Abum göğüsünü kabartarak prense döndü ve "Geenois şehrinin birde yeraltı mahallesi bulunur. Bu mahallede doğru zamanlarda geldiniz de her türlü ürünü bulabilirsiniz. Süper nadir kitaplar, süper nadir bitkiler ve tohumları, süper nadir eşyalar ve silahlar gibi bir çok ürünü bulabilirsiniz. Tabi doğru zamanda iyi bir şansla ve iyi bir tanıdık sayesinde..." diyerek yineledi.
Prens Eluric, Köle Sever Abum'un ne demek istediğini gayet net bir şekilde anlamıştı. Sağ elini sol elinin işaret parmağındaki kraliyet yüzünü ovarak "eminim iyi birer dost olacağız. Nitekim çıkarlarımızın ortak olduğunu düşünüyorum." dedi. Tam Abum bir şey diyecek iken tekrar lafa giren prens Eluric, "Köle Sever Abum, Seninle neden bu kadar ilgileniyorum biliyor musun?" dedi.
Abum biraz şaşkın birazda korkarak "Neden efendim?" diye sordu.
Prens elini Köle Sever Abum'un sol omzuna atarak hem ona güç gösterisinde hemde dostluk gösterisinde bulunarak "Çünkü tahta çıkmam kolay değil. Ülkü büyütmek ise çok daha zor ve ben ülkemi büyütmek istiyorum..." dedi.
Abum konuşmanın sonunun az biraz nereye varacağını tahmin ederek ama yinede saf ayağına yatarak "Peki benden ne istiyorsunuz?" diye sordu.
Prens Abum'un omzunun üstündeki eliyle Abum'un omzunu sıkarak "Ülke nasıl büyür Abum?" dedi.
Köle Sever Abum gözlerini kısarak ve kısık sesle "Parayla" dedi.
Prens sırıtarak "Çok doğru. Para nasıl Kazanılır? Gerçi bunu en iyi sen biliyorsun." dedi.
Abum'un gözleri iyice derin derin bakmaya başlamıştı. Prens Abum'un gözlerini görünce iş, iş konuşmaya gelince Abum'un ne kadar ciddi bir hal aldığını görmesi prensi hem memnun etmiş hemde biraz korkutmuştu. Köle Sever Abum kısık ama tok bir ses ile "Savaş veya ticaret" dedi.
Prens Eluric, Abum'a bakarken gözlerini hırs bürümüştü. "Çok doğru işte bu yüzden senin yanına geldim... Öncelikle birbirimize karşı daima dürüstlükten yanayım. Birbirimizin sevmedi hareketler yapabiliriz lakin bunu dürüstlükle birbirimize söylememiz en doğrusu. Çünkü ikimizinde istihbaratı çok kuvvetli. İkincisi birbirimizin işlerini engellemek yerine desteklemeliyiz. Yani yakın zamanda babam ölebilir ve ben tahta geçebilirim... Tahta geçtiğimde her kral gibi ülkemi zenginleştirmek istiyorum. Lakin bir kralı güçlü kral yapan adamları ve dostlarıdır. Bu yüzden senden dostum olmanı istiyorum..." dedi.
Köle Sever Abum büyük bir tükürük yutarak prensin gözlerindeki hırsa bakıyordu. Prens Eluric, Abum'un omzundan elini çekerek "Köle Sever Abum, öyle kolay dost edinmem hatta teklifleri ben sunmam değerini bil. İkinci olarak buraya gelmeden evvel yaklaşık bir senedir seni araştırtıyorum. Kimsin nereden geliyorsun diye..." Prens kahkaha attı ve devam etti. "Yoktan varolmuş birisin. Giam şehrinden geldiğin söyleniyor lakin senin gibi bir adamı Giam'da tanıyan yok. Tanrıça Lura ile sanki yıllardır arkadaşmışsınız gibi yakın olduğunuz ortaya çıkıyor. Aynı şey kızıl renkli gölge(Rhene) içinde geçerli nasılsa senin için suikastlar yapıyor. Ama en ilginç olan şey ise bazı kölelerin sağ omzunda yukarı bakan hilal var iken sana yakın korumalar da hilal şeklini almış gelincik hayvanı var..." dedi.
Köle Sever Abum'un gözleri kocaman açıldı. Ne diyeceğini bilmiyordu. Lakin prens tehlikeli sularda yüzüyordu. Prens'e diyeceği her kelime kendisinin, efendisi Han'ın ve prensin kaderiyle oynamaktı.
