ZEYTİNDALI

5.BARIŞ...

Yorumlarınıza cevap verdim aslında ama merak edenlere burdan da bilgi verelim. Arkadaşlar bölümler kısa , farkındayım . Ama böyle olacağını bilmiyordum . Benim ajandamda da bölümleri böyle sıralamışım  o yüzden iki yerde aynı olsun istiyorum, karışmaması için . Oraya yazdığım yeni bölümleri uzatmaya çalışıyorum. Yazmış olduğum bölümlerden ise çok kısa olanları buraya ikisini birleştirip yazmayı  düşünüyorum . İçiniz rahat olsun o konuda yani  ;-)

Hayırlı ramazanlar,

Dua ile vesselam...

           **********************

Eşyalarımı toplayıp eve gitme sabırsızlığıyla ışık hızındaydım . Annem beni görse gözleri yaşarırdı.Ben ve eve gitmek için çabuk hareket etmek fazla zıttı.

Lisede Mün ile okul çıkışı oyalana oyalana durağa yürürdük. Hatta zil çalınca okulda da oyalanırdık tâki birgün okulda kilitli kalana kadar.

Çantamı alıp , Aslı'nın yanından geçerken iyi günler demek için ağzımı açacaktım ki

"Gel , beraber çıkalım " dedi.
Gülümsedim ve beraber yola koyulduk. Fakülteden çıkınca başımı yerden kaldırıp etrafıma bakındım. Karşımda bize bakan adamı görünceye kadar herşey yolundaydı,tâki bakışımız birbirini buluncaya kadar.

Bana 'minik kız' demişti değil mi?Ah, rezillik. Ben sırf insanlar korkumu görmesin diye kimsenin yanında ağlamazken adını bile bilmediğim adam tam da en acınacak haldeyken beni bulmuştu.

Bize doğru yürümeye başladı . Bana bişey sorarsa çok utanırdım. Hele ki ağlamamla ilgili. Aslı da yanlış anlayabiliridi dimi?

"Eve mi?" dedi Aslı'ya bakarak .Bunlar tanışıyormuşlar . Doğruya Aslının bu okuldaki ikinci senesiydi , oradan tanıyordu herhalde.

"Evet . Neden sordun" dedi Aslı

"Dün o Tahir  denen şerefsizle aranızda bi muhabbet olmuş . Hayırdır." dedi tek gözünü kırparak . Yüz hatları gayet ciddiydi.

"Tahir benim sınıf arkadaşım , bu bir. İkincisi ise dedektif mi tuttun? " dedi  .O da onun gibi ciddi ve sinirliydi .

Aslıyı sahiplenir gibi bi tavrı vardı aslında .Kaşlarını daha çok çattı Aslıya .

"Bana bak Aslı, o dik kafanı ezmeden , adam gibi eğmesini  öğren. Arkadaş dediğin..."
ağzını açık bişey söyleyecekken bi Aslıya ardından bana bakıp vazgeçti.
" ...herif sana da, benim yüzümden  zarar verebilir. Bunu defalarca söylememe rağmen o kalın kafana sokamadın. Şimdi , benimle geliyorsun . Seni ben bırakacağım bi kaç gün, taki o çocukla aranda belirli bi süre muhabbet geçmeyene kadar"

Kıskanıyormuydu?Kıskanmak değil de , korumaya çalışıyor gibiydi daha çok. Yoksa , aralarında bişey mi vardı ? Ama öyle birşey olsa anlardım değil mi? Hiçte bahsetmedi Aslı aslında .

Tahirle  aralarında bi husumet vardı demekki. Bende bu adam niye bana öyle dedi diye düşünüyorum.

"Bıktım tamam mı? Senden de , sizin bu pis kavganızdan da ,sizin yüzünüzden benim kısıtlanmamdan da!"

"Bittiyse , araba otoparkta . Düş önüme"

Aslı kafasını gökyüzüne kaldırıp ya sabır der gibi baktı.

"Arkadaşımla gideceğim ben" dedi bana bakarak Aslı. İki adım geride onların konuşmasının bitmesini bekliyordum. O karagözlerini bana çevirip kısa bi bakış atıp

"Onu da bırakırız. Hadi dedim" dedi

Beni mi? Hayır , binemem ben öyle önüme gelenin arabasına hem .