Bölüm 22: Hayaller ile Uyumak

4.4K 273 36
                                    

Hævn okuldan ayrıldıktan sonra Yedi Krallıklara doğru ilerlemeyi planlıyordu. Geze geze oraya gitmeyi planlıyordu. Giderken de güçlenmeyi hedeflemişti ancak babası, ona kılıç eğitimi hazırlamıştı. Yarın bu konuyu babası ile konuşacaktı. Yarından sonra kılıç eğitimine başlayacaktı. Yarından sonra olmasının sebebi, önündeki bir günde buradan uzaklaşması gerektiği içindi. Eğer okuldan kaçtığını anlarlar ise sıkıntı oluşabilirdi. Aslında orayı yıkarak ayrılmak isterdi ama şu an onu yapacak gücü yoktu. Kaçtığı anlaşılırsa ve onu arayıp bulurlarsa, karşı koyacak gücü yoktu. O yüzden hızla buradan uzaklaşması gerekiyordu.

•••••
Bir gün sonra yeterince uzaklaştığını düşünüp, bir ormana girmişti. Bir gündür aralıksız en hızlı şekilde ilerlediği için çok yorulmuştu. O yüzden hiçbir hayvan ile uğraşmayarak, mağara aramaya koyulmuştu. Mağarayı bulduğunda ilk önce yemeğini yemiş ardından ise meditasyon pozisyonuna geçip biten enerjisini yenilemeye başlamıştı. Bunun yanında babası ile konuşmaya hazırlanıyordu. "Baba eğitimi nasıl yapacağız?" Diye sorduğunda babasının cevabını beklemeye koyulmuştu.

Babası yine konuşmaya başlamadan önce bir miktar gülmüştü. "Evlat sana eğitim yaptırmaktan hoşlanmaya başladım. Zorlanman hoşuma gitmiyor değil hani. Bu eğitim zor olsada, senin başarabileceğine inanıyorum. Bu eğitimde sınırlarını zorlayacağız. Sen Yedi Krallıklara doğru ilerlerken eğitimini yapacağız. Sen yolun yarısına kadar kılıcını sırtında taşıyacaksın. Onu hiç çıkarmayacak, hep onun ile yaşayacaksın. Bir tehlike ile karşılaşılaştığında, mesela bir kaynak canavarı, onun ile savaşmayacaksın. Bunun yerine ondan kaçacaksın. Eğer ormanın dışından ilerleyeceksende, tehlike olmayacağı için koşmaya takatin kalmayıncaya dek koşacaksın. Hava kararmaya başlayınca ise duracak bir kayaya vurabildiğin kadar, kılıç ile vuracaksın. Bunu yaptıktan sonra ise sana kılıç eğitimi için verdiğim kitapta ileriki safhalar için olan kılıç eğitimini öğrenmeye çalışacaksın. Kitaptaki hareketleri bire bir tekrarlayacaksın. Buna üç saat civarı çalışacaksın. Ardından ise kutsal dili öğrenmek için verdiğim kitaptan, kutsal dili öğrenmeye başlayacaksın. Kutsal dil ileride lazım olabilir, bu yüzden en kısa sürede öğrensen iyi edersin. Bu anlattıklarım eğitimin ilk yarısı içindi. Eğitimin diğer yarısına geçmen gerektiğini ben sana zamanı geldiğinde söyleyeceğim. Eğitimin diğer yarısında, yapacağın şey nerdeyse birinci eğitim ile aynı. Tek fark onda tehlikelerden kaçmayacak, savaşacaksın. Her gün hayvanları kılıcın ile avlayacak, onların çekirdeklerini alacaksın. Eğitim bu kadar, eğitimin dışına çıkmadan istediğin her şeyi yapabilirsin" dediğinde Hævn biraz da olsa rahatlamıştı. Eğitim beklediği kadar zor değildi. Kendisinin ölmek isteyeceği kadar zor bir eğitim olduğunu düşünmüyordu.

"Yarın sabah eğitime başlayacaksın, iyi dinlen" demişti babası. Bunu bir ima ile söylemişti. Arkasından gür bir şekilde gülmesi, açıkçası Hævn'ı biraz ürkütmüştü. Babası demese bile hemen yatacaktı. Yapmamasının tek sebebi eğitiminin nasıl olacağını duymak istemesindendi. Babasına bir şey demeden, mağarada yatmaya alışık olduğundan bir köşeye kıvrılmıştı.

Sabah olduğunda Hævn kılıcın kınını sırtına sıkıca bağlamakla meşguldü. Kılıç Hævn'ın boyunda biraz daha olduğundan, kılıç yere değmemesi için kını çapraz şekilde sabitlemeye çalışıyordu. Sağ omzundan başlayan kının ucu sol kalçasına doğru uzanıyordu. Bir zaman sonra bağlama işini bitirdikten sonra, kılıcı yüzüğünden çıkarmıştı. Kılıç yerde öylece dururken, Hævn gözüne oldukça asaletli görünmüştü. Hævn kılıca bakarak gülümserken, kılıcın kabzasından tutmuştu. Kendine doğru çekip kaldırmaya çalışıştığında, kılıç bir santim bile yerinden oynamamıştı. İlk olarak şaşırsada sonrasında yeteri kadar güç uygulamadığını düşünmüştü. Tüm gücü ile bir kez daha asıldığında, durumda hiçbir değişiklik olmamıştı. Kılıç bir santim bile yerinden kımıldamamıştı. Hævn şaşkınlıktan kılıcın kabzasını bırakmıştı. Kılıcın ağırlığı karşısında hayrete düşmüşken, onu nasıl kullanacağını kara kara düşünüyordu. Kılıç adının hakkını vermişti. Çok ağırdı! Kılıcı her kaldırmak istediğinde, ağırlığını bir kez daha anlamıştı. Kılıcı kullanma umudu, ağırlığını bir kez daha anladığı her zaman yavaş yavaş azalıyordu.

UnighedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin