Genel Bilgilendirme'ye çağırma büyüsünü de ekledim bir bakın isterseniz.
Başbüyücüyü birleşik yazmanın daha doğru olduğunu kanısına vardım.
--------------------------------
Han'ın bu sözlerinden sonra kimisi gururlandı ve istemsizce suratlarında gülümseme oldu. Kimisi de kafasını kaldırabilecek cesareti dahi bulamıyordu. Nasıl bulabilirlerdi ki teste yaptığı ateş topları ortadaydı. Dev tepegözü öldürmüştü. Hatta buradaki çoğu kişi onun sayesinde şuan buradaydılar. O en şansızları en şanslılar gibi yapmıştı. Sadece yürüyerek kapıdan geçmişlerdi. Şimdi de yatkınlık oranı kimsenin göremediği hatta hayal dahi etmediği seviyedeydi.
---------------------------
Han'ın sözlerinden sonra yavaş ilerleyen sıra sonunda Han'a gelmişti. Herkes Han'ın ikinci küreye sahip olduğunu gördüklerinde artık şaşırmıyorlardı. Sadece duygusuzca izliyorlardı. Han yavaşça küreye dokundu. Küre yavaşça ağırlaşmaya başladı. %86 uyumluluk çıkmıştı. Han yavaşça gözetmen ve yardımcı olan 4. sınıf öğrencisine yaklaşarak "Şimdi ne yapacağız" dedi.
Öğrenci soğuk bir yutkunmadan sonra Han'ın gözlerine bakmadan " Bu.. Bugünlük... Bugünlük bu kadar. Sadece herkesin kaynaşması için 4 saatliğine büyük bahçede beklenilecek sonra herkes yurtlara." dedi.
"Peki çarşıya çıkabilir miyiz?" dedi Han.
"Ben... Ben bilmiyorum" dedi 4. sınıf öğrencisi.
"Teşekkürler" dedi Han ve yavaşça kapıya yöneldi.
---------------------------------------
"Başbüyücü Maggolor! Başbüyücü Maggolor!" diye koşarak bir hoca başbüyücünün odasına gidiyordu.
Başbüyücü bu esnada bir çeşit büyü yapmak için büyülü çember çiziyordu. Onun adını bağırarak gelen hocanın sesi yüzüne tüm konsantrasyonunu kaybediyordu. Ve bu ses gittikçe yakınlaşmaya ve yükselmeye başlıyordu.
Tamamen konsantrasyonunu kaybedince sinirlendi ve hızlıca odasının kapısını açıp koridora doğru "Ne var be adam! Gökyüzü, yeryüzüne mi karıştı! Ne bu telaş!" bağırdı Maggolor.
Hoca koşarak başbüyücü Maggolor'un yanına gelerek rükû şeklinde eğildi. Bu sayede yorgunluğunu atmaya ve nefesini dengelemeye çalışıyordu.
"Büyücü... Başbüyücü... Efendim... Aelath'ın... 99..." Adam hala nefes nefeseydi. Fakat bir an önce de durumu anlatmak istiyordu. Başbüyücü Maggolor, hocanın durumunu görünce önemli bir şey olduğunu anlamıştı.
"Hadi be adam konuşsana" dedi Başbüyücü Maggolor. Hoca dikeldi ve derin bir nefes aldı.
"Efendim, Bildiğiniz gibi bugün birinci sınıfların yatkınlık testi vardı. Han yani Aelath'ın oğlunun yatkınlık seviyeleri imkansızı zorlayan seviyede. Sonunda bizimde bir süper dahi öğrencimiz oldu." dedi Hoca.
iki eliyle hocanın kollarını tutarak ve heyecandan sıkarak "Süper dahi mi? Yoksa hepsi %85 üstümü?" dedi Başbüyücü Maggolor.
"Evet efendim. Ateş %99, toprak %98, elektrik %97, su %96 ve zihin %86" dedi hoca.
"Hemen krala haber vermeliyim" dedi başbüyücü Maggolor.
"Şey... Efendim bir olay daha var" dedi Hoca.
"Dinliyorum." dedi başbüyücü Maggolor.
"Efendim Han ile soylular arasında sürtüşme olmuş. Han soyluları tehdit etmiş." dedi Hoca üzgün bir ses tonuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Han (1. Kitap)
FantasyBuraya kitabın okunması için çekici laflar, metinler veya şiirler yazabilirim... Fakat benim tarzım değil. Dahası kitapları böyle değerlendirmek hoş değil. Bu bölümde kitap hakkında biraz bilgi vermek yeterli bence. Konusu: Han adlı karakterin f...