"Faye Panu'nun yaraları ile ilgilenmen lazım. Sürpriz ve genel değerlendirme derken unuttum. Gitmemiz lazım malum yarın ilk ders günü geç kalmak istemiyorum. Sen bizimle gel. Panu'nun yaraları ile ilgilen. Yarın tekrar dönersin" dedi Han.
"Peki efendim" dedi Faye.
"Tamam biz arabada bekliyoruz eşyalarını al gel" dedi Han.
Faye koşarak yukarı kata çıktı. Kısa süre sonra ufak bir çanta ile indi. Kapıdan çıkarken malikanede kalan diğerlerine nispet tarzı dil çıkardı.
(hmph)"Bu gün şans sana gülmüş olabilir. Ama bunu sana ödetiriz" dedi Oja.
----------------------------------
Arabada Han ve Faye, Lura'nın ses telleri hakkında konuşurken, Panu dışarıyı seyrediyordu. Aslında öyle gözükse de kafasında günü değerlendiriyor. Han'ın nasıl biri olduğunu çözmeye çalışıyordu. Tasmasının ilk takıldığı zaman ne kadar ağladığını hatırlıyordu. Şimdi tasması yoktu. Tasmasının olmamasından dolayı artık boynunu çevirirken tasma yaralara değmediği için canı yanmıyordu. Köle paçavrasından sonra hizmetli elbisesi giymesi bile onu ne kadar mutlu etmişti. Her akşam düzgün bir şekilde çıkarıyor ve kullanıyordu. Ama yarın 3 kişi gidip ona elbiseler alacaklarına inanamıyordu. Köle mahzeninden sonra rutubetli olan bodrum ona saray yuvası gibi geliyordu. Fakat Bugün yukarıda ki yatakların birinde mi yatacaktı. Tüm bunların olacağını sabah biri söylese onunla alay ettiğini düşünürdü. Efendisi Han ile tanışalı bir gün bile olmamıştı lakin büyük bir minnet borcu olmuştu. En çok şaşırdığı kölelerin çok neşeli ve birbirleri ile iyi anlaşmalarıydı. Sadece genel değerlendirme zamanı herkes ciddi ve ağır olup tüm dikkatlerini efendilerinden ayırmıyorlardı.
"Panu arabadan inmeyi düşünüyor musun" dedi Faye.
Faye'nin sesiyle irkilen Panu hemen arabadan indi. İndiğinde Efendi Han'ın çoktan yürümeye başladığını gördü. Hızlı adımlar ile Efendi Han'a yetişmek isterken yanına Faye yaklaştı ve kolundan tuttu.
"Efendi Han iyidir. Bizlere değer verir, korur, gözetir. Lakin yanlışı ve saygısızlığı affetmez. Bunu sakın unutma." dedi Faye.
Panu Faye'den böyle bir cümle beklemediğinden şaşkınlıkla sadece kafasını salladı. Kısa bir duraksamadan sonra Efendisinden önce eve varıp kapıyı açmak için hızlı adımlar atmaya başladı.
------------------------------------------------
"Ben yatıyorum erken kalkacağım. Kahvaltı 7.30 gibi hazır olsun" dedi Han
"Peki efendim" dedi Panu. Han Panu'nun cevabını bile duymadan merdivenlerden yukarı çıkmaya başlamıştı.
"Panu üstünü çıkarda yaralarına bakayım" dedi Faye. Panu üstünü çıkardığında sırtında kırbaç izleri, ellerinde ve vücudunda yanıklar, boynunda paslı tasmanın kalan kesikler vardı. Faye yaraları gördüğünde bir kez daha Efendi Han ile karşılaştığı için ne kadar şanslı olduğunu anladı.
"Yatarken canın acımıyor mu?" diye sordu Faye.
"Biraz acıyor ama alıştım" dedi Panu.
"Şu şurubu iç bu bugün rahat yatmanı sağlayacak" dedi Faye. Ardında yaralarına merhemler sürmeye başladı.
-------------------------------------------------------
Yatağın rahatlığı, merhemlerden dolayı acı hissetmemesi ve içtiği şurubun uyku yapmasından dolayı. Panu kalktığında saat neredeyse öğlen oluyordu. Büyük bir şokla yataktan kalkıp üstünü bile nasıl giydiğini bilmeden aşağı fırladı. İndiğinde Oja Lura ve Faye sohbet ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Han (1. Kitap)
FantasyBuraya kitabın okunması için çekici laflar, metinler veya şiirler yazabilirim... Fakat benim tarzım değil. Dahası kitapları böyle değerlendirmek hoş değil. Bu bölümde kitap hakkında biraz bilgi vermek yeterli bence. Konusu: Han adlı karakterin f...