Prens tekrardan kahkaha atarak "Sakin ol Köle Sever Abum... Diyeceğim şu belli ki birine veya bir gruba hizmet ediyorsunuz. Ve bu kişi yada grup her ney ise çok güçlü yada çok şanslı... Çünkü sizin gibi adamları var. Neyse beni ilgilendiren bana yardım etmeniz muhatabım senin olman benim için sorun değil. Yeter ki güzel güzel anlaşalım. Yarın bir gün savaşa girdiğimde bana tabi parasıyla veya köle karşılığında şifalı bitkiler, silahlar, zırhlar gibi eşyalar sattığınız sürece benim için bir problem yok. Bu işin karşılığında herkes mutlu olacak." dedi.
Köle Sever Abum suratında en ufak bir ifade olmadan "Savaş bizim problemimiz değil. Lakin peşin çalışırım... Kaçak yada resmi her türlü ürünü temin ederim. Anlaşmadan bir bakır fazla veya eksik almam..." dedi. Prens kafasını sallayarak Karaduvarın giriş koridorundan giderken Abum duygusuz bir ses tonuyla "Efendim var... Madem beni bir senedir araştırıyorsun bilirsin... Kara alevlerin yaktığı binayı... İnsanların etlerinin ve kemiklerinin, binanın taşlarının hatta zeminin bile eriyip balçığa döndüğü binayı iste o efendimin şehre ben geldim mesajı idi..." diyerek yürümeye başladı.
Prens dona kalmıştı. Çünkü o olayın üstünden seneler geçmişti ve hala gizemi çözülememişti. Prens mırıldanarak "Kara Alevler..." dedi.
Ardından Köle Sever Abum sanki hiçbir şey olmamış gibi "Efendim Karaduvar'a hoşgeldiniz." dedi. Prens koridordan çıktıktan sonra bir hayli şaşırmıştı. Çünkü acayip geniş bir oyuk vardı ve içinde dükkanlardan, genelevlerden, dövüş kafeslerinden oluşan ve tüm bu binaların ortasında büyük bir müzayede evi vardı. Prens etrafı incelerken Abum elinde siyah cübbe ile gelerek "Efendim dikkat çekmemek için bunu siz ve adamlarınız giyse iyi olur" dedi. Prens kafasıyla onaylayarak siyah cübbeleri adamları ile birlikte giydi.
Köle Sever Abum, Prens Eluric'e dönerek "Efendim dövüşlerden hoşlanır mısınız? Yaklaşık üç saat sonrada müzayede var. Bu süre zarfında dövüşlerde bahis oynamaya ne dersiniz?" dedi.
Prens Eluric, Köle Sever Abum'a dönerek "hile yok değil mi?" diyerek güldü.
Köle Sever Abum, "Ben her zaman dürüstlükten yanayım" diyerek Prense dövüş kafeslerine giden yolu gösterdi.
Prens Eluric ve Abum dövüş kafeslerine geldikten sonra VİP bölüme oturdular. Prens Eluric heyecanlı bir ses tonuyla "Bana güzel ve kanlı dövüşler izlet Abum" dedi. Köle Sever Abum bunun üstene "hay hay efendim" diyerek ayağa kalktı ve bağırmaya başladı. "Sıradaki dövüş ölümüne olsun ve en az on kişi katılsın. Kazanan "köle ise azat edilip 5 altın vereceğim. Eğer Köle değil ise 30 altın vereceğim. Kimler katılacak ise 20 dakika sonra kafesin içinde olsun" dedi.
Bunun üstüne büyük bir bağrışma ve heyecan başladı. Daha Köle Sever Abum'un dövüşü ilan etmesinden 2-3 dakika bile geçmemişti ama dövüş kafesinin içinde 10 kişi toplanmıştı ve sayı her geçen dakika artıyordu.
---------------------------------------------------
Yirmi dakika sonra dövüş kafesinin içinde 43 tane adam vardı. Köle Sever Abum, Prens ELuric'e dönerek hangisi favoriniz efendim diye sordu. Prens Eluric biraz kararsız gibi görünüyordu. Kısa bir tereddütten sonra "Şu iri yarı kolunda bir düzüne kuru kafa dövmesi olan adamı seçiyorum." dedi. Köle Sever Abum, gülerek kendisi kuru kafa dövmesi kadar insan öldürmüştür. Güzel bir seçim. Ben de o zaman çekik gözlü ve elleri bandajlı olanı seçiyorum. Çevik duruyor kendisi." dedi.
------------------------------------------------------
Bölümü Kontrol etmedim. Hataları yazarsanız düzeltirim.
İyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Han (1. Kitap)
FantasyBuraya kitabın okunması için çekici laflar, metinler veya şiirler yazabilirim... Fakat benim tarzım değil. Dahası kitapları böyle değerlendirmek hoş değil. Bu bölümde kitap hakkında biraz bilgi vermek yeterli bence. Konusu: Han adlı karakterin f...