Bölüm 42: Sattım!

2.4K 232 19
                                    

Herkesin ayağa fırladığı salonda, oturan sadece üç kişiydi. Bu kişiler tabiki müzayedeye böyle bir şey çıkacağını bilen Hævn ve iki kardeşten bir başkası değildi. Sebep oldukları karmaşaya bakarlarken, şerefsizce gülümsüyor, farklı şeyler düşünüyorlardı.

O an imparatorlar düşünemez haldeydi. Aruis ise bu kılıcı buraya kimin koyduğunu düşünüyordu.

Salondaki kalabalığın şaşkınlığını görünce, müzayedeyi sunan kadın çarpık bir şekilde gülümsemiş, ve insanları merakta bırakmamak için anlatmaya devam etmişti.

"Bu kılıcın üzerindeki dünlerden biri karışım rünüdür. Bildiğiniz gibi karışım rünlerinde bir çok çeşit rün olur ama, buna karşılık etkileri azalır. Ama bizim incelemelerimize göre, bu kılıçta hiçbir etki kaybı olmadığı kınısına vardık. Bu karışım rünü, keskinlik ve dayanıklılık rünlerini içinde barındırıyor.

Diğer bir rün ise boşluk rünü! Bu rün kılıcın içinde boyutsal yüzükler gibi bir boyutun açılmasını sağlıyor, ve bir şeyler depolamamıza olanak sağlıyor.

Bunun yanında Ukum seviye olan bu kılıcın yapıldığı metali tespit edemedik, ancak oldukça keskin ve dayanıklı olduğuna şüphemiz yok. Şu anki zamanda en yüksek seviyeli silahın Loerd seviye olduğu düşünülünce, bu kılıç bir çok kişi için çığır açabilir nitelikte!"

Kadın konuştuktan hemen sonra, salonda bir hengame kopmuş, kadın erkek demenden hepsi bu kılıç hakkında bağırıp, konuşmaya başlamıştı. Bu insanlara İmparatorlar da dahildi. İmparatorların bazıları yanında çok para getirmediği için yakınıyor, bazıları fazladan getirdiği için seviniyordu.

Sevinenlerden biri de Kildeydi. Yanında getirdiği parayla bu Kılıcı alabileceğini düşünüyordu. Bu kılıcı almak artık kişisel r mesele değil, imparatorluklar arası bir meseleydi. Kim rakibinin güçlenmesini isterdi ki?

Kilde ise hem bunu kendi imparatorluğu için istiyor hemde şu anda oldukça yetenekli olan yedinci oğlu için istiyordu. Oğlunun çok yetenekli olduğunu biliyordu ve bu Kılıç onun için biçilmiş kaftandı. Bu sayede oğlu diğer oğulları arasında bir sıkıntı yaşamadan veliahtı olacak, ardından ise hiç sıkıntı yaşamadan imparatorluğun başına geçecekti. Bunlar olurken imparatorluğun güçleneceği de düşünülünce, sınırlarının büyütülmesi kaçınılmazdı.

Üzülenlerden biriyse Baneydi. Yeterli parası olmadığı düşünüyordu. Büyücü olarak ün salmış olsalarda, rakiplerinin karşısında ezilmemek için bu kılıcı almak istiyordu.

Rag ise sevinçliydi. Kendisi için bu Kılıcı almayı planlıyordu. Sonuçta imparatorluğun hazinesinin çoğunu yanında taşıyordu, Burada kim onla boy ölçüşe bilirdi. Birde ekonomi olarak en iyi imparatorluk oldukları düşününce, sıkıntı olmadan bu kılıcı alabileceğini düşünüyordu. İlk defa cimriliği ve kimseye güvenmeyişi bir işe yaramıştı.

Qstu ise hiçbir şey hissetmiyordu. Kılıcı alasa da imparatorluk çok bir ileri gitmeyecekti. Onun aklı hala yaprak ve çiçekdeydi. Ama hala bu Kılıç için teklif verebilir, diğerlerini zarara uğrata bilirdi.

Ortalıkta çeşitli entrikalar dönerken, Hævn sessizdi. Aruis ise kimin bu kılıcı buraya koyduğunu düşünmeyi bırakmış, Chao ya sormuştu. O ise bilmediğini dile getirince iyice kafası karışmıştı. Güzel yüzündeki bu düşünceli hal oldukça yakışıyordu ona.

"Bu kılıç bizim son parçamız! Açılış fiyatı ise 250.000 Kırmızı Kaynak Altını! Minimum artış fiyatı ise 50.000 Kırmızı Kaynak Altını! Satış başlasın!"

Kadın bu kelimeleri sarf ederken oldukça heyecanlı gözüküyordu. Etrafa bir göz atmış ondan sonra teklifleri dinlemek için sahnenin bir köşesine çekilmişti.

UnighedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin