Vermilion rengi: kırmızı turuncu arası bir renk Çin kırmızısı olarak da bilinir.
---------------------------------------------
Köle Sever Abum'un el işareti ile dövüş başladı. Biranda 43 kişi birbirine saldırmaya başladı. Kısa sürede ortalık kan gölüne döndü. Prens Eluric, büyük bir zevk ile dövüşü izliyordu. Her seferinde bir dövüşçü ağır bir darbe alsa prens mutluluktan kahkahalar atıyordu. Bu durumu Köle Sever Abum hayretler içinde izliyordu. İçinden "bu nasıl bir kana susamışlık ve vahşet sevgisi..." diye geçirmeden edemedi. Zamanla ölen veya ağır yaralanan dövüşçüler artıkça dövüş dahada heyecanlı olmaya başlamıştı. Çünkü sadece yetenekli ve güçlü dövüşçüler kalmıştı ve birbirleri ile dövüşmeye başlamışlardı. Prens Eluric, Köle Sever Abum'a işaret ederek bak şu mavi pantolonlu da iyiymiş dedi.
Abum gülerek onun adı "Thabit ve karşındaki kişide yani kırmızı bandı olan daGaber" dedi. İkisi de 5. seviye dövüşçülerdi. Thabit havada takla atarak Gaber'e tekme atmaya çalıştı. Bunu fark eden Gaber yerde yuvarlanarak Thabit'in tekmesinden kurtuldu ve onun arkasına geçti. Tüm gücüyle Thabit'in sağ böbreğinin oraya yumruk attı. Yumruğu yiyen Thabit kısa süreli bir sendeleme yaşayıp hemen arkasına doğru tekme atmaya çalıştı lakin Gaber gelen tekmeden daha hızlı bir şekilde sağ böbreğe iki yumruk daha attı ve tekmeyi sol koluyla durdurdu. Böbreklerine iki tane daha yumruk alan Thabit iyice sersemlemişti. Durumda istifade Gaber, Thabit'in boynuna sarılıp onu boğmak için hamle yapacağı sırada nereden geldiğini anlamadı bir yumruk kulağına denk geldi ve iki üç metre havada taklalar atarak uçtu. Yere düştüğünde Gaber'in kulağından kan geliyordu ve Gaber ölmüştü. Prens büyük bir coşkuyla ayağa kalktı ve işte benim favori adamım tek vuruşta herifin iç kulağını parçaladı ve anında öldürdü diyerek büyük bir kahkaha attı. Kahkahası o kadar sesliydi ki dövüşçüler bile bir anlığına dövüşü bırakarak prense bakma gereksinimi duydu. Kuru kafa dövmeli olan dövüşçü ile göz göze gelen prens sırıttı ve "Hey sen kuru kafalı! O önündeki ezik mavi pantolonluyu da göz zevkimize hitap edecek şekilde öldür." dedi.
Kuru kafa dövmeli adam prense tamam dermiş gibi kafa salladıktan sonra iki eliyle Thabit'in kafasını tuttu ve havaya kaldırdı. Kuru kafa dövmeli adam 2 metre boyunda iri yarı biriydi. Thabit ona karşı koyacak en ufak bir harekette dahi bulunamıyordu. Kuru kafa dövmeli adam Thabit'in kafasını tutarak prensi oturduğu yere yaklaştı ve Thabit'in kafasını sıkmaya başladı. Thabit büyük bir acıyla bağırmaya başlamıştı. Çektiği acı o kadar fazlaydı ki çığlıklarından ses telleri kopma noktasına gelmişti. Bir kaç saniye sonra Thabit'in kafasından kemik kırılma sesleri gelmeye başladı. Sesler çok inceydi lakin duyan insanlara korkuyu tattırıyordu. Yavaş yavaş Thabit'in gözlerinden burnundan ve kulaklarından koyu simsiyah kan gelmeye başladı ve bir dakikadan kısa süre sonra tüm gücüyle çırpınan ve bağıran Thabit hareketsiz ve sessizdi.
Prens Eluric'in gözleri tatmin olmuştu. Ardından Yüzüğüne dokunarak bir altın çıkardı ve Kuru Kafa dövmeli adamın bulunduğu yere doğru fırlattı. Kuru kafa dövmeli adam ona doğru uçan bir altını görünce büyük bir mutlulukla elini kaldırdı ve altını yakalamak istedi. Tam altın eline gelecek iken hava biri taklalar atarak parayı kaptı ve kuru kafalı dövmeli adama dönerek sırıttı. "Bunu mu istiyorsun? Bence hak etmelisin" diyerek altını cebine koydu. Kuru kafa dövmeli adam altını çalındığı için o kadar sinirlendi ki gözleri kan çanağına döndü. O dev ayaklarıyla parasını çalan mavi gözlü adam doğru koşmaya başladı.
Mavi gözlü fazla çevikti ve kuru kafa dövmeli adamın yumruklarından zorlanmadan kaçabiliyordu. Hatta arada bir kaç vuruşta kuru kafalı adama vuruyordu fakat çelik gibi vücudu olan kuru kafalı adama pek etki ettiği söylenemezdi. Kuru kafa dövmeli adam isabet etmeyen her yumruğunda daha çok sinirleniyordu. Bir kaç dakika sonra kuru kafa dövmeli adam salladığı yumruklardan dolayı yorulmaya başlamıştı. Bunu fark eden adam "Ne oldu koca ayı yoruldun mu?" dedi. Kuru kafa dövmeli adam büyük bir sinirle kendini toplamaya çalışırken bir anda yüzüne kan sıçradı. Gözüne gelen kanı silip ne olduğu anlamak için bakınırken mavi gözlü adamın göğüsünden dışarı doğru çıkmış ve mavi gözlünün kalbini tutan bir el gördü. Mavi gözlü adam bile ne olduğunu fark etmesi bir kaç saniyesini almıştı ve çığlık dahi atamadan oracıkta öldü. Mavi gözlü adamın bedeni yere düştüğünde arkasında kel bir adam duruyordu. Kel adamın elinden yere mavi gözlü adamın kanı damlıyordu. Kel adam, mavi gözlünün bedenine doğru eğildi ve elindeki kanı mavi gözlünün üstüne sildikten sonra cebindeki altını aldı. Kel adam normal boylarda ve normal kaslara sahip bir adamdı nasıl oldu da mavi gözlü adamı sırtından göğüsüne kadar yarıp hatta kalbini koparmıştı. Herkes bunu düşünürken biranda kel adamın etrafında vermilion renginde bir aura yayılmaya başladı.
Prens büyük bir heyecan ile "Yav canına! Birileri dövüşçü küresi kullanmayı biliyor gibi duruyor. Acaba hangi teknikleri kullanarak geliştirdi kendisini. Umarım çöp değildir. Gerçi adamın göğüsünü deldi en azından 10 insan gücüne kadar çıkabiliyor olduğu kesin" diyerek kahkaha atmaya ve büyük bir zevkle dövüşü izlemeye devam etti. Abum'da biraz şaşırmıştı. Çünkü normalde dövüşlere küreleri kullanabilen kişiler pek gelmezdi. Çünkü büyücü kürelerine nazaran dövüşçü küreleri çok daha yaygın olmasına rağmen aktif etmek ve geliştirmek çok daha zahmetliydi. Bu yüzden bunları yapanlar birliklerde veya askeriyedeydi.
Kel adam aurasını dengeledikten sonra koşarak kuru kafa dövmeli adama bir tane yumruk attı. Kuru kafa dövmeli adam sabit şekilde geriye doğru 1 metre sürüklendi ve bir ağız dolusu kan kustu. Kuru kafa dövmeli adamın az önce gözlerinde olan kibir şuan yerini korkuya bırakmıştı. Kuru kafalı adam etrafına bakındı kendisine kalkan olacak bir kaç kişi seçmek istedi lakin dövüş alanında sadece ikisi kalmıştı. Kaçamayacağını anlayan kuru kafa dövmeli adam koşarak ona saldırmanın daha mantıklı olduğunu seçerek kel kafalı adama doğru koşmaya başladı. Kel kafalı adam sanki kuru kafalı yokmuşcasına olduğu yerde dikiliyordu. Kuru kafalı ona tüm gücüyle bir yumruk attı ve kel kafalı sabit şekilde yarım metre geri gitti ve gülmeye başladı. Kuru kafalı ve etraftaki izleyiciler büyük bir şaşkınlık içindeydi çünkü az önce bu yumruktan daha yavaşını Gaber'e atmıştı ve o ölmüştü. Fakat kel kafalı adamda en ufak bir yara izi bile yoktu.
Prens alkışlayarak "Gerçekten fena sayılmaz. Oidor baksana adam kaçıncı seviye?" dedi. Korumalardan biri hafifçe ona çıkarak adamı incelemeye başladı. Kısa süre sonra Prens Eluric'e dönerek Efendim ismi Scibunneth kendisi Siyah inciler Birliğine bağlı. Uzmanlaştığı teknik tunç yumruk. Yaşı 34." dedi.
Prens gülerek "demek o yüzden bir yumrukla adamın göğüsünü deldi güzel..." ardından prens Abum'a dönerek senin adamın hani çekik gözlü ona ne oldu hiç göremedim" dedi.
Abum gülerek "Benim adam biraz şanssızdı. İlk karşılaştığı rakip bu Kel olan adamdı. Attığı yumruk göğüs kafesini kırdı ve kan kusarak yere yığıldı" dedi.
Milletin heyecan dolu bağırışlarıyla beraber Abum ve Prens tekrar dövüş alanına odaklandılar ve gördükleri manzara biraz garipti. Kel adam, Kuru kafa dövmeli adamın omzuna çıkmış yumruklarıyla kuru kafa dövmeli adamın kafasına güçlü güçlü darbeler indiriyordu. Beş altı yumruktan sonra daha fazla dayanamayan kuru kafa dövmeli adam yere yığıldı. Kel adam elini kaldırarak birinciliğini ilan etti.
----------------------------------------------------
Bölümü kontrol etmedim hataları yazarsanız düzeltirim.
İyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Han (1. Kitap)
FantasyBuraya kitabın okunması için çekici laflar, metinler veya şiirler yazabilirim... Fakat benim tarzım değil. Dahası kitapları böyle değerlendirmek hoş değil. Bu bölümde kitap hakkında biraz bilgi vermek yeterli bence. Konusu: Han adlı karakterin f...