Bölüm 9 : Harika Bir Yer

5.3K 387 69
                                    

Gün çoktan doğmaya başladığı için hızlıca okulu bulmaya çalıştım. Gün doğduktan bir kaç dakika sonra okulu bulduğumda insanların bir köşede bir şeylere baktığını gördüm. Oraya doğru ilerlediğimde turnuva sonuçlarını gördüm. Hiç bakmadan oradan ayrıldım. Öğrendiğime göre yeni gelen öğrencilerin sınıfını buldum. İçeriye girdiğimde boş olan bir yere oturdum.

Sınıfa usta diye tabir edilen bir kişi girdiğinde konuştu. ''Ustanız benim, itirazı olan bir velet varsa konuşsun. Yoksa başlayalım!'' diye sinirli bir şekilde konuştu. Adam 2 metre boyunda, yapılı, kahverengi gözlü, kahverengi saçlı ve yakışıklı bir adamdı. Tahminlerime göre ise bu adam çocuklardan hoşlanmıyor. Ama neyse beni ırgalamaz.

''İtiraz olmadığına göre başlayalım. Haftanın farkı günlerinde farklı dersler göreceksiniz. Bu gün ise kaynak hayvanlarını işleyeceğiz'' dedi ve konuşmasına devam etti. Ben ise babamla çoğu hayvanı konuştuğumuz için dinlemeye gerek duymadım. Zaman boşa gitmesin diye de meditasyon yapmaya başladım.  Ama otururken yapıyordum, çünkü hocanın görmesini istemeyiz.

Güneş en tepeye çıktığında ise meditasyonu bıraktım. Hocaya baktığımda ise bana bakarken buldum. Ve sinirli gibiydi. Biraz daha basit hayvanları anlattıktan sonra ''ders bitmiştir!'' dedi ve ardından sınıftan çıktı. Sınıftakilere baktığımda yolda benim ile tanışmak isteyen kızın çevresinde sınıf çoğu vardı ve konuşuyorlardı. Gruplaşma olduğu kesin çünkü bazı kişiler  tekti ve sınıftan çıkıyorlardı. Bende sınıftan çıktım ve evime doğru gitmeye başladım. Yolda ise çocuklar grup grup dolaşıyorlardı. Bunları görünce gülümsedim çünkü gruplaşma çoğu yandan kötüdür. En basiti ise gruplar çok gelişemezdi. Ayrıca onlar sizin yanınızda her zaman olamazlar değil mi?

Eve girdiğimde birkaç sorum olduğu için evde Hendayı bulmak için bağırdım. O ise ''geliyorum'' diye bağırdığında odasında olduğuna anladım ve üst kata çıktım. Odasına girdiğimde Henda aynanın karşısında kendine bakıyordu ve yine üstünde vücudunu belli eden bir elbise vardı.

''Henda sana birkaç soru soracağım'' dediğimde ise o sırıtıyordu. Ben ise umursamayarak sorumu sordum. ''Okulun derslerine girmek zorunlu mu?'' dediğimde o da bana bakarak konuştu. ''Değil ama o derslere girmezsen gelişemeye bilirsin. Eğer altı ayda 1 seviye atlayamaz isen okuldan atılırsın. Yani girsen iyi olur'' dedi. Ben onun ilk dediği kelimeden sonrasını umursamamıştım zaten. Sonrasında tekrar sordum. ''Hangi günler hangi dersler oluyor?''

''İlk gün kaynak hayvanları, ikinci gün enerji yönlendirme, üçüncü gün sınıf içi antrenmanlar, dördüncü gün silah kullanımı, beşinci gün savaş esnasında yapılması gerekenler, altıncı gün ise sadece meditasyon'' dediğinden sonra ben bir daha sordum. ''Peki okuldan bir süreliğine ayrılabilir miyiz?''  ''Ayrılabilirsin ama izin alman gerekir'' dediğinde ben odasından çıktım ve kendi odama girdim.

Üstümü değiştirdim ve odamdan çıktım. Henda'nın dediğine göre izin almam gerekiyormuş, bende bunun üzerinden diğerlerinden daha gösterişli olan binaya doğru ilerlemeye başladım.  Binaya baktığımda diğer binalardan farkı açıkça belli oluyordu.  Diğer çoğu bina kahverengi ve sade iken ana bina siyah ve işlemeliydi. Birde büyük olduğunu unutmamak gerek.

İçeri girdiğimde direk olarak bir hizmetçiye yöneldim. ''Yaşlı Won nerede?'' diye sordum. Hizmetçi ise ''beni takip et'' işareti yaptı ve yürümeye başladı.  Merdivenleri çıktıktan sonra sağa döndük ve çıkan ilk kapının önünde durduk. ''Burası'' deyip,hizmetçi geldiği yönden geri döndü. Bende kapıyı tıklattım. ''Girin!'' diye gür bir ses odadan yankılandığında, bende yavaşça içeriye girdim.

Yaşlı Won bana 'Ne oldu?' der gibi bir ifade ile bakarken bende konuştum. ''Efendim, okuldan bir süreliğine ayrılıp kendini ormanda geliştirmek istiyorum.'' dedim. O ise sakince ''İzin veririm, ama 2 gün sonra turnuva var katılmayacak mısın? Katılmayacak isen izlemeni öneririm.'' dedi. Ben ise düşünmeden ''gerek yok efenim. Vakit kaybetmek istemiyorum.''

UnighedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin