34. bölüm

450 52 10
                                    

Kai'den:

"Tamam ben okuldayım Dean, burayı kontrol ediyorum şu an. Sen nerdesin?"

"Bir bardayım."

"Dean!"

"Şey yani bar görünümlü bir kafedeyim. Ölen çocuğun arkadaşı ile konuşacağım."

"Her neyse ben kapatıyorum, bir gelişme olursa bana haber ver."

"Buradaki striptizçiler çok güzel."

"Hani kafedeydin sen?"

"Bar görünümlü demiştim sana." Telefonu yüzüme kapadığında istemsizce gülmüştüm.

O sıra okulun karanlık koridorunda bi siluet fark etmiştim.

Elim istemsizce silahıma doğru gittiğinde siluet de bana yaklaşmaya başlamıştı.

"Malia?" Elimi hemen silahımdan çektiğimde o da aynı şaşkınlık ile bana bakıyordu.

"Senin burada ne işin var?" Dediğimde "Asıl senin burada ne işin var, burası benim okulum." Demişti.

"Şey.. Aslında şu cinayet olayları biraz ilgimi çekiyor ve belki bir şeyler bulurum diyerek okula gelmiştim."

"Gerizekalısın yani... çünkü onlar geceleri cinayet işliyor."

"Sende burada olduğuna göre pek de akıllı değilsin."

Birbirimize diklenircesine baktığımızda yan taraftan tıslamaya benzer bir ses gelmişti.

"O neydi öyle?" Dediğimde Malia endişe ile etrafına bakmıştı.

"Bence buradan gitmeliyiz."

"Bence de."

Elimi tutup beni çekmeye başladığında her ne kadar burada durup o yaratığı haklamak istesem de Malia'yı da tehlikeye atmak istemiyordum.

"Nereye gidiyoruz?"

"Okulun arka kısmında bir çıkış var, oradan çıkabiliriz."

"O sesin sahibini merak ediyorum şu an."

Malia ile bir koridordan daha saptığımızda karşımıza iki tane yaratık çıkması pek de iyi olmamıştı.

Anında Malia'yı arkama almıştım.

"Malia git buradan."

Hiçbir şey yapmadan arkamda durmaya devam ediyordu.

Şoka girdiğini düşünmeye başlıyorum.

"Malia beni duydun mu?"

"Karen bence sen gitmelisin. Onların derdinin benimle olduğunu düşünmüyorum çünkü."

Bu dediği üstüne şaşkına dönmüş olsam da iki yaratığın gözünün de benim üstümde olması dediğini onaylar nitelikteydi.

"Onlarla başa çıkabilirim ama aynı anda seni koruyamam. Git burada  diyorum."

Yaratıklardan birisi üstüme doğru gelmeye başladığında anında silahımı elime almıştım.

Ama arkadan bir şey üstüme çıktığında silah yana uçtu.

İki değil üç kişilermiş.

Onu üstümden atmaya çalıştığım esnada birisi tutup onu üstümden kaldırmıştı.

"Karen git buradan."

Malia beni çekip arkasına doğru ittiğinde yaratıklardan biri onun üstüne çullanmıştı.

Ama Malia onu üstünden büyük bir hızla attığında şaşkınlığım daha da artmıştı.

Yana düşen silahımı alıp içlerinden birine ateş etmiş olsam da onu omzundan vurmakla yetinmiştim. Sonrasında bir diğeri üstüme çıktı ama onun boğazına belimdeki bıçağı saplamıştım.

Omzunu yaraladığım yaratık beni duvara firlattığında ayağımda keskin bir acı oluşmuştu.

"Ama dikişime geldi ayıp."

Gözlerim Malia'yı aradığında onu görememiştim çünkü yaratık üstüme çıkmıştı.

Botumdaki yedek silahı onun ağzına dayayıp tetiğe bastım ve cansız bedenini üstümden attım.

Elimdeki silahla zoraki bir halde ayağa kalkmayı becerdiğimde hızla etrafı taradım.

Malia etrafta yoktu, ve diğer yaratık da yoktu.

Korkuyla koridor sonuna doğru koşmaya başlamıştım.

Ne ayağımdaki yara ne de başka bir şey önemsizdi şu an.

Arka tarafa açılan kapıyı bulmuştum. Kapı sonuna kadar açıktı.

Hızlıca dışarı çıktığımda iki yaratığın ilerde dövüştüğünü fark edip silahımı onlara çevirmiştim.

Ama sonra...

İçlerinden birinin Malia olduğunu fark ettim.

Pençeleri ve sivri dişleri vardı.

Gözleri mavi bir şekilde parlıyordu ve bunu daha önce de gördüğümü biliyordum.

Gözleri yine birkaç saniyeliğine beni bulduğunda karnına bir pençe yemişti.

Sesi kulağıma dolduğu anda silahımı diğer yaratığa çevirip ateş ettim. Saniyeler içinde yaratık yere düştüğünde elimdeki silahı daha sıkı kavrayıp yerde yaralı halde yatan Malia'nın yanına doğru ilerledim.

Karnını tutuyordu sıkıca.

Gözleri de eski halini almıştı ve pençelerini de göremiyordum.

"Beni de öldürecek misin Karen?" Durup elimdeki silaha baktı. "Bekle yoksa Kai mi demeliydim?"

...

Hunt You DownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin