Han (1. Kitap)

Bölüm 6

Yazar Notu: Artık bölümlere ismi koymamaya karar verdim.

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Babamın kurtadam olduğunu anneminde güçlü bir büyücü soyundan geldiğini öğrendikten sonra hayatımda çok şey değişti. Aklıma gelen ilk soru ben neydim peki ? Niye burada çobanlık, hizmetçilik yapıyorsunuz? Sonuçta annem bir soylu ve neden yemekleri bu kadar kötü artık biliyorum. Bu soruları düşünürken uyumuşum.

----------------------------------------------------------------------------------------------------

Ertesi gün ben babamın bana verdiği günlük görevleri yaparken babam bana seslendi "Han!". Görevlerimi yarıda keserek babamın yanına gittim.

"Hadi beraber vadiye gidelim" dedi babam. Şaşırdım doğrusu vadi tehlikeli olabilir diye normalde ben istesem bile, beni götürmezdi. Beni götürmek istemesinde bir tuhaflık olduğunu biliyordum. Lakin vadiyi görme isteğimden dolayı "Peki baba gidelim" dedim.

Dongweleri de alarak yavaş yavaş vadinin yoluna koyulduk. Yolda babam bir şeyler söylemek istiyor ama nasıl başlayacağını bilmiyormuş gibi bir ifade ile arada bana arada yola bakıyor. Neyse o ne söylemek istiyor bilmiyorum ama benim sorularım var!

"Baba" diye seslendim. Hafif irkildi ama çabuk toparladı.

"Efendim evlat" dedi babam.

"Kurtadam olmak nasıl bir duygu?" diye sordum. Daha da sorularım var diye meraklı bir surat ifadesi ile babama baktım.

Babam biraz iç çektikten sonra "Bende nasıl konuya girsem diye düşünüyordum. En iyi anlatmaya başlamak, gerisi gelir galiba" dedi ve anlatmaya başladı.

"Kurtadamlar, Khas'frao diye büyük bir bölgede yaşarlar. Khas'frao ormanlar, nehirler, dağlar, çöller ve göller ile dolu bir bölge. Kurtadamların göçebe bir hayat tarzları var. Her yıl baharın gelişi ile tüm kurtadam kabileleri 15 günlüğüne kutsal yer olarak bildiğimiz Hustrar da toplanırlar. Orası Fuh dağının yamacıdır. 15 gün boyunca festival olur. Festivalde yarışmalar, düğünler vs. olur. Umarım bir gün görürsün. Ama en önemli olan 5 sene de bir olan liderlik şeçimidir. Kesin bir kural vardır. Hustrar'a kurtadam olmayan kimse giremez. Kurtadamlar da duyu organları çok gelişmiştir. Odaklandığında uzağı yakın yapabilirsin. Mesela sanki yanında gibi konuşulanları duyabilir, görebilir, koklayabilirsin." deyince sorma gereksinimi duydum

"Odaklanınca canlıların kalplerini de görebiliyoruz değil mi baba?" babam şaşırmış bir şekilde bana baktı.

"Hayır onu nereden çıkardın" dedi babam. 

Bende konuyu bozmamak için "Bir kitapta okumuştum" dedim.

"Her kitaba inanma. Bana sor en doğru kaynak benim" dedi ve güldü. Merak dolu gözler ile baktığımı görünce devam etti.

"Kurtadamların 2 formu vardır. Birincisi iri bir kurda dönüşmek bu sayede hızımız, duyularımız, gücümüz, birbirimiz ile olan iletişimimiz ve vahşiliğimiz artıyor. İkinci formu ise binde bir ihtimalli doğum ile gelen bir özellik yarı insan yarı kurt oluyoruz. Kurt formundan daha iri, daha kaslı, daha vahşi (pençe ve dişlerin sağlamlığı ve büyüklükleri) ve manevra kabiliyetlerimiz artıyor ama iletişim özelliğimiz de azalıyor. Kurtadamlar sürü halinde avlanırlar bu yüzden iletişim çok önemlidir. Bir kurtadamı öldürmek kolay değildir. Özellikle de İkinci forma sahip bir kurtadamı öldürmek hiç kolay değildir." deyince lafını keserek soru sordum.

"İri de olsa mızrak saplar isek ölür" dedim. Babam gülmeye başladı ve devam etti.

 "En önemli ve bizi hayatta tutan şey yenilenme özelliğimizdir." dedi ve cebinden bir bıçak çıkarıp elini kesti. Saniyeler içinde sanki hiç bir şey olmamış gibi sadece kesikten akmış olan kan duruyordu. Şaşkın suratıma bakarak kahkaha attı ve konuşmasına devam etti.