Multimedyada Fulya'nın elbisesi var :)Uhud Fulya onun koluna girdiğinde elbisenin arka detayını görüp sinirlenmişti. Elini sırtına yerleştirip Fulya'nın belinden sertçe tuttu.
"Seni düzgün bir şey giymen için uyarmamış mıydım?"
"Gayet düzgün! Ayrıca seni ilgilendirmez ve ayrıca bundan daha düzgün ancak rahibe elbisesi olurdu."
"Bir anda ne kadar çok konuştun öyle. Başımı ağrıtma da yürü."
Kapıyı açarak Fulya'nın geçmesine izin verdi ve kendisi de sinirle çıktı evden. İkisi de arabanın arka koltuğuna oturmuştu. Koruması gelip arabayı çalıştırınca evden ayrıldılar. Tek gitmemek için korumalarından birini şoför olarak götürüyorlardı yanlarında.
Parti bir otelin salonunda yapılıyordu. Fulya ve Uhud kol kola oraya girdiklerinde ise herkes bakışlarını bu çifte yönlendirmişti. Fulya bu gözlerin ilgisinden memnundu fakat aynı şey Uhud için geçerli değildi. Fulya'ya bakan adamları tek tek yumruklamak istedi.
"Umarım bu gece birini öldürmem!" dediğinde Fulya onun neyi kastettiğini anlamadı. Aklına köstebek geldiğinde Uhud'un kolunu sıkarak,
"Sakin ol. Bu gece iyi geçecek." dedi.
Uhud, sinirden örülen ağaçlarla kaplı bir orman gibi olan yeşil gözleriyle Fulya'ya baktığında Fulya'dan gözlerini çekmenin ne kadar zor olduğunu anlamış biraz olsun adamlara hak vermişti.
Yanlarına yaklaşan Ayhan Bey'i fark edip ona doğru döndü. Ayhan Koçak onun en iyi müşterilerinden biriydi. Yanına gelip kendisinin elini sıktı. Daha sonra Fulya'ya dönerek,
"Merhaba hanımefendi. Bendeniz Ayhan Koçak. Bana adınızı bahşederseniz çok mutlu olurum!"
dedi flört eder bir şekilde. Fulya yan gözle Uhud'a baksa da çok önemsemeyip adama "Çok memnun oldum beyefendi. Bendeniz de Fulya Çelik!" dedi ve elini yavaşça geri çekti. Adam bakışlarını Uhud'a çevirdi.
"Uhud Cihandar! Sizi gayet iyi gördüm. Nasıl, işleri toparlayabildiniz mi?"
dedi samimi ve endişeli bir sesle.
"Evet. Toparlanmaya çalışıyoruz. Sizin gibi önemli müşterilerimizi kaybetmedikten sonra toparlanmak çok da zor değil Ayhan Bey."
Ayhan Bey ile Uhud iş hakkında konuşurken Fulya sıkılmış etrafı izliyordu. Belki dikkat çekici bir kaç şey görebilirdi. Herkes gruplar halinde elinde şaraplarla karşısındaki adamlara bir şeyler anlatıyordu. Tıpkı yanında dikilen bu iki adam gibi iş konuşuyor olmalıydılar.
Fulya yanlarına yaklaşan bir kadınla gerildi. Kadın Uhud'a oldukça ateşli bakıyordu. Fulya farkında olmadan kolunda olan adama biraz daha sokuldu. Ayhan Bey vedalaşıp gittiğinde kadın bunu bekliyormuş gibi hemen yanlarında bitivermişti.
"Uhudcuğum! Görmeyeli... Hiç değişmemişsin! Hala aynı yakışıklılık!"
"Teşekkürler Sevda Hanım. Siz de hala aynı güzelliktesiniz!"
Fulya sinirle sıktı Uhud'un kolunu. Fulya orada yokmuş gibi başkasıyla nasıl flörtleşebiliyordu? Gerçi Fulya'nın orada olması neyi değiştirirdi ki? Fulya'nın bu konuda kıskanmaya yada laf söylemeye bir hakkı yoktu.
"Ah, bu güzel hanım da kim böyle?"
