Han (1. Kitap)

Bölüm 18

Bir kaç büyük değişiklik:

Çok düşündüm ve karar verdim. Seviye olarak D, C, B, A, S, gibi yapmıştım. Lakin bu tam istediğim gibi olmadığını fark ettim. Eksiklikler yaratıyor bir yerden sonra. İleri de bu sorunlar ile karşılaşmamak için şimdiden değiştirmekte fayda görüyorum. Seviye olarak 1 2 3 ... diye götüreceğim aynı şekilde büyü güçleri içinde, dövüş güçlerinde vb. her 7 ve katında güç artışı çok yüksek oluyor yani 5. seviye biri ile 6. seviye biri arasında 1,5 katı fark varsa 6 ile 7 arasında 5 katı bir fark var 7 ile 8 arasında gene 1,5 katı olacak. Sadece 7 ve 7 nin katları için geçerli bir nevi sıçrama noktası gibi düşünün. (1-14 D seviye aritmetik bir artış yok 14-28 C değil yukarılarda seviye daha uzun aralıklarda )

Eşyalarda, bitkilerde vb. nadirlik seviyesi içinde yıldız la ifade etmek istiyorum artık "★" yıldız sayısı artıkça nadirlik artıyor.

Bir diğer konu ise anlatıcı tarzı ile ilgili. Ben normal de kahramanın gözünden anlatıyorum. Fakat her şeyi yansıtamıyorum. İleride dövüşlerde, akıl oyunlarında vb. de zorlanacağımı gösteriyor bu yüzden bunu değiştirmeyi de düşünüyorum. Ama kararsızım yorum bölümünde fikirlerinizi sunarsanız sevinirim.

Bu tarz kitaplar genelde hakim Bakış Açılı Üçüncü Tekil (O) Anlatıcı (İlahi = Tanrısal bakış açısı) ile yazılıyor. Bu yüzden eksik bilgi filan olmuyor. Ama bunda okuyucuya düşünme fırsatı vermiyor. Çünkü her şeyi açıklamış oluyorsunuz. Gerçi şimdiki yazdığımda da bunu verebildim mi bilmiyorum. Sonuçta bir amatör yazarım. Özellikle betimlemede olan eksiklerimin farkındayım.

Bana destek olup, Beni takip ettiğiniz ve okuduğunuz için teşekkürler.

Hoca: Büyücü eğitmeni

Usta: Dövüş eğitmeni olarak kullanıyorum.

------------------------------------------------------------------------

Lura'nın bakış açısı:

Rhene ile barmenin yanına doğru yürüyoruz. Etraftakiler hala gülerek bana bakıyor. Bazılarıda süperdin işareti yapıyor. Gururum okşandı. Fakat tüm gücümle vurmama rağmen. Batagar'a hiç bir şey olmaması ne kadar güçsüz olduğumu gösteriyor. Güçlenmem gerek, efendimi koruyabilmem için bu şart. Bu yüzden elimden gelenin en iyisi yapmak istiyorum.

"Bakar mısınız? Birliği nasıl kayıt olmamız gerekiyor?" dedim.

"Biraz bekleyin burada ki işlerimi bitirip size yardım edeyim." dedi barmen.

"Tabi bekleriz" dedim.

"Beklerken şöyle oturun lütfen. Bir de şeyler içmek ister misiniz?" dedi barmen.

"Yok teşekkür ederiz." dedim. Bir süre bekledikten sonra "Buyurun bu taraftan 9. kata çıkmamız gerekiyor. Birliğimizin lideri Melgrog'un odası 9 kattır." dedi. Barın yanında ki kapıdan içeri girip biraz yürüdükten sonra bir basamak yükseklikte olan düz bir taşın üstünde durduk. "Spitou bizi 9 kata götürür müsün?"dedi. Bir anda üstünde bulunduğumuz düz kaya yukarı doğru çıkmaya başladı. Yukarı doğru çıkarken fark ettim tam bu düz kayanın girebileceği şekilde katların tabanlarında kesiklikler var. İlk defa bu kadar yükseğe çıkmamdan kaynaklanan bir heyecana kapıldım. Her katın dizaynı ve dekorasyonu farklı. Son kata geldik. Kat sadece bir odadan oluşuyor. Oda da heykeller, tablolar, antik vazolar, bitkiler, duvara asılmış canavar kafaları, camdan bölmeler de duran eski kitaplar ve Odanın en başında durak büyük görkemli meşeden yapılmış bir masa var. Biz oda ya girdiğimizde biri bitkileri suluyordu. Odanın bir ucundan diğerine yürümek 1-2 dakikamızı aldı.

"Bizen hangi rüzgar attı seni buraya. Bu yanında ki güzelliklerde kim?" dedi. Kaslı, orta omuz genişliği, 1.80 boylarında, sarı ve kirpi saçlı, yeşil gözlü, ince gözlüklü, beyaz tenli bir adam. Ben daha kalıplı olarak düşünmüştüm, Batagar'dan sonra liderleri biraz sıska gibi geldi.

