"Ulan sizin yapacağınız işe sokayım ben! Nasıl korumasınız lan siz!"
Uhud sinirden gözü dönmüş halde korumalarını paylarken bir yandanda salonda bir oraya bir buraya gidip duruyordu. Delirmek üzere olduğunu hissediyordu. Evet tam şu an o büyük sinir dalgasının tüm bedenini ele geçirmesine izin verebilirdi. Belindeki silahı çıkarıp karşısındaki beceriksizleri tek tek vurabilirdi. Ellerini sinirle saçından geçirdi ve bu işe yaramaz korumalara artık ihtiyacı olmadığını anladı. Arkasını döndü ve "Hamza sen odama gel" diyerek yukarı çıktı.
"Anlat nasıl oldu?"
"Abi Fulya Yenge ve Cansu bahçede oyun oynuyorlardı. Daha sonra görüş alanımıza siyah bir doblo girdi. Ben diğer korumalara hazırlıklı olmalarını söyleyip Cansu'nun ın yanına doğru ilerledim. O sırada sis bombası attılar. Ben güçlükle Cansu'yu bulup odasına çıkardım. Korumların ateş açtıklarını duyunca pencereye yöneldim silahımı çıkarıp adamlar dobloya binmeden birkaçını yaraladım fakat fayda etmedi. Fulya Yenge.. Onu kaçırdılar.."
"Has..tir!"
diyip telefona yöneldi. Telefon uzun bir çalışın ardından açıldı.
"Ooo Uhud Beyimiz. Hayırdır? Sen beni arar mıydın ya?"
"Kerim.. Sana ihtiyacım var! Siyah doblo, plakası..."
Hamza'ya baktı. Hamza olumsuz anlamda kafasını sallayınca telefondaki adama geri döndü.
"Bilinmiyor. Saat 14.30 sularında bizim evin yakınlarında görülmüş."
"Tamam hallederiz. Kameralara baktırırım."
"Bu iş acele Kerim. Birinin hayatı söz konusu."
"Tamamdır merak etme akşama ararım seni."
"Tamam bekliyorum."
Telefonu kapattığında bakışlarını Hamza'ya çevirdi. Ellerini önünde birleştirmiş ona gelecek emri bekliyordu.
"Aşağıdaki işe yaramazların hesabını kes! Tazminatlarını bol tut. Ve.. Yeni bir iş bulduklarından emin ol. Onlara ihtiyacım yok."
"Peki Abi."
"Çıkabilirsin."
Hamza çıktığında aklına Serkan'ı aramak geldi. Korumaları kovduğuna göre yenilerini bulmak zorunda kalacaktı. Ve şu an tek ihtiyacı olan Cansu'nun güvenliğiydi. Telefon tek çalışta açıldı.
"Buyur Abi?"
"Serkan bana adam lazım. Elindeki en iyi adamları seç. İşe yaramazlarla uğraştırma beni."
"Tamam abi ne zaman gönderelim kaç kişi?"
"8 kişi yeter. Hemen istiyorum."
"Anlaşılmıştır."
Telefonu kapattığında oturduğu yerden kalkıp Cansu'nun odasına gitti. Cansu yatağında melekler gibi uyuyordu. Yanına yaklaşıp yatağa oturdu. Cansu gözlerini açıp dayısına döndü.
"Dayıcığım!"
diyip dayısının kollarına atıldı. Küçük kalbinin nasıl hızlı attığını hissediyordu Uhud. Vicdan azabıyla gözlerini kapattı. Küçücük yaşta yaşamak zorunda kaldığı şeylere bir kere daha sövdü.
"İyi misin Can'ım?"
"İyiyim ama Fulya Abla.. dediler ki onu kaçırmışlar!"
Aptal herifler!
"Kaçırma falan yok Can'ım. Biz onunla saklambaç oynuyoruz. O saklandı ve ben onu bulacağım."
"Bul ve tekrar getir onu lütfen dayı. Fulya Abla gitmesin."
Kızı alnından öpüp yatağa bıraktı.
"Söz veriyorum Cansu. Onu bulacağım. Hadi sen uyu artık."
diyerek odadan çıktı. O baş belası kızı bulmalıydı. Eğer belgeler o adamların eline geçerse ablasının katillerini bulmak daha da zorlaşacaktı. Çalan kapı ziliyle salona yöneldi. Kapıyı Hümeyra Hanım açmıştı.
"Oğlum yeni korumalar geldi."
Kafasını sallayıp salona geçti.
Hepsi beklediğinden daha iriydi. Fakat onun için iri olmak önemli değildi. Önemli olan beceriydi.
"Evin dışındaki herhangi bir hareketlilikte hazırlıklı olun. Gözünüzü dört açacaksınız. Tek bir hata istemiyorum!"
Adamlara baktığında hepsi kafasını kararlılıkla salladı.
"Peki o halde ikişerli şekilde evin etrafında durun ve asla yerlerinizi boş bırakmayın!"
diyerek çalışma odasına çıktı. Koltuğuna oturduğunda bu şekilde beklemenin o ne kadar zor geldiğini düşündü. Ya kıza zarar verirlerse?
Garip bir şekilde bu duruma canı sıkıldı. Ne zamandan beri insanlara zarar gelmesini önemsiyordu ki? Aslında bu baş belasından kurtulduğu için sevinmeliydi.
Bunu sadece Cansu için yapıyorum !
diyerek kendini telkin etti. Ayrıca o anahtar hala kızdaydı. Umarım çok geç kalmazlardı.
Telefon çaldığında düşüncelerinden arındı ve telefonuna baktı.
"Uhud, plaka ölen bir adam üzerine kayıtlı. Yani sahte. Fakat kameralardan arabanın gidiş noktalarını takip ettik uzun uğraşlar sonunda sanırım bulduk..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAHTAR ~TAMAMLANDI~
Fiksi UmumBirbirlerinden ne kadar uzaklaşmak isteseler de yine birbirlerine çekilenlerin hikayesi... Adam güçlü ve sarsılmaz.. Kız narin ve bir o kadar da cesur! Kaderleri bir anahtarla bağlanmış bu iki insan nereden bilebilirdi bir oyunun içinde olduklarını...