#5

65.9K 2.9K 86
                                    

Bayram nedeniyle bölüm erken geldi :)

"Abi o kız yine geldi."

"Hangi kız?" dedi Uhud gözleri kapalı bir halde çalışma odasındaki koltukta dinlenirken.

"Hülya Hanım'ın arkadaşı olan kız salonda bekliyor."

Baş belası fırsatçı!

Onu açıkça evinden kovmuştu. Hangi cesaretle tekrar gelebiliyordu? Belgeler işine yarayabilirdi ama o fırsatçı kıza para falan vermeyecekti!

Belki belgeleri başka yollarla alırdı. Evet, evet kesinlikle başka yollarla halledecekti bu işi. Sinirle ayağı kalkıp, bir hışımla indi aşağı. Kumral saçlarını arkadan özensizce toplamış olan kız elinde tuttuğu çantanın sapıyla gergince oynuyordu. Alnındaki terleri görünce kızın fena halde korktuğunu ve iyi olmadığını buradan bile anlayabilirdi. Bir terslik olduğunu seziyordu aksi halde neden kapıları çarparak çıktığı bu eve kedi gibi geri dönsün?

Uhud salona girip nezaket kurallarını alt üstü ederek kızın karşısına oturduğunda delici yeşil gözlerini alay edercesine kıza çevirdi.

Demek tekrar buradasın küçük fare!

"Miktarı belirledin herhalde?"

''Ben sizin paranızı falan istemiyorum! Bakın durum sandığınızdan daha ciddi!"

"Öyle mi? Seni dinliyorum!"

Uhud kızın ne söyleyeceğini dikkatle dinledi. Kızın titreyen elleri bazı şeylerin gerçekten ciddi olduğuna vurgu yapar gibiydi.

"Bugün evime bir paket geldi. İçerisinde ne vardı biliyor musunuz?"

Uhud oturuşunu dikleştirdi. Kızın bu tavrı merakını arttırmıştı. Fulya elini çantasına atarak bir notla beraber resimlerin olduğu zarfı uzattı. Uhud notu okur okumaz kaşlarını çatmıştı. Resimlere baktığında ise onun bile kanı çekilmişti. Bu adamlar her kimse yöntemleri bayağı farklı olmalıydı. Resimdeki kızı ablasının yanında bir kaç kere gördüğünü hatırladı. Yazık olmuştu. O belgelerde ne vardı? Bu kadar önemli olan neydi? Ablası neye bulaşmıştı böyle?

"Hülya'yı her kim öldürdüyse bana bunu gönderen de o! İstedikleri şey nerede bilmiyorum. Ancak yardımınız sayesinde bulabiliriz."

"O belgeler hakkında başka ne biliyorsun!"

Dedi Uhud sert ve kalın çıkan erkeksi sesiyle.

"Hiçbir şey! Davalarımız hakkında pek konuşmazdık. Tabi ki tehditler, göz korkutmalar bizim işimizde her zaman olurdu fakat bu çok farklı!"

"Peki o belgeleri nasıl bulacağız?"

Kız boğazında sallanan zinciri gömleğinin içinden çıkardı. Ucunda gümüş rengi, kalpli bir anahtar sallanıyordu.

"İşte bununla!"

"Ve karşılığında hiçbir şey istemiyorsun?"

"Beni korumanızı istiyorum. Hayatım tehlikede."

Uhud sinirle oturduğu yerden öne kayıp delici bakışlarını kıza dikti.

"Delirmiş olmalısın avukat!"

Bunu asla yapmayacaktı. Başında bir sürü bela varken bir de bu avukat bozuntusunu kendine bela yapamazdı.

"Anlamıyor musunuz? Bana bir zarar gelirse belgeler o adamların eline geçer!"

Tabi ki o belgelere bir şekilde ulaşacaktı fakat bir avukatın sorumluluğunu alamazdı.

"Senin boynunu kırarak anahtarı alıp belgelere erişebilirim neden seni kendime yük edeyim?" diyerek rahat bir şekilde arkasına yaslandığında Fulya irkildi. Korkuyla baktı gözleri yeşilin en koyu halini alan bu adama.

Nereye düştüm ben böyle!

"Bunu yapamazsınız!" dedi fakat emin olmak için adam baktı. Boğazı kurumuştu. Adamdan cevap gelmeyince yutkunarak, ''Yapamazsınız değil mi?'' dedi.

"Yapamazsınız değil. Yapmam. Prensip olarak senin gibi birini öldürmem!"

Fulya o an bu kasıntı adamın kendisiyle dalga geçtiğini anladı. Böyle ciddi bir konuda gösterdiği tavra sinirlenerek ateş saçan gözlerle adama baktı.

"Buraya hiç gelmemeliydim!"

diyerek ayaklanmıştı ki adam kolundan tutup kızı sert gövdesine çekti.

"Bana bak baş belası hayatımda yeterince sorun var. Bir de seninle uğraşmayacağım!"

"Kolum... Kolumu acıtıyorsunuz!"

Uhud kızın dediklerini önemsememiş tutuşunu gevşetmemişti. Saf bir öfkeyle bakan yeşil gözlerinin kızı nasıl da delip geçtiğini bilmiyor muydu? Fulya gözlerine cesaretini yansıttı. Zira bugün korkuyu en derinlerine kadar yaşamıştı. Şimdi ise adamın bu keskin yeşil gözleri ona korku vermiyordu.

Garip bir şekilde kendini güvende hissetti Fulya. Bir yanı karanlık bir ormanı andırsa da ufacık bir saniye de olsa huzur veren o yeşil hareler çarpmıştı gözlerine.  Oysa belki de burası dışarıdan daha tehlikeliydi?

İçinden bir ses bu adamın ne kadar korkutucu, ne kadar sinirli olursa olsun ona zarar vermeyeceğini söylüyordu. Adamın gözleri onu bir şekilde huzura davet ediyordu. Yoksa bu kaba adamdan etkileniyor muydu?

Hayır Fulya hayır! Bu hödük heriften etkilenemezsin!..

ANAHTAR ~TAMAMLANDI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin