Bölüm 93

4.5K 488 60
                                    

Balçık trolü: Fikir amaçlı

----------------------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

----------------------------------

Han ve kızlar, arkalarını döndüğünde karşılarında her saniye daha da büyümekte ve şekillenmekte olan bir buz kütlesi gördüler. Buz kütlesinin büyümesi durduğunda beş metre uzunluğunda, üç metre genişliğindeydi. Herkes şaşkınlık, tedirginlik ve korkuyla buz kütlesine bakıyorlardı.

Buz kütlesi şekillenmeye devam ederken Han ve kızlar, yavaş yavaş nasıl bir canavarla karşı karşıya geldiklerini görmeye başlamışlardı. Bu canavar buzdan bir golemdi. Golemin her yeri çok keskin sivri çıkıntılarla doluydu. Sol eli, üç ton ağırlığında, balyoza benzer buz kütlesiydi. Sağ elinin avucunda ise buz mavisi renginde bir taş gömülmüştü. Canavar, Han ve kızların olduğu yere doğru bakarak yeri titretecek kadar güçlü bir şekilde kükredi. Ses o kadar güçlüydü ki odanın tavanındaki buz sarkıkları yağmur gibi yağmaya başladı. Lura, saniye kaybetmeden ışık kalkanı yeteneğini kullandı ve üstlerine doğru gelen buzdan sarkıkları engellemeye başladı. Han, büyülü sözler yüzüne Lura kadar hızlı olamamıştı. Eğer Lura ışık kalkanını bu kadar hızlı yapmasaydı, Han ve diğerleri zarar göreceği kesindi. Rhene, vakit kaybetmeden buzda goleme saldırmak için harekete geçti. Oja ise büyülü sözler söyleme başlamıştı bile.

Lura sarkıkların düşmesi durur durmaz, yüzüğüne dokundu ve dev bir kılıç çıkardı. Kılıcın ihtişamı göz alıyordu. Sarı kabzası ışıl ışıl parlıyordu. Lura, sıçrayarak golemin karnına doğru kılıcını savurdu. Kılıç sanki kırılmaz, çizilmez bir zemine çarpmış gibi geri sekti. Lura kılıç üstünde ki hakimiyetini toplamaya çalışırken, buzdan golem üç tonluk elini Lura'ya doğru savurdu. Lura kılıç yüzüne manevra yapması imkansızdı. Lura kendine doğru gelen üç tonluk elini görünce gözlerini kapadı. Bir kaç saniye geçmesine rağmen buz kütlesi gelmemişti. Sadece soğuk bir esinti ve farklı bir canavarın bağırma sesi gelmişti. Lura hemen gözlerini açtığında üç tonluk buzdan eli kavramış bir balçık trolü cesedi gördü. Ardından Oja'nın vahşi ve kudurmuş bir yılan gibi çıngırağından çıkan sesleri duydu. Balçık trolü, Buzdan golemi kolundan tutarak havaya kaldırdı ve arkasındaki duvara fırlattı. Han ve kızlar, balçık trolün gücü sayesinde büyük bir umuda kapılmışlardı. Buzdan golem tekrar ayağa kalkarak bir kez daha o güçlü kükreyişini yaptı ve koşmaya başladı. Balçık trolü, kendine doğru koşan buzdan golemi görünce kendisi de ona doğru koşmaya başladı. Ortada buluştuklarında yumrukları birbirine çarptı. Çarpışmayla beraber şok dalgası ve küçük çapta deprem oldu. Çıkan şok dalgası o kadar güçlüydü ki Han ve kızları, birkaç metre geriye sürükledi.

Balçık trolü tekrardan buzdan golemi elinden tutmaya çalıştı fakat buzdan golem daha hızlı davranarak balçık trole sarıldı ve tüm gücüyle sıkmaya başladı. Fakat acı hissetmeyen balçık trolü sağlı sollu yumrukları golemin kafasına geçirmeye başladı. Buzdan golem, balçık trolün darbelerinden pek rahatsız gibi durmuyordu. Acı hissetmeyen iki tane canavarın savaşı son derece vahşileşmeye başlamıştı. Golem sıktıkça trolün vücudundan yeşil yeşil sıvılar patlayarak çıkıyordu. Trol artık goleme vurmak yerine kendini golemin kafasına doğru yaklaştırmak için yukarı çekmeye başladı. Her kendini yukarı çekmeye çalıştığında golemin göbek derisi biraz daha yırtılıyor, etrafa çürümüş iç organlar dökülüyordu. Trol son bir atılım ile kendini çekti ve golemin kafasını devasa ve asitleşmiş salyalı ağzı ile ısırdı. Isırması o kadar kuvvetli bir basınca sahipti ki buz kırılma sesleri yükselmeye başladı.

Han (1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin