Bir at arabası dingin yolda ilerliyordu. Arabanın içinde üç kişi bulunuyordu. Bunlar tabiki Wevu Krallığından ayrılan, Hævn ve iki kardeşti.
Qstu ile konuştuktan sonra, Hævn ayrılmaya karar vermişti.
Ancak ayrılacakları sıra Aruis, gitmek istedikleri yere Kraliyet Arabası ile gidebileceklerini söylemiş, Hævn durmamış kabul etmişti.
Şimdiki rotaları ise Tsha Krallığındaki, Kuyin Akademisiydi. Bütün kıtada oldukça ünlü olan bu akademi, en iyi akademiler arasına giriyordu.
Hem savaşçı, hemde büyücülük üzerine verdikleri eğitim ve güzel bir yaşantısı olan bu akademi, bazı İmparator Klanlarının bile tercihiydi. Oldukça yetenekli öğrencilerin bulunduğu bu okula ise girmek tabi ki kolay değildi.
Yeterince yetenek ve para gerekiyordu.
Para sıkıntı değildi, ancak üçlü yetenek konusunda endişeliydi. Ancak Hævn yüksek miktar para ile bir sorun kalmayacağını düşünüyordu. Sonuçta yetenek de biraz para ile ört bas edilebilirdi.
Ama tabi ki kıtanın kısaltılmış adını almış bu akademi, en iyi akademi kabul edilmiyordu. Sadece bir elin parmakları kadar olan bir kaç akademi, sıralama olarak Kulin akademisinin önündeydi.
Ancak böyle bir Derecesi olan okulun bile, gereksinimleri aşırı yüksekti. Ayrıca gereksinimleri para ile kapatabileceğiniz tek akademiydi. Diğer akademiler, kesinlikle hiçbir taviz vermiyorlardı.
At arabası krallıklar arası belirlenen ve korunan yolda sakince ilerliyordu. Ne zaman at arabası bir kişinin veya bir yerleşkenin yanından geçse, insanlar Kraliyet arabasına hayranca bakıyordu.
At arabası bir gün bile durmamış, yoluna devam etmişti. Hævn bu zaman boyunca meditasyonda kalmış, iki kardeşe de aynısını yapmalarını tembih etmişti.
Şu an ki seviyesinde bir iki gün aç durabilirdi, ancak o iki kardeşle yemekte biraz vakit geçirmek için onlara her zaman katılıyordu.
At arabası yavaş yavaş ilerlemiş, hedefindeki şehrin surları görünmeye başlamıştı. Yaklaştıkça büyüyen o surlar, insanda sanki yıkılmayacakmış hissi uyandırıyordu.
Yavaşça kapıya yaklaşan Kraliyet at arabası, kapıdan hiç duraksamadan girmiş, hiç bir kontrol olmaksızın geçebilmişti. Kraliyet at arabasının getirilerinden biri de buydu.
Hævn normal bir şekilde gelseydi bu şehre, bir sürü sorun yaşayacağını biliyordu.
At arabası yolun bir kenarında durmuştu. Artık Hævnların inme vakti gelmişti.
Hævn ve iki kardeş arabadan inerken, yolda olan halk ve birkaç soylu onlara bakıyordu. Kraliyet arabasından inen bu gençlerin kim olduğunu, hangi krallıktan geldiklerini anlayabilmişlerdi. Wevu Krallığından gelen, üç soylu genç...
Hævn ve iki kardeş, Tsha Krallığının başkent şehrine bakarlarken, oldukça etkilenmişlerdi. Hævn hala yüzünde umursamaz ve soğuk bir ifade taşırken, çok dikkat çektiklerini biliyorlardı.
İki kardeş at arabasını kullanan adamın yanına gitmiş, teşekkür etmiş ve onu geri yollamışlardı. Hævn'ın böyle bir şey yapmayacaklarını biliyorlardı.
İki kardeş, bu büyük, ışıl ışıl olan şehre bakarlarken, kanları kaynıyordu. İçlerinde büyük bir heyecanın yanında, akademiye girememe ihtimali yüzünden bir parça da endişe vardı.
Oldukça canlı olan bu Tsha Krallığının ismi ise, burada olan akademi sayesinde, oldukça bilinir ve popülerdi. Tsha Krallığının baş kenti, Seria. Her türlü eğelencenin olduğu bu şehirde, insanlar oldukça mutlu ve rahat bir şekilde yaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unighed
FantasyHer şeyin yalan olduğu, güçlünün güçsüzü ezdiği bu dünyada eşitsizlik,öfke,intikam,sevgi, nefret ve ihanetin arasında kalmış bir adam. Unighed'de bilinmeyen, keşfedilmemiş yerler ile dolu bir yerdi. Ve böyle bir yerde.. İntikam uğruna herşeyini ve...