Malia'dan
Salondan hızla ayrıldığım zaman üstümü değiştirmek adına soyunma odasına ilerlemiştim.
"Hey Malia bir saniye bekler misin?"
"Karen, kızlar soyunma odasına giremezsin." Dediğimde kapıda durup içeri bakmıştı.
"Girmiyorum bak." Dediğinde göz devirmiştim.
"Bak açık konuşayım güzel bir kızsın ve insanı etkiliyorsun ama eğer bunu yanlış anladıysan hemen dersleri bırakabiliriz."
"Eğer yanlış anlamış olsaydım şu an nefes alıyor olmazdın."
"Tamam o zaman anlaştık değil mi? Bu arada ben üstümü nerede değişeceğim?"
"Yan tarafta erkekler için soyunma odası var orada değişirsin."
"Teşekkürler."
Karen yanımdan ayrılırken bende sonunda üstümü değiştirmiştim.
Hızlıca da soyunma odasından çıkarken tekrar Karen ile karşılaşmıştım.
"Sen hala gitmedin mi?"
"Şimdi gidiyorum işte. İstersen seni evine bırakabilirim."
"Eve gitmeyeceğim, bir arkadaşımın yanına gideceğim."
"Oraya da bırakabilirim."
"Karen şansını zorlama."
"Tamam pekala."
"Hala buradasın."
"Çünkü ücreti vermedim."
"Ne ücreti?"
"Bana bedava mı eğitim vereceksin?" Deyip elini cebine atmıştı.
"Paranı istemiyorum."
"Malia saçmalama."
Parayı çıkarıp bana uzattığında ona alayla gülmüştüm.
"Çek şu parayı."
"Malia şunu alır mısın?"
"Paranı istemiyorum, yaptığım bir şey yok burada."
"Bu parayı almazsan seni rahat bırakmam bugün."
"Öyle mi?"
"Evet öyle."
Parayı elinden çekip almıştım.
"Teşekkür ederim." Dediğinde parayı yırtıp ona doğru fırlatmıştım.
"Artık gidebilirsin."
Yanından geçip gideceğim sıra kolumu tutup beni durdurmuştu.
"Seninle normal konuşuyorum, beni terslemek zorunda mısın?"
"Hayır ama hoşuma gidiyor."
"O zaman şöyle diyeyim Malia, bir daha benle bu şekilde konuşursan bende seninle aynı şekilde konuşurum."
Kolumu bırakıp yürümeye başladığında biraz şaşırmış olsam da çenemi kapalı tutmuştum. Şu an onunla uğraşmaya devam etmek istemiyordum.
Çünkü Katherine'in yanına gitmem gerekiyordu.
Austin öldüğünden beri onun yanında kalıyordum. Ama yavaş yavaş kendini topluyordu.
Okuldan ayrıldıktan sonra bir pastaneye uğradım ve onun en sevdiği çikolatalı pastalardan birini aldım.
Evine vardığım zaman kapıyı açtığı anda yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.
"Çikolatalı pasta mı aldın cidden?"
"Evet tabiki aldım."
Elimden pastayı aldığı anda bana kocaman sarılmıştı. Sonrasında biraz böyle kalıp geriye çekildi.
"Seni seviyorum Malia."
"Teşekkür ederim bende seni seviyorum. Hadi bakalım geç içeriye."
Pastayı alıp mutfağa doğru ilerledi. Birkaç dakika sonra da elindeki tabaklar ile yanıma gelmişti.
"Yanımda kalmaya devam edecek misin?"
"İstediğin zamana kadar kalmaya devam edeceğim."
"Bak o zaman sonsuza kadar kalmak zorundasın."
...
Gece misafir odasında uyurken birtakım sesler ile uyanmıştım.
Çakal olduğum için en ufak sesleri bile daha net duyuyordum.
Hemen yataktan kalkıp içeriye gittim ama sesler Katherine'in odasından geliyordu.
Hızla odaya gittiğimde Katherine'in kabus gördüğünü anlamıştım. Onun yanına gittiğimde elini tuttum ve yavaşça onu uyandırdım.
"Kabus mu görüyordun?"
Kafasını olumlu anlamda salladığında uzanıp yanına yatmıştım.
Sonrasında kafasını kendime çekip ona sıkıca sarıldım.
"Uyumaya çalış."
"Bana niye bu kadar iyi davranıyorsun? Sana zamanında kötü şeyler yapmıştım."
"Kin tutan bir insan değilim. Hadi sen uyumaya çalış."
"Tekrardan teşekkürler."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Fanfiction"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....