Hatırlatma:
Mesaris: Mita'ya çıkma teklifi etti ve sınıfın ortasında tokat yedi. Yanlışlıkla Han meditasyon yaparken tuhaf formu gördü. Şişman. Erkek. [:)]
-----------------------------
Kızlar ve Mesaris Giam'a doğru giderken attıkları her adım onları biraz daha heyecanlandırıyordu. Fakat grubun en büyük heyecanlısı Han'dı. Çünkü ilk defa bebeklik hayali olan dünyayı gezmeye farklı yerler görmeye gidiyordu.
Han ve diğeri, ormanın içinden geçerken gördüğü tilkiler, tavşanlar Han'ın geçmiş günlere gitmesine sebep oluyordu. Eskiden çiftliğin yakınlarında ki ormanda onlarla antrenman yapardı. Tavşanın zihnine girip tilkiden kaçmaya, tilkinin zihnine girip tavşan kovalamaya çalışırdı.
Han ve diğerleri ormanın derinliklerine girdiklerinde karşılarına bir tane yaşlı adam, iri büyük bir ağaca yaslanmış, ağladığını gördüler. Mesaris adamın yanına koşarak " dede niye ağlıyorsun?" dedi.
Yaşlı adam göz yaşlarını silerek Mesaris'e baktı ve "çocuğum ileride haydutlar beni dövdüler ve mallarımı çaldılar" dedi.
Mesaris sinirlenerek " aşağılık adamlar! Günlerini göstereceğim onlara" dedi.
Han ve kızlar biraz şaşkın biraz tebessümle, küçük dağları ben yarattım edası ile en önde yürüyen Mesaris'i takip etmeye başladılar. Kızlar Yol boyunca yaşlı adamı izliyorlardı. İçlerinde bir huzursuzluk vardı. Kızlar, efendileri Han'a baktıklarında, Han'ın ölümcül ve duygusuz bakan gözlerinin yaşlı adama odaklandığı gördüler.
Han yaşlı adam konuştuğunda beri hemen tuhaflığı sezmişti. Yaşlı adam kendisini dövdüklerini söylemişti ama üstünde en ufak bir elbise yırtığı yada kanama yoktu. Dahası elbiseleri hafif tozluydu. Ayrıca Oja'yı yani lamiayı gördüğündeki bakışları Han'ın gözünden kaçmamıştı. Mesaris öne atılıp gitmese göz göre göre tuzağa gitmezlerdi. İçinden "hocama bir kere söz verdim. Ölmeyecek" dedi.
Yaşlı adam gruba dönerek " Şu geçidin orada az kaldı." Dedi.
Mesaris bağırarak "Aşağılık haydutlar şu yaşlı adamdan ne istediniz!" dedi.
Han zihin taşıyla "kızlar şavaşa hazır olun bu bir tuzak" dedi.
Lura parmağını yüzüğe yaklaştırmış heran silahını çağırabilir vaziyette idi. Rhene çoktan gölge olmuş ve haydutların pusu kurduğu yere ilerliyordu. Oja gözünü yaşlı adama gitmiş heran saldırıp öldürecek gibiydi.
Yaşlı adam geçide yaklaşırken grupla mesafesini açıyordu. Lakin Mesaris ile açamıyordu. Yaşlı adam ne kadar hızlansa Mesaris'de o kadar hızlanıyordu. En sonunda pusunun kurulu olduğu yere geldiklerinde yaşlı adam gruba dönerek ve bir katil gözleriyle bakarak "Değerli eşyalarınızı hemen verin. Aksi taktirde hepiniz ölürsünüz" dedi.
Mesaris etrafa bağırarak "Evet hemen yaşlı adamın değerli eşyalarını verin." diye bağırdı.
Han bir kez daha başkasının adına utanmanın vermiş olduğu duyguyu tattı.
Haydutlar, Mesaris'in bağırmasından sonra pis pis gülerek, bazılarıda ıslık çalarak saklandıkları yerlerden çıkmaya başladı. Yaşlı adam, Mesaris'e karşı bıçak çekerek "kımıldama çocuk" dedi.
Mesaris, daha da sinirlenmiş bir şekilde haydutlar bakarak "Ne istediniz şu zavallı insandan. Gözleri bile görmüyor baksanıza yanlış kişiye bıçak çekti. Dede sen indir o bıçağı bir yerini keseceksin." dedi.
Han bir kez daha elini yüzüne götürerek "Bu çocukta ki aptallık seviyesi insanda hayranlık etkisi yapıyor" dedi.
