Bölüm 65: Antrenman

1.7K 127 29
                                    

Yks'ye girmiş bütün arkadaşlarıma geçmiş olsun diyorum. İnşallah emeğinizin ve isteklerinizin karşılığını alır, istediğiniz yere gidebilirsiniz. Tekrardan geçmiş olsun.

•••••

Bir yerde sıkışıp kalmak, ne kadar da kötüdür. Ordan istesende ayrılamamak, kalmak zorunda kalmak..

Hævn, ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyordu. Takılıp kalmıştı bu mağarada. Dışarıdaki tehlikedense, en azından burası güvenliydi. Rahatsız edici derecede nemli olsa da en azından rahatlıkla uyuyabiliyordu.

Boş zamanlarını da gelişime ayırmıştı. Vücut iksirini kullanmayı bir hafta önce bırakmıştı. Çünkü; kullanırken çektiği acı azalmış, verdiği faydalar yok denecek kadar kaybolmuştu. Bu iksirden elde edeceği faydaların hepsini elde etmişti.

Hala yüzüğünde bir kaç şişe daha iksir bulunsa da, saklamayı sürdürüyordu. Zaten babasının söylediğine göre, yapabileceği en iyi iksir de buydu. Daha iyilerini yapabilmek için, simya olarak seviyesi ve deneyimlerini arttırmalıydı. Aslında Hævn şu an simya seviyesini bile bilmiyordu. Belki ilerleme kaydetmiş olabilirdi ancak simya seviyesi kolye ile alakalı olduğundan pek bir şey hissedememişti.

Bunun yanında buradaki göletin az da olsa yenileyici özelliğini keşfetmişti ve bunun kristallerden olduğunu düşünüyordu. Ama hiç araştırmaya kalkmamıştı. Çünkü ondan fazlası ile yaralanıyordu. Araştırıp, bozmak istemiyordu.

Sonuçta, dışarı çıkıp savaştığında yaralarını daha hızlı iyileştirmenin yoluydu o gölet.

Aslında birkaç defa kaçmayı denemişti ormanın bu derinliklerinden, ancak hiç de kolay değildi. Artık baykuşla daha rahat savaşa bilsede, lanet hayvan pes etmiyordu.

Birkaç defa kaçmaya kalkışmıştı ve sonucu da birkaç yeni yara olmuştu.

Baykuş, kaçabileceğini anladığında, çevreden hayvanları onun peşine takmıştı. Hævn'ın baykuşdan bile güçlü bu hayvanların elinden kaçması hiç kolay olmamış, gerisin geri dönmüştü bu mağaraya birkaç defa.

Baykuşu öldürmeyi, en azından pes ettirmeyi düşünse de işe yaramamıştı. Resmen öldürmeye ant içmiş gibiydi. Kendi yapamasa da peşine taktığı hayvanlarla bu pek zor değildi.

Hævn hançerle birkaç yara daha açmıştı baykuşa ama hiç öldürme şansı geçmemişti eline, iyi savunuyordu kendini baykuş.

O yüzden o da güçlenip kaçabileceği zamana kadar, bu zamanları antrenman bilmişti. Baykuş ve diğer hayvanlarla savaşıyor, kendini zorluyordu. Sonrasında kaçıyor mağarada devam ediyordu eğitimine.

Hançer eğitimine hala devam ediyordu, 'Karanlığın Hükmü'nden. Baya geliştirmişti kendini. Daha hızlı ve anlık olmaya çabalıyor, şaşırtıcı hamleler üzerinde duruyor, hançerle yapılan el oyunlarına alışmaya çalışıyordu.

Bunun haricinde hançerle yaptığı çalışmalardan uygulayabileceklerini ağır kılıç sitiline ayarlamaya çalışıyordu. Baya zordu. Ağır Kılıcı hançer gibi hafif ve çevik kullanmaya çalışmak. Çoğu hareketi yapamazdı zaten ama o daha çok, en az verimle daha fazla hasar vermeye yollarına çalışıyordu. Kılıcını daha atik ve etkili kullanmaya çalışıyordu. Hava direncini azaltmaya çalışıyor, kendi uydurduğu yeni sitiller deniyordu.

Tabi bunun sonuçları da bazen kötü oluyordu. Yeni bulduğu sitilleri hayvanlar üzerinde savaşarak denerken, kendinden güçlü hayvanlar karşısında, çok ciddi olmasa da baya bir yara almıştı.

UnighedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin