaydı defolup evime gitseydim.
Burada oturalı kaç zaman oldu bilmiyorum ama her yerim tutulmuştu. Namaz kılmam gerektiği aklıma gelince kalktım.
Banyoya gidip kapıyı kitledim. Onunla muhatap olmayacak kadar yorgundum . Madem buraya hapistim babamın evi gibi kullanırdım.
Saatlerdir üstümde duran mantomu çıkarıp müsait bir yere indirdim.
Çorabımı çıkarıp kollarımı sıvadım. Eşarbımdan iğnelerini çıkarıp eşarbımıda mantonun üstüne koydum.
Niyet edip besmele çektim . Ellerimi yıkadıktan sonra suyu yüzüme vurdum. Ağlamaktan yanan gözlerime soğuk su iyi gelmişti. Başımı kaldırıp aynadan yansımamı görünce şaşırmadı. Ağlamaktan harap olan gözlerimi görünce aklıma dank etti. Ben ne için ağlamıştım? O adamın laflarına mı ? Ah akılsız kafam !O bana dokunmuştu. Dokundu ! Gözyaşımı sildi elleriyle. O bana haramdı. Bunu nasıl yapardı? Af Allahım affet. Affet Allahım.
Lavabonun önünde dizimde takat kalmayıp düştüm. Oturup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Rabbim beni affet . Affet Allahım. Beynim dondu. Aklım uçtu sanki... Nolur affet. Ben nasıl böyle birşeye yaşanırken donakalırdım.
...
Sakinleştiğimde kalkıp baştan abdest aldım. Çıkardığım şeyleri tekrar giyip çıktım banyodan. Çıkınca karşımda Barış'ı gördüm. Endişeli gibi bir yüz ifadesi vardı. Biraz sonra yüz ifadesi değişince yanından geçip odaya girdim. Çantamı alıp içinden cep seccademi halının üstüne serdim. Kalkıp kapıyı kapatıp kitledim.
Rabbimin karşısına nasıl çıkacağımı bilemeden niyet ettim. 'Allahu ekber ' diye döndü dilim. Ellerimi omuz hizama kaldırıp önümde bağladığımda gözyaşlarım yine gözüme hücum etti .' Allahım beni affet 'diye kalbimden geçirirken dilim zammı sureye dönüyordu.
Farzıma daha yeni başlamışken kapıyı açma sesi geldi. Tabiki açamadı...İki uç defa denenip kapıyı açamayınca kapıya vurmaya başladı. O huşumu dağıtmaya çalışırken zorla konsantre olmaya çalışıyordum.
Son secdeme gidip oturunca kapıdaki anahtarın yere düşme sesi doldu kulapıma. Belli ki yedek anahtarı vardı . Kapı açılma sesi gelince namazımın bitirmiş sayılırdım. Dualarımı okuyup selam verdiğimde odada fakat bana bakmayan Barış'ı gördüm.
Oturma istifimi bozmadan yüzüne baktım. Artık o kadar değişik olmuştu ki şaşıramıyordum ona.
"Kapıyı ne diye kilitliyorsun?"
"Senin gibi birinin odaya kat diye dalacağını bildiğim için kitledim ama ne fayda..."
Ruhsuz bir sesle konuşmama şaşırmış olmalı ki öylece yüzüme baktı.
" Evime gitmek istiyorum. Beni burada zorla tutamazsın. "
Birkaç saniye durdu. Beni izlediğinde emimdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYTİNDALI
SpiritualNe nane ne karanfil , vicdan kokmalı insanın nefesi... Yüreği kavrulana dek sevmeli, Sevmeli ki bağıra çağıra haykıran vicdanını dinlemeli.Sevmeli ki evren merhamet duygusu ile yoğrulmalı ,dünya barışa bulanmalı... Umuttur; Birgün bir Zeytindalı uza...