Uhud'un dudağı yukarıya doğru kıvrılmıştı. Fulya'nın düşen suratı ona herşeyi anlatıyordu zaten. Uhud'un altıncı hissi Fulya'nın canının sıkılmasının nedeninin Sevda Hanım olduğunu söylüyordu.
"Kendisi bir.. İş arkadaşım!"
Diyerek Fulya'ya göz kırptı. Fulya'nın içinden o gözleri oymak geldi. Uhud bilerek kendisini sinirlendiriyordu sanki.
"Memnun oldum!"
En azından nezaket kurallarını unutmamıştı Fulya.
O sırada yanlarına gelen adamla dikkatini ona verdi. Adam elini Sevda denen kadının beline koyup konuşmaya başladı."Hayatım beni bu güzel çiftle tanıştırmayacak mısın?"
Fulya sesli bir şekilde nefesini dışarıya verdi. Bu kadın onun için tehlike değildi.
"Ah, canım bu Uhud Bey. Bizim mallarımızı yurt dışına taşıyan şirketin sahibi. Bu güzel hanım da onun.. Bir iş arkadaşı."
Adam ikisiyle de tanışıp biraz iş muhabbeti yaptıktan sonra karısını da alıp gitti. Nihayet Uhud'la başbaşa kalmışlardı. Uhud ona kaşlarını çatarak baktı.
"Dikkatini bir şey mi çekti?"
"Ha? Neyimi?"
Fulya gelen bu soru karşısında şaşırmıştı. Doğru ya buraya gözlem yapmaya gelmişti ama onun gözleri sadece Uhud'daydı.
"Ters bir şey mi gördün diyorum?"
"Yok yani bakıyorum ama herkes normal gibi geliyor."
Uhud gözlerini kalabalığa çevirip kim var kim yok baktı. Neredeyse iş yaptığı herkes burayadı ve bazıları ona bakıp konuşuyorlardı. Dedikoducu bir sürü insanın ağzına hem işiyle hem de yanındaki güzel kadınla laf olduğunu biliyordu. Bu durum ona keyif verdi. Dans müziği çaldığında Uhud bunun bir fırsat olduğunu düşünüp kalabalığa girmeye karar verdi.
"Hadi dans ediyoruz."
"En azından düzgün bir şekilde teklif edebilirsin değil mi?"
"Buraya kavalyecilik olmaya gelmedim yürü."
Fulya'yı kolundan sertçe tutup kendine çekti ve onu dans pistine götürdü. Elini Uhud'un omzuna koyarak diğer elini sıcacık avcuna bıraktı. Uhud Fulya'nın belinden sıkıca tuttup bir yandan da etrafına bakıyordu. Sanki bilerek gözlerini Fulya'ya değdirmiyor gibi bir gayret içindeydi. Fulya aradığı şeyi bu güzel gözlerde görmek istercesine bakıyordu Uhud'a. Onun tarafından önemsenilmek, kıskanılmak ve belki de en önemlisi sevilmek istiyordu. Uhud'un bu ilgisiz gözleri onu hayal kırıklığına uğrattı. Kendisine ilk gördüğünde beğeniyle bakmış olsa da şu an onunla ilgilenmiyordu Fulya'nın canı bu duruma çok sıkılmış ve somurtmuştu.
"Madem somurtup duracaktın neden bu yere gelmek için bu kadar ısrar ettin?"
İlk defa Uhud bir duruma sinirlenmemişti. Uhud'un meraklı sesini duyunca Fulya bakışlarını ondan kaçırdı. Hiçbir şey istediği gibi olmuyordu. Oysa Fulya bu geceyi çok değişik hayal etmişti. Birbirlerine aşk sözleri fısıldayacaklardı. Ama bu kocaman aptal bir hayaldi.
"Uhud Bey demek buradasınız!"
diye kendilerine seslenen adamla ikisi de durdu. Fulya kalbinin delice çarptığını hissetti.
Bu ses... Allahım bu ses bana nereden tanıdık geliyor!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAHTAR ~TAMAMLANDI~
General FictionBirbirlerinden ne kadar uzaklaşmak isteseler de yine birbirlerine çekilenlerin hikayesi... Adam güçlü ve sarsılmaz.. Kız narin ve bir o kadar da cesur! Kaderleri bir anahtarla bağlanmış bu iki insan nereden bilebilirdi bir oyunun içinde olduklarını...