Beyler toplu geldi 😂. Bu bölümleri kitabıma 2 hafta önce yazdım. Buraya 2 hafta sonra attım. Neden bilmiyorum. Çok uyuşuğum galiba neyse iyi okumalalar...
•••••••
Bir simyacının bodrumunda, büyük bir odada iki kişi bir kolyeye bakıyorlardı. Kolye şu anda düşündükleri tek şey idi. Kolye oluştuğunda yaşanan şaşkınlık olağan üstüydü. Hævn pek bir şey anlamamış olsada, ustası çok şaşkındı ki belli bir süre konuşamamış, hareket dahi edememişti. Bunların dışında şaşıran, aklı karışan tek ikisi değildi. Başka biri daha vardı.
Hævn'ın babası bütün durumu en ince ayrıntısına kadar incelemiş ama bir sonuç çıkaramamıştı. Simyacılıkta engin bir bilgi birikimi olmasada, çoğu simyacıdan çok fazla şey biliyordu. Bu bilgilerin içinde tabiki simyacı kolyesi ile ilgili bilgiler vardı. Bu bilgileri şu an kullansa da bu durma bir açıklık getirememişti. İki renk bir simyacı kolyesinde olmazdı. Bir renk olur o renklerde ya bir anlam yada bir seviye içerirdi. Bu renklerden biri siyahtı ve seviye belirliyordu. Diğeri ise beyazdı. Bunun bir anlamı olmalıydı ama bulamıyordu. Bir anlamı, bir işlevi olmayacağını düşünmüyordu. Boşa oluşmuş olamazdı. Ne olduğunu düşünürken yorulmuştu bile, çünkü kendini o kadar çok zorlamıştı bulmak için. Sonuç olarak eline hiçbir şey geçmemişti.
Hævn'ın da kafası karışıktı. Hiçbir şey anlamamış, bir yorum çıkaramamıştı. Babasına sormak istemişti ama daha sormadan babası "bir bilgim Yok" diye cevap vermişti. Böyle bir şeyi duyunca ilk olarak şaşırmıştı. Babasının bir şey bilemeyeceği düşüncesini aklına sokamıyordu. Daha sonra ise babasının her şeyi bilemeyeceğini anlamıştı. Kendiside bu şeyleri kendi yalan yanlış bilgileri ile çözemeyeceğini bildiğinden yeltenmemişti bile. Daha babası bilmezken kendisinin bilmesi garip olurdu. Belki bu durum ileride değişebilirdi ama belki.
Ustasının kendi kendine konuşma sesi ile odak noktası ona kaymıştı. "Neyse bu konuyu sonra düşünürüz. Senin şimdi kolye ile birleşmen gerekiyor" demiş ve susmuştu. Hævn bu işlemi nasıl yapacağını bilmiyordu. Açıkçası garipte geliyordu. Nasıl bir kolye ile birleşebilirdin ki. "Nasıl yapacağım?" Diye sormuştu. Ustası ise ona bakarak gülümsüyordu. Gülümsemesinde bir şerefsizlik varmış gibiydi. "Bunu yaptıktan sonra canın biraz acıyacak" demiş ve aynı şekilde yine gülümsemişti. Bunu söylerken, canının yanmasından zevk alacakmış gibi söylemişti. "Yapman gereken kolye ile birleşmek. Onu sanki senmişsin gibi düşünmelisin. Onunla birleşmek için, onun en önemli organınmış gibi düşün sanki hayatın ona bağlıymış gibi düşün. Onunla bir ol..." diye konuşmuştu. Konuşmasının sonlarına doğru sesi biraz kısılmış, ardından hiç bir şey demeden susmuştu.
"Evlat, sadece onu en saf biçimde hissetmeye çalış" dedi babası. En sade ve açıklayıcı bir biçimde açıklamıştı. Hævn bunları duyunca biraz da olsa bir şeyler anlamaya başlamıştı. Hızlı bir biçimde olduğu yerde meditasyon pozisyonuna geçmişti. Onu en saf bir biçimde hissetmeye çalışıyordu. Onu hissetmeyi büyük bir arzu ile istiyordu. Zaman geçerken ustası da onu izliyordu.
Yaklaşık olarak yarım saat geçtiğinde, Hævn az da olsa bir şeyler hissetmeye başlamıştı. Hissettiği şeye tutunmaya çalışıyor ve daha çok hissetmek için uğraşıyordu. İyice konsantre olmuş, her şeyi ile kolyeyi hissetmek için uğraşıyordu. Resmen kendini soyutlamış çevresindeki hiçbir şeyi hissedememeye başlamıştı.
Bu arada onu izleyen ustası, bu işin kolay olmadığını uzun süreceğini bildiği için ordan ayrılmaya karar vermişti. Kendisi kolyeyi hissetmek için çok uğraşmıştı, kendiside buralardan geçmişti, biliyordu nasıl olduğunu. Hævn'ın da çok uğraşacağını tahmin ediyordu. Ama onu tahmin edemediği bir şey vardı. O da Hævn'ın babasıydı! Bilgisi ve tecrübeleri ile ona yol gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unighed
FantasíaHer şeyin yalan olduğu, güçlünün güçsüzü ezdiği bu dünyada eşitsizlik,öfke,intikam,sevgi, nefret ve ihanetin arasında kalmış bir adam. Unighed'de bilinmeyen, keşfedilmemiş yerler ile dolu bir yerdi. Ve böyle bir yerde.. İntikam uğruna herşeyini ve...