Mesaris, elini haydutlara doğrultarak büyü sözler söylemeye başladı. Büyü sözler bittiğinde Mesaris arkasında bir patlama sesi duydu. Arkasına dönüp baktığında yaşlı adam yerde yatıyor ve ciddi yanık izleri vardı. Mesaris bağırarak " kim vurdu yaşlı adama çıksın ortaya ona düello teklif ediyorum" dedi.
Herkes sessizce Mesaris'e bakıyordu. Han bir kez daha elini yüzüne götürerek "Sen vurdun salak. Şans mı yoksa aptallığına acıyan tanrıların işi mi bilemiyorum. Ama kendi kendini kurtardın" dedi.
Mesaris, Han'a dönerek "sen buraya yaklaşma. Burası çok teklikeli seni koruyamayabilirim" dedi.
Han tek kelime etmeden izlemeye devam etti. Mesaris'in tavırları karşısında ne diyeceğini bilmiyordu.
Lura, yüzüğüne dokunarak baltasını kavradı ve ışık büyüsüyle kurt simgeli kalkanı yaptı.
Oja büyülü sözler söylemeye başlamasıyla toprağı tırmalayan iskeletten eller gözükmeye başladı. Bir kaç saniye sonra topraktan iskelet askerler çıkmaya başladı.
Haydutlar, topraktan iskelet askerin çıktığını görünce büyük bir korkuya kapıldılar ama liderleri "saldırın" komutu ile tekrar kendilerine geldi ve koşarak saldırmaya başladılar.
Haydutların dileri ağacın birine bakarak "büyücü sende büyü yapsana" dedi. Lakin büyücüden en ufak bir ses çıkmıyordu. Ağaca dikkatli baktığında ağaçtan bir sıvının damladığını gördü. " aşağılık herif korkudan altına etti" galiba diyerek ağaca yaklaştığında damlayan sıvının kan olduğunu gördü. Ağacın üstüne baktığında büyücünün boğazı kesik bir şekilde dalın üstünde durduğunu gördü. Lider büyük bir paniğe kapılmıştı. "Kim var orada!?" diye bağırdı. Ardından adamlarının can çekişme sesleriyle yönünü savaş alanına çevirdi. Lura'nın adamlarının nasıl baltasıyla kestiğini, özellikle de iskelet askerlerin kör kılıçlarla ve çürümüş dişleriyle adamlarının etlerini nasıl kopardığını gördü.
Büyük bir korkuya kapılan lider arkasına bakmadan koşmaya başladı. Lakin nereden geldiğini anlamadığı siyah giysili biri önüne çıkı verdi. Kılıcını çeken lider, siyah giysili kişiye saldırmaya başladı. Salladığı her kılıç hareketini kolaylıkla atlatan siyah giysili kişi liderin arkasına geçerek boynuna hançerinin kabzası ile sertçe vurdu. Lider bu aldığı darbe ile oracıkta bayıldı.
------------------------------------------
Lider bir süre sonra kendisine geldi. Etrafına bakındığında kendisinin bir ağaca bağlandığını fark etti. Önünde siyah saçlı 9-10 yaşlarında bir çocuğun arkası dönük oturduğunu gördü. Lider " Eğer fark ettirmeden sol kolumda gizlediğim bıçağıma erişebilirsem kaçabilirim diye düşünerek fark ettirmeden bıçağa ulaşmaya çalıştı.
Mesaris yaşlı adamın yanına geldi ve tokat atarak ve ağlamaklı ses tonuyla " Yaşlı adam lütfen ölme" dedi. Yaşlı adam kendine yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Bu sırada lider bıçağa ulaşmış, bağlandığı ipleri kesmişti. Atik bir hareket ile Han'ı esir alarak boğazına bıçak dayadı. Bunu gören kızlar çılgına dönmüşleri tam Han zihin büyüsü ile liderin boynunu kıracaktı ki Mesaris "seni aşağılık adam nasıl olurda arkadaşımı rehin alırsın" dedi ve büyülü sözler söylemeye başladı. Ardından yerde yatan yaşlı adamın olduğu yerden bir patlama sesi geldi. Herkes yaşlı adama baktığında yaşlı adamın yüzü ve derisi ciddi anlamda yandığını gördüler. Mesaris " Ne istedin şu zavallı adamdan" diye bağırdı. Lider, yaşlı adamın halini görünce "yaklaşmayın öldürü...". Lider cümlesini dahi tamamlayamadan boynu kırılmış bir şekilde cansız bedeni yere yığıldı.
--------------------------
Telefondan yazdım hata çok olabilir.
İyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Han (1. Kitap)
FantasyBuraya kitabın okunması için çekici laflar, metinler veya şiirler yazabilirim... Fakat benim tarzım değil. Dahası kitapları böyle değerlendirmek hoş değil. Bu bölümde kitap hakkında biraz bilgi vermek yeterli bence. Konusu: Han adlı karakterin f...