#2

91.1K 3.6K 89
                                    

Gözü korkmuştu! Acaba geri mi dönseydi? Neredeyse arkasını dönüp gidecekken durdu. Vicdanı el vermiyordu bir türlü. Bu bilgiyi kendinde daha fazla tutamazdı. Bu devasa köşke bakarken içi ürperdi. Evet köşk demekle abartmış sayılırdı fakat üç katlı bu ev bir köşk gibi kudretli ve ihtişamlı duruyordu. Tabi bahçesindeki onlarca koruma da buna dahil! diye düşündü.

Kapıya yaklaşan bu yabancı, korumaların dikkatini çekmişti. İçlerinden en heybetli olanı kapıyı açıp dışarı çıktı ve kıza doğru yaklaştı.

"Birine mi baktınız?"

Ah, ismi neydi? Heyecandan unutmuştu.

Ah! İşte hatırladım!

"Ben Hülya Hanım ve Kenan Bey'in yakın arkadaşlarıyım. Uhud Cihandar ile görüşmek istiyorum. Kendisine önemli bilgiler vereceğim."

Adam kızı uzun uzun süzdü. Katil yada ajan gibi durmuyordu ama kimseye güvenemezdi değil mi? Aksi halde huysuz patronu onu kovabilirdi. Fakat kız önemli demişti. Gerçekten önemli bir bilgiyse ve bunu engellerse huysuz patronu onu yine kovabilirdi. Nihayet biraz rahatlamaya karar verip karşısında kıvranıp duran kızı eliyle içeri buyur etti.

"Buyurun içeri hanımefendi."

Kız yavaşça ve etrafı inceleyerek girdi büyük dış kapıdan içeriye. En az beş dönüm olan bahçesinin önünde bir süs havuzu ve içinde ise kanatlarını açmış büyük bir kartal heykeli duruyordu..

Her yerinden korku akıyor!

Basamakları çıkıp eve girdiğinde sol tarafında merdivenler, biraz ileride mutfak ve sağ tarafında ise o koca salon vardı. Evin azameti karşısında dili tutuldu. Kocaman salonu kendi evinden daha büyüktü. Krem ve kahverenginin hakim olduğu salonda şıklık ve sadelik boy gösteriyordu.

Kendisine merdivenleri gösteren adam "Beyefendi sizi çalışma odasında ağırlayacak." diyerek merdivenleri çıkmaya başladı. Kız peşinden gelirken ne kadar merdiven çıktığını sayıyordu.

22, 23 Ah, nihayet 24!

Merdivenin tam karşısında bir oda vardı ve orayı geçerek uzun koridora girdiler. Duvarlarında rönesans tabloları olan bu evin her köşesini merakla incelemek istedi.

Adam kalın menteşeli kapıyı çaldığında çıkan tok ses kızı kendine getirirken, içerideki gür ses ise onun tedirginliği artırmaya yetmişti.

Şu an geri dönemem!

Çekinerek içeri girdiğinde koltuğunda oturan adam işkence eder gibi ağır ağır ona döndü. Gri-yeşil gözleri karanlık bir orman kadar korkutucu görünüyordu. Ortama hakimiyeti ilk saniyeden bile belli oluyordu. O an en yakın arkadaşının kardeşi hakkında ne kadar az şey bildiğini fark etti. Sadece 'iş adamı' olduğunu sanıyordu.

"Demek ablamın arkadaşısın?" dedi kuşkuyla.

"Evet!"

Onun kuşkusunun tersine oldukça net bir şekilde cevap verip başını kaldırdı.

Adam gözlerini kısarak kızı inceledi. Eliyle kıza koltuğu gösterdi.

"Benimle ne hakkında görüşmek istiyorsun?"

Merhaba, hoş geldim değil mi? Ne kadar da kasıntı bir adam! Bir o kadarda yakışıklı!

Kız birazdan söyleyeceklerinin tesiriyle titreyen elini dizginlemeye çalışarak konuşmaya başladı.

"Buraya onlar için son görevimi yapmaya geldim." sesi düşündüğünden daha mağrur çıkmıştı. Bu konuşma boyunca onu hem tedirgin eden hem de gözleriyle sanki ruhunu ele geçirmeye çalışan şu kasıntı adama bakmamaya karar verdi.

Genç adam meraklanmıştı.

" Hülya ölmeden önce bana bir davasından bahsetmişti... Ne davası olduğunu bilmiyorum. Sadece elinde önemli belgeler olduğunu ve bu işi başarırsa bir holdingin iflas edebileceğini söylemişti."

Genç adam kızı ilgiyle dinliyor, konuşmanın nereye varacağını merak ediyordu. Ablasının bir çok davası olmuştu bu normaldi. Ablası ünlü bir avukattı. Fakat davalarından çok az bahsederdi.

Kız nefes almak için biraz duraksadı.

"Bu belgeleri çok gizli tutuyordu ve ölmeden önce bana bir şey verdi..."

Adam kızın ne maksatla geldiğini anlamıştı. Daha önce de yaşamıştı. Boş iddialar, gereksiz bilgiler sürüsü ve onlara istenen fahiş bedeller. Artık bunlara sabrı kalmamıştı. Ablasının adını duyurmuş bir avukat olmasının dezavantajları bunlardı. İçeriğini bile bilmediği bir düzine işe yaramaz belgeler karşısındaki kızdaydı ve bunun için ondan para sızdırma peşindeydi! Bir de ablasının en yakın arkadaşı olacaktı! Kızın sözünü keserek lafa girdi.

"Ne kadar istiyorsun?"

"Anlamadım?"

"Numara yapmayı kes. Belgeler için ne kadar istediğini söyle!"

"Ne? Siz delirmiş olmalısınız!"

"Demek zor kız rolleri oynuyorsun?"

"Bu ne küstahlık!" diyerek ayağa kalktı genç kadın. Fakat üstüne gelen bu iri ve korkutucu bedenle sözünü geri almak için yalvaracağını düşündü.

Adam sertçe kolundan tutup
"Defol evimden!" diye bağırarak kızı iter gibi bıraktı.

Kız kapıyı sertçe çarpıp çıktığında bunları haketmediğini düşündü.

Hülya için bile olsa, dedi sinirle, Bu eve bir daha asla gelmeyeceğim!

ANAHTAR ~TAMAMLANDI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin