Bölüm 62: Kaç!

1.7K 151 14
                                    

Bulunduğu seviye belki orta saha için çok yüksek değildi ama sahip olduğu seviyenin açığa çıkardığı güç, buraya ayak uydurmasını sağlayabilirdi.

Nasıl olsa sahip olduğu seviye asıl gücünü belirlemiyordu.

Yaptığı eğitimler sayesinde, hem gücü hemde hızı olması gerekenden fazlaydı. Buradaki yetenekli öğrenciler ile uğraşamayacak olsa da onları kolayca atlata bilirdi.

Şimdilik, sadece yapacağı eğitimi düşünmekle meşguldü.

Yapacağı şey seviyesini arttırırken, hançer ve diğer eğitimlerini de atlamamak olacaktı. Tabi bunun yanında "Karanlığın Hükmü" de vardı.

Hala kayda değer bir ilerleme kaydedemediği bu tekniğe hırs yapmıştı. Çok garip bir teknik olmakla kalmıyor, ayrıca öğrenilmesi de oldukça güçtü.

Ama bunca çabaya değecek bir şey olduğunu düşünüyordu.

Ne yazık ki tekniğin sadece üç aşaması vardı. Geri kalan kısım ya kayıptı yada tekniğin yaratıcısı tekniği tamamlayamamıştı. İkincisi pek ihtimal dahilinde değildi tabi.

Bunca anlayış ve bunca bilgiyi bir teknikte bir araya getiren kişi oldukça güçlü biri olmalıydı. Yani olası bir kötü durumla karşılaşmış olma olasılığı oldukça güçtü. Geriye tek büyük ihtimal ise kayıp olması kalıyordu.

Tekniğin önceki sahibi Marqus'un tekniği nereden bulduğunu bilseydi daha iyi bir çıkarım da yapabilirdi tabi. Her şeye rağmen, tekniğin akıbeti belli olmasa da, daha birinci seviyeye kadar bile geliştirememiş olması, bunları düşünmemesi gerektiğini belirtiyordu.

Dumanların arasında, bunları düşünürken Hævn, kendini dumanların o garip ama çekici kokusuna bırakmıştı. Şu an  ne düşünüyor, ne de geleceği umursuyordu. Yaptığı tek şey, o andan keyif almaktı.

Sonuçta, bazen en kötü insan bile bir an keyif almalıydı Hayattan, yoksa yaşamak için ne sebep kalırdı ki?

•~•

Güneş yüzüne vururken, uyuya kaldığı yerden kalkmıştı. Yanında bulunan camdan aleti yüzüğüne koyarken, suratsız ifadesi yerine oturmuştu.

Bu gün yapacağı ilk iş, eğitimini yapacağı, orta sahanın ormanına gitmek, kendine orada güzel bir yer bulmaktı.

Zaten buraya sadece rekabet olsun diye gelmişti ancak ona da çok ihtiyaç duymayacak gibiydi. Zaten çekirdek öğrenci olmasına pek bir ilgisi yokken, orta sahada kalmayı sürdürmeyi düşünüyordu.

Burada çok da insan yoktu nede olsa, rahatça yapabilirdi eğitimin. Okulun tekniklerine de pek bir ihtiyaç duymadığı düşünülürse kendini sadece seviyesini yükseltmeye ve elindeki teknikleri geliştirmekle meşgul edebilirdi.

Ayriyeten okulun iyi tekniklerinin de orta saha öğrencilerine sunulacağını düşünmüyordu. Okulun temelini oluşturan tekniklerin, ya çekirdek öğrencilere veriliyor olması yada ücret veya yüksek bir görev meseleleri ile orta saha öğrencilerine verildiğini düşünüyordu.

Çekirdek öğrenci olmak çok güçken, görevlerin de kolay olduğunu düşünmüyordu.

Çekirdek öğrenci olacak kadar güçlendikten sonra da burada durmayı planlamadığı için, hiç düşünmemişti bile teknikleri. Çok üşengeçti.

Evdeki işleri hallettikten sonra, yavaşça dışarı çıkarken, izlendiği hissine de kapılmamış değildi.

Sırıtarak yürürken, ormanın olduğu taraf olarak düşündüğü yere ilerliyordu.

UnighedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin