Dean'den:
Kızla konuştuktan sonra onu bulan kızla da konuşmam gerektiğini düşünmüştüm.
Belki ondan daha fazlasını öğrenebilirdim.
Kızın kantine indiğini söylemişlerdi bende hızlıca kantine indim.
Kızı gördüğüm anda o olduğunu anlamıştım zaten. Çünkü üstünde hala kanlı kıyafetleri vardı.
Kim kanlı kıyafetleri ile durmak ister ki?
"Malia Tate?"
Kız elindeki kahve bardağına işkence etmeyi bırakıp kafasını bana çevirmişti.
"Ben FBI'dan Alan Smith." Kartımı ona gösterdiğim zaman tüm dikkatini bana çevirmişti.
"Dün gece hakkında sizinle konuşmak istiyorum. Arkadaşınıza olanlar hakkında."
"Konuşalım tabiki."
"Onu ne zaman ve nerede buldunuz?"
"Saat 10.45te okulun kampüs koridorunda buldum."
"Pekala okulda ne işiniz vardı?"
"Okulun yüzme takımındayım ve kıyafetlerimi dolabımda unutmuşum. Bu sabah bir yarış vardı ve erken saatte gitmem gerekiyordu. Koçumu arayıp gelemeyeceğimi söyledim."
Kızın anlattıkları şu ana kadar gayet tutarlıydı.
"Peki onu nasıl buldunuz?"
"Okula girmiştim ve tam o anda yerde bir siluet fark ettim. Hemen yanına gittiğimde de onun o halini gördüm. 911'i aradım ve ambulansın gelmesini beklemeye başladım."
"Onu kucağında taşıdığını duydum." Dediğimde kızı birkaç saniyeliğine süzmüştüm. Bunu yapabilecek bir yapısı yoktu.
"Okulun yüzme takımının yıldızıyım ve uzun zamandır spor yapıyorum. Onu taşımak çok da zor olmadı."
Anlattıkları yeniden mantıklı gelmişti.
"Peki dikkatini çeken başka bir şey oldu mu? Başka bir şey gördün mü etrafta. Tuhaf ya da ilgi çekici bir şey."
"Ben yanına gittiğim zaman yalnızdı."
"Soğukkanlılığına hayran kaldım doğrusu. Başkası olsa panik yapabilirdi."
Elini saçına atıp yüzüne düşen saçlarını geriye atmıştı. Yüz hatları fazla sertti ama bu hali ile birçok erkeğin ağzının sularını akıtacağının garantisini verebilirim.
"Babamın bir sözü vardır dedektif, tehlike anında sakin olursan kazanırsın. Ölmek istersen panik yapman yeterlidir."
Kızın sözlerine kafamı sallayarak karşılık vermiştim.
"Pekala Malia, cidden yardımcı oldun. Ama eğer daha fazlasını anlatmak istersen..." ceketimdeki kartı çıkarıp ona uzattım. "....Beni araman yeterli. Her şekilde beni arayabilirsin."
"Teşekkür ederim arayacağıma emin olabilirsiniz."
Hep böyle derler zaten.
Sonunda ayaklanıp kızın yanından gideceğim sıra onu tekrar süzdüm.
"Üstünü değiştirsen iyi olur."
"Kan beni fazla rahatsız etmiyor, kan olduğunu düşünmemeye çalışıyorum. Ayrıca daha evime gidemedim o nedenle de üstümü değişemedim."
"Hastanede kıyafet kısımları var istersen onlardan temiz kıyafet alabilirsin."
"Öneri için teşekkürler."
Ondan uzaklaşırken elimi cebime atıp telefonumu çıkardım.
"Kai bir şey bulabildin mi?"
"Olay yerini inceledim biraz."
"Olay yerine nasıl girdin?"
"Adli tıp uzmanı yardımcısı olarak tanıttım kendimi ve zor da olmadı. Bu konularda bayağı bilgim var. Hatta birkaç fotoğraf da çektim."
"İşe yarar bir şeyler buldun mu?"
"Pek sayılmaz ama yine de sıfır da değil. Bu arada güvenlik kameraları ile ilgili kötü bir haberim var, kameralar saat dokuzdan sonra kaydı durduruyormuş. Bu yüzden hiç görüntü yok elimizde."
"Bu bayağı kötü oldu işte. Neyse motelde buluşuruz hızlı gel benim de anlatacaklarım var."
"Tamamdır patron." Telefonu kapadıktan sonra son kez hastaneye baktım.
Nedense bu, kızlarla son konuşmam olmayacakmış gibi hissediyorum.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Fanfiction"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....