"Melgrog bu iki hanımefendi bizim birliğe katılmaya geldiler ve az önce yaptıklarından sonra sınava girmelerine gerek yok. Altın sarı saçlı olan Lura bir ışık büyüsü ve savaşçı küreleri var. Rhene de gölge büyüsü küresi var. Batagar bizzat Lura'yı eğitecek. Bende Rhene'yi eğitmeyi düşünüyorum. 4 ay sonra ki harabeler için hazır olmaları lazım." dedi. Rhene'yi başkası eğitecekti diye hatırlıyorum ama beni pek ilgilendirmez. Rhene'nin problemi bu.

"Işık büyüsü mü, Gölge büyüsü mü, Batagar mı eğitecek, her şeyi geçtim sen mi eğiteceksin!!!" dedi Melgrog. Şaşkınlıktan sürahide ki suyu yere döküyordu. Sonra ayağına damlayan suları fark edip kendini toparladı. "Peki yapalım sen ve Batagar istiyorsanız. Benim için bir problem yok. Kızlar birliğimizin belirli kuralları vardır ve fazla değildir. Özgürlükten yana bir birliğiniz. Özel görevler olmadıkça görev almak için zorlanmazsınız. Görev sonucu aldığınız ödülün %5 ini birlik komisyon alır. Eğer görevde ekstra bir ödül alırsanız bu tamamen sizindir. Görevleri aşağıdaki panodan alabilirsiniz. Birlik üyeleri arasında ciddi kavgalar kesinlikle yasaktır. Başarılarda bulundukça birlik içinde rütben artar. Bu sayede birlik kasasına giriş izni, birlikte bir odaya sahip olma, barı ücretsiz kullanma gibi ödüller kazanabilirsiniz. 20 seviye ve altı iseniz size bir hoca yada usta atarız. Bu sayede güçlenebilir birlik için daha faydalı olabilirsiniz. Ama size usta atamaya gerek yok zaten siz kendinize en iyilerini bulmuşsunuz. En önemlisi biz bir aileyiz birimize yapılan yanlış hepimize yapılmış gibidir. HOŞ GELDİNİZ" dedi.

Masasının arkasında duran yeşil, büyük, pürüzsüz ve üstünde birliğin simgesi olan taşı göstererek ve masanın çekmecesinden ufak bir bıçak çıkararak kanınız ile isminizi yazın dedi. Elimi kesip taşa Lura yazdım. Yazı bir kaç saniye sonra kayboldu ve tüm birlikte duyulacak şekilde kalın bir ses "Lura birliğimize hoş geldin" dedi. Ses sanki odanın kendisi gibi gelmişti. Etrafıma baktığımda bizden biri değildi. 

"Sizi tanıştırmayı unuttum. Spitou Bizim birlik binasının ta kendisidir. Aslında bir taş golemdir. İlk üyelerimizden olup Birlik binasından sorumludur. Bu yeşil taşta onun kalbidir." dedi Efendimin neden dünyayı gezmek istediğini şimdi çok iyi anlıyorum. Dünya gerçekten ilginç şeyler ile dolu.

Rhene de yaptıktan sonra golem onunda adını söyledi. "Kabalığımı maruz görün. Kendimi tanıtmadım. Bendeniz Bizen, basit bir barmenim(Hahaha). Birliğimize hoş geldiniz umarım iyi anlaşırız. Rhene sen benim ile gel. Melgrog 4 aylığına bara bakması için birini bul. Rhenecim bir alt kata inelim. Benim odam orada sana bir kaç kitap vereceğim. Yarına kadar okumuş ol. Eğitimim sıkı olacak sızlanmalardan nefret ederim. Ha demeyi unutuyordum. Melgrog eğer barımı 4 ay sonra bıraktığım gibi bulamaz isem bundan dolayı üzülürüm. üzülür isem ... anladın sen." dedi ve Rhene'yi alarak gitti. 

Bende konaklamak için Peri Dişi hanını bulsam iyi olacak. "Melgrog Peri Dişi hanı nerede biliyor musun?" dedim.

"Tabii ki biliyorum. Binadan çıktıktan sonra sol tarafa doğru yürü 200 metre ileride tabelasını görürsün. Bir peri şeklinde" dedi Melgrog.

"Teşekkürler" dedim ve ayrıldım. Hole geldiğimde herkes bana "Lura aramıza hoş geldin." dediler. Kimi elimi sıkıyor kimisi kafasını hafif eğerek selam veriyor. Utanmaktan tüm yüzüm kıpkırmızı olsa gerek, "Rahat bırakın kızı" diye bir ses geldi. Sesin sahibine baktığımda çok alımlı ve güzel bir elf. Yeşil saçlı, Uzun kulaklı, hafif mor ten rengi, Sarı renkte göz akı ve mor renkte gözleri var. Vücut ölçüleri her kadının istediği gibi. 

"Teşekkür ederim." dedim

"Önemli değil. Sen onlara aldırma güzel kızlara karşı her zaman böyle olurlar. Bu arada adım Saelihn bir orman elfiyim." dedi.

"Bende Lura bir kurt melezim. Tanıştığımıza memnun oldum. Şimdi izninizle hava kararmadan Peri Dişine gitmem gerek" dedim.

"Peki umarım iyi anlaşırız" dedi ve bara geri döndü.