#29

42.4K 1.9K 35
                                    

Uçak neredeyse hareket edecekti. Fulya deli gibi korktu. O ilk defa uçağa biniyordu. Uçağa binmekten hep kaçmıştı ama bu defa kaçacak yeri yoktu. Yanlarına gelen hostes kemeleri bağlamalarını söyleyince Fulya beceriksizce kemeri takmaya çalıştı. Ama elleri titriyordu. Uhud'un dibine kadar geldiğini ise kokusunu duyunca anlamıştı.

"Bırak, ben yapayım"

diyerek ellerini kemere uzattı. Fulya Uhud'un ellerini bacaklarında, karnında, her yerinde hissettiğini düşündü. Oysa Uhud ona dokunmamaya özen gösterir gibi nazikçe takıyordu kemeri. Daha sonra yerine yerleşti ve kendi kemerini taktı.

Uçak ani bir hareketle sallanınca Fulya bir çığlık kopardı ve ellerini sıkarak gözlerini kapattı. Nefesi kesiliyormuş gibi hissediyordu. Ölüyor muydu yoksa? Aklına kaçırıldığı gün geldi. Sisten nefes alamamıştı, gözleri yanmıştı. Fulya gözünden akan yaşlarla kendine gelemedi. Elinde hissettiği eller bile buna engel olamamıştı. Havalandığını hissetti. Sonra o kokuyu duydu. Onu kurtaran tarçın ve portakal kokusu burnunun dibindeydi. Biraz daha sokuldu bu kokuya. Gözlerini açtığında adamın kucağında olduğunu anladı ve yakasından tutup sıktığı eline baktı. Sıkmaktan ağrımıştı. Kendini huzurlu hissediyordu. Uhud'un kanatları altında olmak ona huzur verdi. Uçak her sallandığında Fulya Uhud'a biraz daha sokuluyordu. Kafasını hafifçe oynatıp Uhud'a baktı. Gözleri kapalıydı ve dudakları kıvrılmış gülüyordu. Fulya yutkundu, bu dudakların sadece ona ait olmasını istedi. Uhud'un sadece kendini böyle sarmasını, kokusunu sadece kendisinin duymasını istedi. Daha fazla bu işkenceye katlanmamak için ayaklanmaya kalkınca iki el tutuşunu sıkılaştırdı ve gitmesine izin vermedi.

"Tekrar ağladığını görmek istemiyorum. Rahat dur ve uyu!"

diye emir verip Fulya'yı kendine bastırdı Uhud. Uçak kalkarken Fulya'nın ağladığını görmüştü. Biri kalbini matkapla deliyor gibi hissetti. Daha fazla dayanamadı ve Fulya'yı kucakladığı gibi sarılarak yerine oturdu. Demek bu kız fareden sonra bir de uçaktan korkuyordu. Gözlerini kapatıp kızın varlığını kendi bedeninde daha çok hissetmeye çalıştı. Bahanesi onu rahatlatmak olsa da kendisini Fulya'ya yakın hissetmek için yapıyordu bunu. Ama bu küçük bir ayrıntıydı tabiki. Baş belası küçücük bir ayrıntı!

Uçak durduğunda Fulya'nın düzenli nefes alışverişine bakıp hala uyuduğunu anladı. Uyandırmak istemiyordu ama artık uyanması gerekiyordu. Peki ama bir insan nasıl uyandırıldı? Uhud daha önce kimseyi uyandırmamıştı. Omzundan tutup sarssa uyanır mıydı?

İstiyorsan direk at kucağından Uhud! Saçmaladın iyice!

"Fulya.."

"Hııı?"

"Hadi uyan artık geldik."

"Ya 5 dakika daha!"

Uhud Fulya'nın bu lafına gülmüştü. 5 dakika daha durursa dudağı öne doğru bükülmüş uyuyan bu kızı öpebilirdi kendine engel olamıyordu.
Sesini sertleştirip tekrar konuştu.

"Yer rahat geldi herhalde?"

Fulya gözlerini kocaman açıp oturduğu yere baktı. Adamın kucağında ne işi vardı? Yutkunup kalktı ve üstünü düzeltti.

"Kusura bakma."

Uhud gülümseyip çıkışa yöneldiğinde kız da arkasından gitti. Uhud'un kiraladığı arabaya bindiğinde hala yüzündeki kızarıklık gitmemişti! Bunun nedeni ise hala Uhud'un kendisine gülerek bakmasıydı. Bu adam ne zamandan beri ona gülerek bakıyordu ki? Kesin uçak türbülansa girdiğinde kafasını bir yere çarpmıştı.

İzmir havaalanından arabayla devam edecekleri için biraz daha yolları kalmıştı. Sıkılarak radyoya bastı. Çıkan şarkı sözlerini anlamasada güzel bir hint müziğiydi. Dinlemeye koyuldu. Adam radyoyu kapattığında ise sinirle ona döndü.

"Dinliyorduk?"

"Dinliyordun! Ben dinlemek istemiyorum!"

Ah, iki dakika gülümsedi diye şimdi de onun öcünü mü alıyordu?

Dengesiz Herif!

Ellerini birleştirip sinirle koltuğa gömüldü. Biraz geçtikten sonra tuvaletinin geldiğini fark etti. Ayrıca susamıştı da! Bu adam mola denen şeyin varlığından habersizdi herhalde.

"Ne zaman mola vereceğiz?"

"Mola vermeyeceğiz. Neden?"

"Ne? Delirdin herhalde! İhtiyacım var!"

Uhud kızla biraz eğlenmek adına 10 dakika sonra benzinliğe gireceğini söylemedi.

"Önümüzdeki 100 km boyunca benzin istasyonu yok. Tutman gerekecek!"

"Bak benim daha iyi bir fikrim var. Yol kenarında dur ve çalılıklara yapayım ne dersin?"

"Öyle bir niyetin varsa önünde dururum merak etme kimse görmez."

"Allahım sen sabır ver!"

diyerek ellerini sıktı. Bu adamı boğabilirdi! Yaklaşık 10 dakika sonra benzin istasyonunu görüp rahat bir nefes verirken öldürücü bakışlarını Uhud'a çevirdi.

"Komik olduğunu mu sanıyorsun?"

Uhud gülmemek için kendini zor tutuyordu!

"Zor durumlarla baş etme becerini görmek istedim sadece!"

"Seninle yaşadığım için baya becerikliyim desene!"

diyerek indi arabadan ve lavaboya ilerledi. Uhud kız gittiğinde kendi kendine güldü. İnip markete yöneldi. Yiyecek ve içecek bir şeyler alıp tekrar arabaya oturduğunda Fulya'da gelmişti.

Arabaya bindiğinde Uhud'a parlayan gözlerle bakınca Uhud korktuğunu hissetti.

Gene ne yumurtlayacak acaba?

"Biraz da ben kullanabilir miyim? Hem sen yoruldun baya."

"Haklısın tüm yolculuk boyunca seni taşımak kolay olmadı."

Uhud eğleniyordu, baya baya eğleniyordu. Karşısındaki kızın kızaran yüzü ona müthiş bir keyif veriyordu!

"Rahatsız ettim seni de. Dinlenmiş olursun işte. Haydi izin ver de ben süreyim?"

Uhud kıza hayır diyemedi. O kadar istekliydi ki. Arabadan çıkıp yan tarafa geçti. Kız ise çoktan direksiyon başındaydı. Hevesle Uhud'a döndü.

"Hazır mısın?"

diye sordu gazı köklemeden önce. Uhud isteksizce kafasını olumsuz anlamda sallasa da Fulya bunu pek önemsemedi ve hızla gaza bastı...

ANAHTAR ~TAMAMLANDI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin