Hævn, pelerininin kapüşonunun altından gülüp, sahneye geri dönmüştü. Bazı kişiler çıkıyor, bazıları iniyordu.
İnenlerin bazıları mutsuz, bazıları ise hayatının dönüm noktasını yaşadığını düşünerek, mutluluktan havalara uçuyordu.
Genelde mutsuz olanlar halktandı. Genelde başarısız oluyorlar, arada bir başarılı olanlar ise mutluluktan havalara uçuyordu.
Soylu kesim ise geçse de kibirlerinden ödün vermiyor, her şeyi normal karşılıyorlardı.
Sıra yavaş yavaş ilerliyor, ilerledikçe ise iki kardeş geriliyordu. Hævn'ın önünde yeteneklerinin iyi olmasını umuyorlardı. Vasat bir yetenek ile ilerde ona yardım edemezlerdi.
90..91
92..93
95..96....
En sonunda ise yüzüncü kişi çıkıp başarısız olmuştu. Şu an okula girebilen sayısı yüz kişi arasında 20 kişi bile değildi. Binlerce kişi seçmelere katılacağından bu normal, hatta yüksek bir rakam olarak görülüyordu.
"Sıradaki!"
Sıra Tahon'a gelmişti. Gerilmekten kasları ağrımış olacak ki, oturduğu yerden bile kalkarken, yüzünü buruşturmuştu.
"İyi şanslar abi!"
Sevinçle abisi için Fuhan, sesinin fazla çıkmasını umursamamıştı.
Hævn ise gerçekten bu ikilinin yeteneğini merak ediyordu. İyi mi? Normal mi? Vasat mı?
Tahon sahneye yürüdükçe, üçlü merak ettikleri şeye biraz daha yaklaşıyordu.
Sonunda sahneye çıkan Fuhan, taşa yöneldi ve bıçağı eline aldı.
Bıçağa bir süre bakıp, iç geçirdikten sonra, elini kesip, kanı taşa akıtmıştı...
İSİM: Tahon
TÜR: Savaşçı
SEVİYE: Kriger-3
POTANSİYEL: Yüksek
ELEMENTSEL YATKINLIK: Su
RUH ACVILIĞI: Yok
RUH: Bitki Ruhu- Umphe Seviye
MESLEK: Yok
EK BİLGİ: Yok
Seyirciler şaşkındı. Potansiyeli iyi ama seviyesi düşüktü. Nasıl oluyordu bu? Ama buna kafa yormadan elementsel yatkınlığın su olmasına şaşırdılar. Büyücü olmayı, savaşçı olarak belirli büyüler yapabilen az sayıda kişi vardı. Yatkınlık olmadan, büyü yapmak imkansızdı. En azından bu çağda öyleydi.
Su elementine sahip bir savaşçı ise, yenilmez sayılabilirdi. Suyun besleyici bir doğası vardı. Yaraları iyileştirme özelliği, savaşçılar için çok uygundu. Yaralayamadığın biriyle savaşmak iyi olmayacağından, genellikle, su elementine sahip savaşçılardan uzak durulurdu.
Ayrıca Bitki ruhu da vardı, ama ruh avcısı değildi. Ruh avcısı olmadan, bitki ruhunu geliştiremezdi. Ona getirisi sadece, ruhunun ve iradesinin biraz daha güçlü olması olurdu.
Tahon içten içe sevinirken, Hævn'dan öğrendikleri üzere yüzlerine bir şey yansıtmıyordu. Yavaşça ikinci testin olacağı yere gitmiş, hemen direnmeye başlamıştı.
Bu sırada, görevli zamanı tutuyordu.
Belirsiz bir zamanın ardından daha fazla dayanamayan Tahon, dizlerinin üstüne çökmek zorunda kalmıştı. Kafasını görevliye çevirdiğinde ise, görevlinin ağzını hareket ettirmeye başladığını görmüş, pür dikkat onu dinlemeye koyulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unighed
FantasyHer şeyin yalan olduğu, güçlünün güçsüzü ezdiği bu dünyada eşitsizlik,öfke,intikam,sevgi, nefret ve ihanetin arasında kalmış bir adam. Unighed'de bilinmeyen, keşfedilmemiş yerler ile dolu bir yerdi. Ve böyle bir yerde.. İntikam uğruna herşeyini ve...